English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lale

Lale Çeviri Portekizce

176 parallel translation
Kırlar göz alabildiğine lale doluymuş.
Parece que há campos delas inteiros, a perder de vista.
Lale.
Tulipa.
Bay Mazzini ve ben lale ağacının altında çay içiyor olacağız.
Tomaremos chá à sombra do tulipeiro.
Bunu çadırımda söylemen iyi oldu, ihtiyar lale.
Ainda bem que o disseste sob a minha tenda, anão!
Ama o, Türklerin satın alamayacağı bir lale.
Um anão que os turcos não poderiam comprar.
Genç İnsanlar Birliği bazı şeyler yetiştirdi. Yerfıstığı yerfıstığı ve lale gibi şeyler.
Sim, a Liga da Juventude produz algumas coisas... como amendoins e tulipas.
Lale soğanlarının Tokyo'da bir tarım fuarında sergilenebilecek kadar büyük oldulklarını söylediler.
Disseram que os bolbos de tulipa eram tão grandes... que os exibiram numa feira agrícola em Tóquio.
lale gibi görünüyor.
Parece uma tulipa.
Birkaç hafta içerisinde, biraz çim tohumu ve birkaç lale soğanıyla buranın bozulmuş olduğunu söylemek oldukça güç olacaktır.
Daqui a umas semanas, com umas sementes de relva, seria difícil dizer que se mexeu nela.
Fiyatlar karaborsaya düştü. İnsanlar, lale soğanı yiyerek hayatta kaldı.
As pessoas sobreviveram comendo bolbos de túlipas.
Burada 60.000 lale soğanı var.
Temos aqui 60.000 bolbos de túlipa.
- Park et şu arabayı lale! Kes sesini!
- Arruma o carro e cala-te, parvo!
Geçen yıl kütüphaneye yaptığı lale tohumu yardımı için ödüllendirildiğini düşünecek.
Ela acha que é um prémio por... ter trabalhado na biblioteca pública por 60 anos.
Ben daha cesur bir şeyi tercih ederim - pervasız gül, fırtınalı lale.
Eu prefiro algo mais forte - a arrojada rosa, a túlipa temperamental.
Belki de lale soğanları ekiyordur.
Talvez esteja a plantar tulipas.
- Kuğu da mı geliyor? - Franck, lale bordürlerin oraya kuğuların yakışacağını söyledi. Konukların gireceği yerde.
- O Franck achou... que seria bonito ter cisnes perto das túlipas e da entrada.
- Nina, lale bordürümüz yok ki.
- Mas terão.
Lale Zamanı Merkezi Bölgeler şampiyonları, ve üç defa Büyük Pan Pasifik Ödülü Amatör Beş Danslık Latin Amerikan şampiyonları!
Tulip Time Central Districts e Outer Lying Regions... Winter Five Dance duas vezes campeões... e mais de três vezes Pan Pacific Grand Prix... campeões do Amateur Five Dance Latin American!
Onlara lale götürmeni isteyecektim.
Gostaria que levasse... algumas tulipas.
Kuru bir havlu uzatır mısın, Bayan Lale Güzeli?
Passas-me uma toalha seca, menina Tulipa Linda?
İşte bunu sevdim. Bana lale demen hoşuma gidiyor. Lale, beyin özürlüden çok daha iyi.
Disso gosto, gosto de ser tratada por tulipa, é bem melhor que mongolóide.
- Jack, bana neden lale veriyorsun?
- Com licença, enfermeira.
Polisleri çağırcaz lan, lale seni!
Então chama a polícia, sua vaca!
Dr. Benton'a ameliyathanesi olduğunu söyle. Ve lale sevdiğimi söyle.
Diga ao Dr. Benton que já tem bloco e que eu gosto de tulipas.
Bu sıradan köhne hayatımıza renk verecek ve hep arzuladığımız tek bir narin bir lale. ... ve sen değerli dostum, hayatındaki meleğini buldun. Ve benim kalbim..... asla benim olamayacağını bildiğim bir güzelliğin..
Uma tulipa encantadora pela qual incessantemente ansiamos ao longo das nossas lúgubres e rotineiras vidas e tu, meu amigo, encontraste o teu anjo posso garantir-to já que também o meu coração foi capturado por uma ofegante beleza,
Şimdi lale zamanı ve çok mutuyum.
Hoje começa a época das tulipas e eu sinto-me tão feliz.
Tamam o zaman, işte bir lale.
Está bem, aqui tens uma tulipa.
Çünkü bir lale gibi.
Sr. Shapiro, já está.
Ve çok tatlı küçük bir ağzı. Ve burnu. Tıpkı lale gibiydi.
Tinha olhos grandes e lábios carnudos.
Sonra çiçekçi aradı ve lale olmadığını söyledi.
Depois, a florista disse que não há tulipas.
Eğer bu bir lale olsaydı, şimdiye ölmüş olabilirdi.
Se tivesse sido um gladíolo, estaria morto.
Biz uh, eşarplar, lale posta kartları aldık..
Temos lenços, postais de recordação...
Lale Odası, buranın ilerisi.
É na Sala das Túlipas. Por ali.
Charlotte lale taşımalı.
A Charlotte devia levar as túlipas!
- Jimmy "Lale" Tudeski.
- Jimmy, a tulipa Tudeski.
- Lale Jimmy, Gogolak... çetesinin kiralık katiliydi. Gogolak çetesi.
Jimmy, a tulipa, era o matador da gangue GogoIak.
- Lale mi? En sevdiği çiçek. Kurbanlarının cenazesine gönderdiği çiçek.
Era a flor que mandava para o enterro de suas vítimas.
Er ya da geç. Lale?
Mais cedo ou mais tarde.
- Lale Jimmy'nin nerede... olduğunu bildiğin geldi kulağımıza.
Quem é você? Soubemos que sabe do paradeiro de Jimmy, a tulipa.
Var mı yok mu? Lale Jimmy'nin... nerede olduğu hakkında bilgin var mı?
Você sabe ou não... do paradeiro de Jimmy, a tulipa?
- Ve bir şekilde Lale Jimmy'nin... nerede olduğunu bildiğimi öğrenmişti.
- ele sabia que eu sabia do Jimmy. - Depois de esmagar meus rins... me levou até Janni GogoIak. - O que ele fez?
- Lale Jimmy mi?
Jimmy, a tulipa?
Lale Jimmy kapı komşun mu?
Jimmy, a tulipa, é seu vizinho?
Lale Jimmy dedikleri adam kapı komşumuz.
Pode ser, Jimmy, a tulipa, é meu vizinho.
- Lale Jimmy mi? Kahretsin.
´ Jimmy, a tulipa?
- Lale olur muydu?
- E que tal "túlipa"?
Ağaçta oturan mükemmel Debra ve lale.
A Debra perfeita, sentada num sofá
- Bana lale mi veriyorsun?
- Tulipas pra mim?
Ve sonra çiçekçi aradı hiç lale olmayacağını söyledi.
Depois, a florista disse que não há tulipas.
Lale Jimmy?
Jimmy, a tulipa?
[ANONS] Lale Sineması'nda, bu akşam sinemaskop...
The Gangsters será exibido esta noite no Cinema Lale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]