English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lavabo

Lavabo Çeviri Portekizce

530 parallel translation
İsterseniz lavabo su tarafta.
A casa de banho é naquela porta, se é isso que procura.
Lavabo boş.
O lava-louça está vazio.
Bir keresinde bana, "senin gibi bir filozof niçin tuvalette?" demiştin.
Perguntou uma vez que fazia um filósofo como eu num lavabo.
Lavabo koridorun başında, sağdaki son oda.
A casa de banho é a fundo do corredor, a última porta à direita.
Altında muşambadan dolaplı lavabo.
Frigorífico. Um lava-loiças e armário de linóleo.
7 : 25, lavabo, kiler, buz kutusunu temizle.
7 : 15, acordar as crianças. 7 : 25, limpar pia, copa e frigorífico.
Lavabo karşıda, Marshall.
A bacia de lavar fica ali, delegado.
Hangi beyefendi olsa lavabo için 50 dolar verir.
Todo o cavalheiro chique dá 50 dólares para uma ida ao toilette.
"Bay Fitzsimmons... lavabo için, 50 dolar."
" Sr. Fitzsimmons... toilette, $ 50.
Bu sıçanların her biri lavabo için 50 dolar vermesine rağmen, banka hesabım altı ay öncesine göre 9 dolar azalmış.
Apesar do facto destes ratos arrotarem 50 dólares para o toilette, que nem patinhos... tenho menos nove dólares na conta do que há seis meses.
Lavabo için 50 dolar.
50 dólares para o toilette.
Bunlar ne için.
Perguntei-me para que seriam as camisas que ele pusera no lavabo.
WC kaidesinden lavabo önde.
É o lavatório a liderar pela casa de banho.
Bitiş çizgisinde WC'den lavabo sonra kanepe, askılık, ayaklı abajur ve Joanna Southcott'ın kutusu.
As posições são : Lavatório da casa de banho, depois o sofá, o bengaleiro, o candeeiro e a caixa da Joanna.
Uluslararası Küvet ve Lavabo Firması..
"International Bathtub and Sink".
Lavabo senin.
O lavatório é teu.
Dün üç ayri rezervuara, tuvalete ve benzin istasyonuna gitti.
Ontem foi a três reservatórios, um lavabo de homens e ao Pig Whistle.
Sonra tuvalette hareket ettiğini duydum, sonra da tam bir sessizlik çöktü.
E depois eu o ouvi usar o lavabo e é só o que se sabe.
Tuvalete gidiyorum.
Tenho que ir ao lavabo.
* Başka adamın tavasını kızartıyor *
Another man's pan Foi alguma vez ao lavabo de senhoras daqui?
- Lavabo pompamı da satacak mısın?
- Vais vender o meu plunger também?
Doo, bir de lanet olası lavabo tıkandı. Sabahın yarısını, lavaboyu açmakla geçirdim.
E Doo, o raio da pia entupiu-se e passei metade da manhã a arranjar isso.
Tıpkı Alman tarafındaki gibi orası tuvalet amacıyla yapılmış.
Deve ter sido feita como lavabo para coincidir com o do lado alemão.
Lavabo hemen sağ tarafta.
A casa de banho é lá em baixo, à direita.
UVALE MEŞGUL
LAVABO OCUPADO
Ya da lavabo atıkların.
Ou o que sobrou dela.
Lavabo tamiri.
- Arranjar torneira. - Entre.
Lavabo kirli tabak kaynıyor. Hadi, kızlar.
Tenho uma pia cheia de pratos sujos.
"Lavabo" yu bilmiyorum.
- Não sei o que é "banheiro".
Hayır, kadının biri tuvalete gidecekmiş, bakmamı rica etti.
- Quero dizer... 'Pode segurar-me a criança porque tenho que ir ao lavabo? ...'
Evden dışarı çıkmazsam içkisine lavabo açacağı karıştıracağım.
Vou pôr-lhe soda cáustica na bebida. Não faças isso.
- İçkisine lavabo açacağı mı döktün?
Puseste-lhe soda cáustica na bebida?
Drajelere lavabo açıcısı koymuşlar.
Continham soda cáustica. Ia morrer de qualquer jeito.
Drajelerin içine lavabo açıcıyı Dixie koymuş olsun.
Ela põe soda cáustica nos comprimidos.
Lavabo mahvolacak.
A pia inteira ficou podre.
Bir kaşık lavabo açıcısı yemek gibi bir şey.
É como engolir soda cáustica.
100.000 kilometredeki lavabo pompamızı mı?
- A nossa banheira com 160.000 km?
Al, lavabo için işaretlenmiş bir yer göremiyorum.
Al, não vejo a marcação para o lavatório.
Her klozet mayın tarlası gibi.
Cada assento de lavabo é um campo minado.
Lavabo. Süper şef.
Retrete.
Ayrıca ağırlığı doğru ölçen bir tartım ve tavşanları paketleyeceğim yerde üç lavabo olması gerekiyormuş.
Tenho que ter uma balança calibrada... e tinha que ter três pias onde
Lavabo pompanız var mı?
Tens um desentupidor?
- Lavabo nerde ki? Lavabo ne - ooh!
- Onde está o lava-loiças?
- Evet, evet. Küçük bir lavabo.
- Sim, um lava-loiçinhas.
Polonya farelerinde yağ asitleri depolamada sorun var. Senin lavabo çizimini kullanayım.
Ratos polacos com uma doença de acumulação de ácidos gordos.
Lavabo ile yeterince uğraşmıştım.
Já me vi às aranhas com o lava-loiças.
Tuvalet. Lavabo.
Toilet, banheira.
Küçük tuvalet, küçük lavabo, küçük sabunlar.
Casas de banho minúsculas, lavatórios, sabonete...
Tuvalet var mı?
Ao contado. Há um lavabo?
LAVABO DELİĞİ UYARISI
CUIDADO BURACOS SUBTERRANEOS
lavabo temizleyici içmiş kötü düşmüş diye duydum hadi gel bakalım yine atıldı fazla kalamacağım çocuklar.
Eu ouvi dizer que ela tinha caído num poço. Vá lá, acalme-se. Meu Deus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]