Ligi Çeviri Portekizce
754 parallel translation
Çekici getireyim, Ubangi'ligi falan kalmaz.
Vou buscar um martelo e acabo já com isso.
Ligi hep seyrederim.
Eu vejo o Campeonato.
Beyzbol Ligi.
É o campeonato.
Küçükler Ligi bitince... evi boyayalım.
Assim que acabarem... vamos lá a pintar a casa.
Kesinlikle çalı ligi.
- Só lutam na selva. - Posição de soldado! Direitos!
Küçükler Ligi.
Liga dos Pequenos.
Orası büyükler ligi. Bu hayattaki her şeyi garantilemez.
Eles podem ser de Ivy League, mas isso não garante tudo na vida.
Eve dönüşü kazanacağız, ligi alacağız
Se ganharmos em casa, vamos para a liga.
Ligi alıp, kupaya uzanacağız.
Se vamos para a liga, ganhamos as apostas das taças.
Büyükler ligi, yolun sonuna kadar. Bunu gözlerinde görebiliyorum. Tamam.
Grande futuro, vejo isso nos olhos.
Konuğumuz Los Angeles Lakers'dan... Profesyonel Basketbol Ligi'nin... en değerli oyuncusu ve...
Senhoras e senhores, o nosso convidado foi 6 vezes o Melhor Jogador da NBA.
Döndüğümüzde bir çift hakiki büyükler ligi bayzbol ayakkabısı alabilir miyim?
- Sim. Posso ter um par de chuteiras de beisebol profissional... -... quando voltarmos?
Şimdi bütün bu Sarmaşık Ligi sersemleri dizkapaklarımı emiyor.
Agora estes tolos todos da Ivy League lambem-me as botas.
Amerikan Futbol Ligi'ni geçen sene kim kazandı?
Quem é que ganhou o Superbowl do ano passado?
LaLoosh için söyleyebileceklerimiz, yakışıklı biri olduğu, genç bir atıcı olduğu harika bir beyzbol ligi oyuncusu, ancak bazen kontrol konusunda sorunları oluyor.
Dizem que a bola rápida de LaLoosh é digna das grandes ligas... mas ás vezes ele tem problemas com seu controle.
Ve sen, Larry Hockett, beni tanıman lazım. Çünkü beş yıl önce Texas Ligi'nde sen El Paso için atıyordun, ben de Shreveport için vuruyordum.
E você, Larry Hockett, deveria me reconhecer... pois há cinco atrás, na Liga do Texas... você estava lançando pelo El Paso, eu estava batendo pelo Shreveport.
Kaliforniya Ligi'nde bile olsa bu hergün oynaman için bir şanstır.
E mesmo sendo a Liga da Carolina, é a sua chance de jogar todos os dias.
Doğu Kıyısı Tütün Üreticileri Şehir Meclisi Küçükler Ligi Para Düşürme Şöleni'ne hoşgeldiniz.
Benvindos ao Dia do Dinheiro das Pequenas Ligas do Município... dos Cultivadores de Tabaco da Costa Leste.
Carolina Ligi'nde oynarlarken onlar da kullanıyorlardı.
Eles usaram quando estavam na liga da Carolina.
Sence bu Carolina Ligi için biraz fazla aşırı değil mi?
Lsso não é demais para a Liga da Carolina?
Evet? Ona, o kızın Carolina Ligi'nin yarısıyla yattığını söyleyene kadar bekle.
Espere até eu contar que ela foi pra cama com metade da Liga da Carolina.
Güney Atlantik Ligi takımlarından Asheville'de bir tutucuya ihtiyaç olduğunu duyduğunu söyledi.
Ele soube de uma possível vaga para receptor na Liga do Atlântico Sul.
Rekabetle Tanışın Doğu Hokey Ligi
O Adversário Liga Hoquista do Leste
Ama benim asil istedigim ligi sonuncu bitirmemiz.
Eu quero que terminemos o campeonato em último lugar.
Ülkedeki her gazete Bizim ligi sonuncu bitireceğimizi yazdı.
Só gostaria de realçar que todos os jornais do país afirmaram que ficaríamos em último.
O yüz ifadesini, Küçükler Ligi'nde de takınıyor.
Ele faz a mesma careta na Pequena Liga.
Çocuklar benden nefret edecek. Aynı, Küçükler Ligi'ndeki gibi olacak.
Todos os miúdos vão odiar-me, que nem na Pequena Liga.
Kovboy gibi giyinip, Küçükler Ligi'nde koçluk yapınca Kevin'in düzeleceğini mi?
Que se vestiria de Cowboy e de treinador da Pequena Liga e estaria tudo bem com o Kevin?
Perşembe günü, ben Küçükler Ligi için ayrılırken, şöyle dedi :
Na quinta, quando deixei de treinar a Pequena equipa, ele disse...
Şu kahrolası Küçükler Ligi'ne gitmem gerekiyor.
Preciso ir ver a porcaria da Pequena Liga.
Hâlâ Küçükler Ligi'nin sarhoşluğu içindeydim.
Ainda estava nas nuvens por causa do jogo da Pequena Liga.
- Üzülme. 5'liği seninle paylaşacağım.
- Anime-se, dividimos aqueles $ 5, Paul.
Bu arada istediğim şu 45'liği getirdin mi?
A propósito, trouxe uma calibre 45 a mais?
Tabi bir de kancığın teki kendi 38.'liği ile ona 4 el ateş ettiği için.
E porque uma mulher disparou quatro tiros contra ele.
Şey, mutlaka dolu bir 45'liği etrafta taşıma nedenin olmalı.
Não sei. Devia ter uma razão para andar com uma pistola carregada.
50'liği çık, Amos.
Devolve os $ 50, Amos.
45'liği olan bir adam, tüfeği olan bir adamla karşılaştığında 45'liği olan adam, ölü bir adamdır.
Quando um homem de pistola se cruzar com um homem de espingarda, o da pistola será um homem morto.
"Elinde 45'lik olan biri tüfekli biriyle karşı karşıya gelirse..." "... 45'liği olan adam, ölü bir adamdır " demiştin, unutma!
Quando um homem de pistola se cruza com um homem de espingarda, disseste que o de pistola é um homem morto.
- 9 mm'liği olan bir polis bozması.
- Um guarda com uma 9 mm.
- 20'liği bozamam!
- Não tenho troco de notas de 20!
O zaman al bu 20 liği, hayır 22.
Então, toma 20. Toma 22.
O 45'liği alıp, ait olduğu yere sokmama ne dersin, sürücü?
Que tal eu pegar nessa 45 mm e enfiá-la onde pertence, taxista?
Ve onun, antika fildişi kabzalı görmeniz gereken birbirinin aynı bir çift 45'liği vardı.
com coronha de marfim, que eram dignas de se ver.
O halde sana şu 38'liği önerebilirim.
Sendo assim, para ti recomendo-te... um calibre.38 de cano curto.
Ama yine de şu 50'liği yanına al. O kadar uzakta başın belaya girerse.
Bem, é melhor levares mais estes cinquenta, não vás ter alguma chatice.
Kazandım benim 20'liği ver.
Já para o chão. Quero 20 flexões.
Ralp ve 0.357'liği.
O Ralph e a sua.357.
Dök şu domuza 15'liği, ahbap.
Esse miúdo só tem 15 anos.
- Pekâlâ, 50'liği alıyorum.
Certo, eu fico com os cinqüenta.
Bu sene ligi dagiticaz.
Vamos pô-lo em forma.
Mink'in 22'liği var mıydı?
O Mink tinha uma calibre 22?