English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lights

Lights Çeviri Portekizce

321 parallel translation
* Gülümseyişiyle sabahımı aydınlatma şekli *
The way she lights my morning With her smile
City Lights Bookstore'un arka sokağında bulunan parçalara ayrılmış cesedin hayat kadını Cindy Chow'a ait olduğu belirlendi.
Foi encontrado na área de North Beach. Segundo as informações avançadas, trata-se de Cindy Chow, uma prostituta. O cadáver mutilado foi encontrado num beco, perto da livraria City Lights.
Ultra hafife geçtim.
Mudei para os ultra lights.
Senin şu başyapıtın Lights Out için üç gün çalışmıştım.
Trabalhei 3 dias naquela tua produção chamada "Lights Out".
Lights Out, isminde birşey.
Uma coisa chamada "Lights Out".
Lights Out?
"Lights Out"?
O aptal Buzz Işıklışişko sana yardım edemez!
Aquele parvalhão do Buzz Lights não te pode ajudar!
Jacqueline Lights.
jacqueline Lights.
Fıstık ezmesi, sigara... Oamel Light, su...
Queria manteiga de amendoim, cigarros Camel Lights água...
Üç Marlboro ve üç Marlboro Lights'tan sonra Patrick'in filmler için beste yapan bir müzisyen olduğunu öğrendim.
Podemos fumar lá. Três Marlboros e dois Marlboro Lights depois, já sabia que o Patrick compunha música para o cinema.
Ek C. Bu doğru. Altı kasa biraya, bir karton Morley Lights'a ve büyük bir kâse de jelibona ihtiyacım var.
Preciso de seis latas de cerveja, uma embalagem de Morley Lights, e uma taça de gomas.
Madem gidiyorsun bana da bir paket light sigara al.
Já que vais traz-me um "lights".
Bir paket light sigara.
Um maço de "lights".
- Bundan içer misin?
- Lights? - Não.
Sen bu konuda konuşamazsın, Bayan Marlboro Lights.
Olha quem fala, Miss Marlboro Lights.
Bir paket çakmak alacağım.
Vou levar um maço de lights.
Bir paket Newport alabilir miyim?
Quero um maço de Newport Lights.
Marlboro, Marlboro Lights, Winston, Dunhill, Benson Hedges Jockey Club, Lucky Strike, Virginia Slims Mentollü ve Gauloises.
Marlboro, Marlboro Lights, Winston, Dunhill, Benson Edges, Jockey Club, Lucky Strike, Virginia Slims de mentol,
Bu 24 peni, bir sinema biletinden çok daha ucuz değil mi?
Toma 24 cigarros Marlboro Lights.
Harbor Lights Tıp Merkezi.
Hospital Harbor Lights.
Ben Julie Camby, Harbor Lights acil servisinde hemşireyim.
Sou Julie Camby, enfermeira nas urgências do Harbor Lights.
- Harbor Lights'a gitmen ne kadar sürer?
- Em quanto tempo chegas ao Harbor Lights?
Haberleşme birimimiz az önce Harbor Lights Tıp Merkezinden, CDA'ya bir aramayı kaydetti.
As Communicações interceptaram um chamada para o CDC do Hospital Harbor Lights.
CDC'nin, Harbor Lights'da ne işi var?
Que está o CDC a fazer no Harbor Lights?
Harbor Lights Hastanesinde tanıdığımız var mı?
Temos algum "familiar" no Hospital Harbor Lights?
- Harbor Light hastanesi için paketimiz var.
- Entrega para o Hospital Harbor Lights.
Marlboro Lights lütfen.
Um Marlboro Lights, por favor.
Yavaşça fren yap, sola dön.
Lights brake At the same time the left that follows.
Seni ışıktan tanıyamadım.
I didn't recognize you in the bright lights.
Distant Lights
Distant Lights
Bu City Lights'dı.
