Liddy Çeviri Portekizce
111 parallel translation
- Bize bir şarkı söylemez misiniz hanımefendi? - Liddy.
- Canta-nos uma canção, patroa?
Liddy, buraya gel.
Liddy, venha cá.
- İyi akşamlar, Liddy.
- Boa tarde, Liddy.
Tamam, Liddy.
Está tudo bem, Liddy.
- Liddy?
- Liddy?
- Liddy.
- Liddy.
Nikahı Hakim Liddy kıydı.
A juíza chamava-se Liddy.
Son zamanlarda BYSK'dan Gordon Liddy adında bir avukatın adını çok duyar olduk.
Começa-se a falar dum advogado da CREEP... chamado...
Gordon Liddy...
Gordon Liddy.
Bir keresinde bir partideydim ve Liddy elini bir mumun üzerine koydu ve öylece tuttu ta ki eli yanana kadar elini öylece alevin üzerinde tuttu.
Uma vez, numa festa onde estive, Liddy pôs a mão sobre a chama duma vela e não a tirou de lá... até a pele ficar queimada.
Birisi "Bu işin inceliği nedir?" diye sordu. Liddy de "Bu işin inceliği umursamamaktır." dedi.
Alguém perguntou : "Qual é o truque?" E Liddy disse : "O truque é não ligar."
Soruşturma Kurulu'nun iddianamesi yakında açıklanacak ve tüm göstergeler bunun beş hırsızda sonlanacağını işaret ediyor Hunt ve Liddy.
O despacho do Grande Júri será publicado em breve... e só inculpará os cinco assaltantes, mais o Hunt e o Liddy.
Bay Liddy mi?
- O Sr. Liddy?
"L", La Rue olabilir. Liddy olabilir.
- "L" pode ser La Rue ou Liddy.
"L" Liddy.
- "L" é Liddy.
Ben de "Yani Gordon Liddy mi?" dedim. O da "Evet." dedi.
"Refere-se a Gordon Liddy?" E ela : "Sim."
"P" Porter, "L" Liddy.
"P", Porter ; "L", Liddy.
Soruşturma Kurulu'nun tüm suçlamaları beş hırsızda son buldu, Hunt ve Liddy.
O despacho de pronúncia de hoje do Grande Júri... limitou-se... aos 5 assaltantes, ao Hunt e ao Liddy.
Evet, doğru. Paranın neden Liddy ve Mitchell'ın yardımcılarına verildiğinin bir açıklaması vardır belki.
Talvez haja uma explicação legítima... para como o dinheiro foi dado aos ajudantes de Liddy e Mitchell.
Başsavcıyken paranın Liddy'e ödenmesini onayladığını biliyoruz.
Aprovou pagamentos a Liddy quando era Procurador-Geral.
Adım Liddy.
- Liddy.
Gordon Liddy.
Gordon Liddy.
Gordon Liddy olsaydı ne yapardı?
Acalma-te. O que faria o Gordon Liddy?
Onun bir parçası olmuşlar. Orada tüm o, Helm ve Hunt ve Liddy'lerle beraber.
Trabalham com o Helms, o Hunt, o Liddy e toda aquela gente.
Bak sana ne diyeceğim Liddy.
Deixa-me dizer-te, Liddy.
Liddy bunları zihninden çıkarmak zorundasın.
Tens de apagar isso da tua memória, Lydia.
Haydi Liddy.
Vá lá, Lydia.
- Liddy?
- Lydia?
- Ve Liddy...
E, Liddy?
- Ne istiyorsun Liddy?
- O que queres, Lydia?
Tanrım Liddy, gerçekçi ol.
- Bolas, Lydia. Acorda.
- Peki ya sen Liddy?
- E tu, Lydia?
Selam Liddy.
Olá, Liddy.
G Gordon Liddy'nin ulusumuzun iyiliği için insanları piyano teli ile boğarken içkiler için para ödediğini mi sanıyorsun?
Tu pensas que o G Gordon Liddy pagou pelas suas bebidas enquanto ele andava a estrangular pessoas com o fio do piano pelo bem da nossa nação?
Adam kendini Beyaz Saray tesisatçısı, sizi de G. Gordon Liddy sanıyor.
Acha-se um canalizador da Casa Branca sendo tu o G. Gordon Liddy.
- Liddy Teyzeyi almaya gitti.
- Foi buscar a tia Liddy.
Liddy Teyze mi geliyor?
A tia Liddy vem?
Ben, G. Gordon Liddy, kendi ulusal radyo şovumu yapacağım.
Eu, G. Gordon Liddy, vou ter um programa sindicalizado de rádio.
Sana G. Gordon Liddy'den öğrendiğim hareketleri göstereceğim!
Vou mostrar-te alguns movimentos que aprendi com o G. Gordon Liddy!
Neden G. Gordon Liddy'yi çağırmadın?
Porque não contrataste o G. Gordon Liddy? Por favor!
Ben Liddy.
É o Liddy.
Liddy Walsh mu?
- Liddy Walsh?
Bekle Liddy Walsh mu?
Não, espera. A Liddy Walsh?
Liddy güçlü bir kız.
A Liddy é uma miúda forte.
Ve bu Liddy idi, değil mi?
E tem a Liddy, certo?
Tanrım, Liddy mi?
Jesus, essa é Liddy?
Akşam Liddy'nin partisine geliyor musun?
Então, vens à festa da Liddy hoje à noite?
Eğer onları dinlemeseydik Liddy'le sabah kahvemizi içiyor olurduk.
Não é hora nem lugar para isso. Se não os tivéssemos ouvido, estaríamos a tomar café.
- Liddy.
- Oh, Liddy.
O zaman "L" Liddy.
Então, "L" é Liddy.
Üzgünüm Liddy.
Desculpa, Liddy.