Leer Çeviri Portekizce

23 parallel translation

Geçen Şubat'ta o Cuma günü yazarlık semineri öğrencilerime kendi kasvetli dünyasında yaşayan tek insan olan edebiyat öğrencisi James Leer'den bir hikaye okuyordum.

Naquela tarde de sexta-feira em Fevereiro último lia aos meus alunos do "workshop" de escrita avançada, um texto de um tal James Leer, estudante do penúltimo ano de literatura e único habitante do seu melancólico gulag.

Terry Crabtree ve James Leer.

Terry Crabtree e James Leer.

James'i kurtarmak zorunda kalabilirim.

Desconfio que é preciso salvar o James Leer.

Bana James'in nerede oturduğunu bilmediğini mi söylüyorsun?

Estás a dizer que não sabes onde mora o James Leer?

Bir de şu öğrencinizin adı neydi? James Leer mi?

E o que me diz de um aluno seu, de nome James Leer?

Fred Leer.

James Leer'le bir gezinti yaptı k.

Fui dar uma volta de carro com o James Leer.

Gecenin bir yarısı James Leer'in ailesinin evine doğru yürüyor olmamalıydım. Ö zellikle de asıl önemli olanın, Sara ile aramı düzeltmek olduğu bir sırada.

Eu não tinha nada que me arrastar para casa dos pais do James Leer a meio da noite, sobretudo quando o que realmente interessava era tentar compor as coisas com a Sara.

Ama James Leer'i kurtarmaya karar vermiştik.

Mas tínhamos decidido salvar o James Leer.

Demek ki Bay Leer oldukça yüklü bir ceza ödeyecek.

Parece que o nosso Sr. Leer vai ter de pagar uma brutalidade.

Bütün olanlardan James Leer'in sorumlu olduğunu düşünüyorlar.

Eles pensam que o James Leer é de algum modo responsável por isto.

Walter Gaskell, James Leer'i hapse göndermek istemez.

O Gaskell não quer mandar o James Leer para a prisão.

İngiliz Edebiyatı öğrencisi James Leer ilk romanı için bir yayıncı ile anlaştı.

O nosso James Leer, estudante do 2º ano de literatura Inglesa, encontrou um editor para o seu primeiro romance que, salvo erro, se chama

Crabtree'nin yaptığı anlaşmayla James hapse girmedi ve okuldan uzaklaştırılmadı. Ama okulu kendi bıraktı. Kitabının yayımlanması üzerinde çalışmak üzere New York'a gitti.

O James Leer não foi expulso nem foi para a prisão, graças às artimanhas do Crabtree, mas desistiu da universidade e foi para Nova Iorque a fim de melhorar o seu romance para efeitos de publicação.

Bock seppen gran leer.

zzzzzzzzzzzzzz!

Leer jeti, düşündüğümden daha hızlı geldi

O jacto veio depressa.

Sonbaharda Leer jetiyle Londra'ya sonra da Paris'e mi uçacaksın?

De jacto para Londres, Paris no Outono?

Sakin bir kahvaltı yapıyorum ve 12 yıldır ilk defa gazete okuyorum.

Estou a tomar o pequeno-almoço tranquilamente, e a leer o jornal. Pela primeira vez em 12 anos.

- Okuma oyunu değil ki!

Não é um jogo para leer!

Tam zamanında geldiniz Dr. Van Leer.

Parece que foi mesmo a tempo, Dr. Van Lier.

James Leer.

- Sim. James Leer.

James Leer'in nerede olduğunu biliyor musun?

Tu, por acaso, não sabes onde ele está, ou sabes?