Luzes da Cidade ( 1931 )
City Lights'ı gördüğümde, onun ne büyük bir sinemacı olduğunu anladım. Çünkü bu film aşk hakkında, sözde ciddi filmlerin söylediklerinden çok daha fazla şey söylüyordu.
Quando vi Luzes da Cidade, percebi que ele era um cineasta profundo porque senti que o filme dizia mais sobre o amor do que muitas investigaçöes supostamente sérias do assunto.
Böyle bir şey olabilir mi? " City Lights'ında tek bir konuyu halletmek için aylarca uğraşmıştı. İnandırıcı olsun, mantıklı olsun diye.
É natural que isto aconteça? " E aquilo que se diz de Luzes da Cidade que ele passou meses a tentar acertar pormenores a torná-los plausíveis, lógicos.
Galiba benim favorim City Lights.
O meu filme preferido de todos os tempos é Luzes da Cidade.
City Lights'ın galasından üç gün sonra Chaplin dünya turnesine çıktı.
Três dias após a estreia de Luzes da Cidade, Chaplin, exausto partiu numa digressão mundial.
Fakat "The Night the Lights Went Out in Georgia" şarkısını seçerek çişimi getirdin.
Tua escolha "As luzes apagaram na Georgia" pôs-me a chorar.
Şehir Işıkları adlı uyuşturucu karşıtı basketbol programının kurucusu olan Yarbay Farrell bölgedeki uyuşturucu kaçaklığı olayına bulaşmış olabilir.
O Comandante Farrell, fundador da Urban Lights, um programa de basquetebol que visa combater o consumo de droga, pode ter estado envolvido no tráfico de droga na região de Norfolk.
Şaşkınlığını ve öfkesini dile getiren Halk Merkezi sözcüsü Şehir Işıkları basketbol programının Norfolk'taki tüm sahalarda kaldırılacağını söyledi.
Expressando surpresa e indignação, um porta-voz do centro comunitário informou que o programa Urban Lights será suspenso em todos os centros comunitários de Norfolk...
Şehir Işıkları'nda çocuklara uyuşturucu satan donanma yarbayı mı?
O comandante que vendia aos miúdos da Urban Lights?
Halk Eğitim Merkezi'ndeki sahaların ışıkları bu gece tekrar yandı. Şehir Isıkları'nın kurucusu olan donanma yarbayı Brian Farrell'ın geçen pazar hayatını kaybettiği uyuşturucu savaşıyla ilgisi olmadığı ortaya çıktı.
As luzes voltaram a acender-se no campo do centro comunitário, visto que o Comandante Brian Farrell, fundador da Urban Lights, foi ilibado da guerra de tráfico que o vitimou no domingo passado.
Su, işaret fişekleri,
Água Very-lights
Zamanlama herşeydir çünkü, telsiz ya da işaret fişeği kullandığınızda bunu iki taraf da görecektir.
O tempo é tudo. porque quando usas o rádio ou os very-lights, ambos os lados chegam.
Light.
Lights.
"MAVİ IŞIKLAR" ACİL DURUM HİZMETLERİ SEMİNERİ
"BLUE LIGHTS", SEMINÁRIO DOS SERVIÇOS DE EMERGÊNCIA
"Bright Lights, Big City." Sayfa kenarları buruşmuş,... satır altları çizilmiş.
"Bright Lights, Big City." As páginas estão marcadas e sublinhadas.
Hey, ben Johnny Drama!
Lights Out, sou o Johnny Drama!
And at Christmas, when they string all the lights through the trees... Evet.
E no Natal, quando eles enfeitam as árvores com todas aquelas luzes...
- Bu nasil, Steve?
Make a lot of promises they never keep party with the lights on - How's that, Steve?
Marlboro Lights satın aldığım adamın acıma bakışı.
Pena, da parte do homem que me vende os Marllboro lights.
Bir paket Marlboro Lights istiyorum. Aynada kendime bakıyordum.
Olhei para mim ao espelho.
Başka bir şey? Bir paket Marlboro Lights.
- Mais alguma coisa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]