English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lido

Lido Çeviri Portekizce

2,285 parallel translation
Üzgünüm. Daha dikkatli okumalıydım.
Devia ter lido o convite com atenção.
- İncil okuyup, ruhlarımızı kurtaralım
Achei que estávamos a seguir um outro rumo. Temos lido a Bíblia, rezado... e tentado salvar as nossas almas.
Yakında öğreneceksin
Não é assim que lido com as coisas. Em breve veremos como lidas com as coisas.
Yazdığın her bir kelimeyi okudum ve ne kadar tahrik olduğumu anlatamam.
Tenho lido todas as palavras que escreveste e não consigo dizer-te o quanto me excitou.
Affedersiniz ama her gün gizli saklı işler yapıyorum zaten.
Peço desculpa. Lido todos os dias com coisas confidenciais.
1950'lerden kalma laboratuvar ekipmanlarıyla çalışıyorum.
Lido com equipamento de laboratório dos anos 50.
Aklını okuduğum için özür dilerim.
Peço desculpa por ter lido a sua mente.
Allahım ya! Kaç tane Sherlock Holmes okudun sen?
Cara, quantos Sherlock Holmes tem lido?
Muhabbeti açmak için dekoru hazırlamışsın gazete okunmuş görünsün diye katlanmış bulmacayı doldurmuşsun, ama soruları cevaplamaya üşenmiş olsan gerek, hepsini kafandan uydurmuşsun.
Trouxe um adereço para começar a conversa. Dobrou o jornal para parecer lido, preencheu algumas respostas, mas não se preocupou muito com a coisa, por isso colocou letras aleatoriamente.
Bilmiyorum belki de bir yerde okumuşsundur bunlar da bilinçaltındır.
- Não sei, talvez os tivesses lido e estivessem no teu subconsciente.
Bilemiyorum ama son zamanlarda bu konu hakkında çok fazla düşündüm ve okudum. Sanırım bu Karanlık Madde gibi bizim pek bilmediğimiz türden bilimsel konularla ilgili.
Não sei, mas tenho pensado e lido muito ultimamente, claro e acho que tem algo a ver com aquela ciência mágica de que pouco sabemos, como...
okumak isterse gerçekten iyi aktarılmışlar..
Tudo foi bem documentado. Ele saberia, se tivesse lido.
Bu keşiş, o mektubu sakladı çünkü biliyordu ki, mektubu okuduğu öğrenilirse kendi de öldürülecekti.
Este monge escondeu o que encontrou certo de que se alguém soubesse o que ele havia lido ele também seria eliminado.
Seninle sonra ilgileneceğim.
Cala essa boca! Lido contigo mais tarde.
Bunu üremeyi arttırıcı olarak algılayacak.
Ela havia lido que aumenta a reprodução.
- Hareketlerimden mi? !
- A maneira como lido comigo?
Gazeteden mi okumayı tercih ederdin?
Preferiria ter lido nos jornais?
Çok iyi hatırlıyorum. Okudunuz.
Lembro-me perfeitamente de mos ter lido.
Artık direk olarak Ring'le çalışıyorum.
Agora lido directamente com a Ring.
Okul bitinceye kadar kaç tane kitap okuyacağını düşünüyorsun?
Quantos livros acha que você terá lido até ao final da escola, até ter concluído a escola?
Bir reçeteli ilacın barkodlanmadığını anlamanın bir yolu var mı?
Pode dizer-me se o código de barras de uma certa receita foi lido?
Barkodlanmamış.
O código de barras não foi lido.
Bu arada, her ne kadar eczane Ben'in ilacını barkodlamamış olsa da aynı zamanda da stoklarında 80 miligramlık Oksikodon yokmuş o gün.
A farmácia pode não ter lido o código da receita do Ben, mas também não tinha oxicodona de 80 mg no stock, naquele dia.
Kaptan Ahab'ın öldürdüğü gibi henüz daha o kitabı da bitirmedim.
E como o Capitão Ahab tinha acabado com... Nunca tinha lido o livro todo.
Dosyaya ulaşabilen birisi bizim okuduğumuz şeyleri aynen okuyup onları kullanarak hedef şaşırtmada kullanmış olabilir. Pekâlâ.
Qualquer pessoa com acesso teria lido o que nós lemos e podia usar isso para nos despistar.
Düşünmeden edemiyorum ama... Matt, Jessica'nın çalışmasını kopyalamamış olsaydı Danielle onları okumayacaktı. Bunların hiçbiri de olmayacaktı.
Não consigo deixar de pensar, que se o Matt não tivesse copiado a pesquisa, a Danielle nunca a teria lido e nada disto teria acontecido.
Şu seri katil hakkında çok fazla şey okuyorum sanırım.
Acho que tenho lido muito acerca do serial killer.
Okumuşsunuzdur.
Deves ter lido sobre isso.
Bunu halledeceğim tamam mı?
Fica só a saber... que eu lido com isto, está bem?
Ben de stresle böyle başa çıkıyorum.
É com isto que eu lido com o stress.
Cinsel çekim üzerine pek çok şey okudum ve en çok ilginin ergenlik öncesine karşı olduğunu biliyorum. Ayrıca cinsiyet konusunda bir geçiş noktası.
Eu tenho lido muita coisa sobre atracção sexual e sei que os pré-adolescentes têm a maior fatia e também um grande cruzamento de géneros.
Gerçeklerden bahsediyorum, onlardan biri Anton Vargas'ın, hal'en aynı çatının altında olması.
Eu lido com as realidades. Uma das quais, é que o Anton Vargas também está aqui, neste momento.
- Hayır, sadece dikkatli davranıyorum. söz konusu olan 1 milyar dolarlık bir ihale.
Sou muito meticuloso quando lido com contratos de mil milhões de dólares.
Valdaire Tomarı, şu an Arayıcı'nın elinde. Sadece bir Gece Perisi ışığıyla okunulabilir.
O Pergaminho de Valdaire, que está agora na posse do Seeker, só pode ser lido à luz de um Espírito da Noite.
Sanırım bu senin Lisbon'la olan ilişkimden rahatsız olduğunu gösterme şeklin.
Calculo que seja a sua maneira de dizer que está descontente com a maneira como lido com a Lisbon. Passamos muito tempo juntos.
Bak, ben bu lise çağı olaylarından pek anlamam...
Não lido bem com essas coisas do liceu.
Bayan Lane bazı durumları tespit etmek için personel dosyalarını okuyordum.
Mna. Lane... Tenho lido os ficheiros do pessoal... para identificar problemas.
Ama eğer okuyorsa, ya da okumuyorsa bile belki de onu arayıp haberleri vermelisin.
Mas para o caso de ter lido, ou mesmo que não tenha, talvez devesses ligar-lhe para lhe dar o ponto da situação. - Não o ameaces.
Sanırım, " Tabii ki Hâlâ Bekâr Kalırsın.
Parece que ela deve ter lido aquele livro
Ve ben de Tiger Woods hakkında okuduğu bir şey varmış Zolpidem seks ile ilgili, anlarsınız ya.
Era algo que ela tinha lido no caso Tiger Woods, sobre sexo sob o efeito de Zolpidem, descontraído e louco.
Ben de aynı sorunlarla boğuşuyorum.
Eu lido com esses mesmos problemas.
Daha önce hiç Limbaugh'un yazdıklarını okumamıştım ama bu kitap, kişisel sorumluluk mali mesuliyet ve biftek yiyenlerin sayısı konusunda harika bir görüş ortaya atıyor.
Sabes, na verdade nunca tinha lido nada do Limbaugh, mas este livro coloca questões muito interessantes acerca da responsabilidade pessoal, responsabilidade fiscal, e como comer bem um bife.
Daha önce hiç Limbaugh'nun kitabını okumamıştım. Bu kitap kişisel mesuliyet, mali sorumluluk ve biftek yeme dayanışması hakkında harika fikirler sunuyor.
Sabes, na verdade nunca tinha lido nada do Limbaugh, mas este livro coloca questões muito interessantes acerca da responsabilidade pessoal, responsabilidade fiscal, e como comer bem um bife.
Wall Street'teki kodamanlardan biri gibiyim sadece para yerine çamaşırlarla ilgileniyorum.
Sou como aqueles grandes de Wall Street, só que lido com lavandaria em vez de dinheiro.
Bir sürü ergen ile konuşuyorum.
Eu lido com muitos adolescentes.
Ah. İnsanlar benim bütün gün ölülülerle ilgilendiğimi duyduklarında tuhaflaşıyorlar.
As pessoas ficam estranhas quando descobrem que eu lido com pessoas mortas todos os dias.
Ben sadece değişimde iyi değilim, sanırım.
Eu... Acho que não lido muito bem com mudanças. Bem, lidas melhor do que eu.
Okuyor olmanız gereken kitaptan.
É tirado desse livro que todos deviam ter lido.
Alt seviye görevlilerle uğraşmaktan bıktım.
Não lido mais com subordinados.
Okuduklarını kastediyorsun.
- Queres dizer o que tens lido.
Birileri notlarını okumuş olmalı.
Alguém pode ter lido os apontamentos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]