Lino Çeviri Portekizce
79 parallel translation
Niye senin Cosmic Lino'dan iyidir :
Bem melhor do que o teu : Cosmic Lino.
O tarz bir güvenlik değil zaten. Daha çok, aptal bi dev, bir trol, güven battaniyesi filan.
Não é esse tipo de segurança, é como um amuleto, o cobertor do Lino, percebes?
- Lino, çocuk arıyorlarmış.
- Lino, eles querem a porra de putos.
Lino, hava orada müthiş.
Lá é o máximo, Lino.
- Kahretsin, Lino!
- Merda, Lino!
- Lino al.
- Lino, aqui.
Lino haklı.
Lino está certo.
Ne haber, Lino?
Que se passa, Lino?
- Lino, sana aylak diyor.
- Lino, ele diz que és um desocupado.
Benim, José'nin ve Lino'nun.
Meu, de José e do Lino.
Bu yüzden Lino karısını sürekli arayıp bilemediğini belki de onu arayacaklarını söylüyor.
É por isso que Lino continua a telefonar á mulher a dizer que não sabe, e também talvez lhe telefonem.
En azından Lino çabalıyor.
Pelo menos o Lino tenta.
Lino'ya bak.
Olha para o Lino.
- Hayır, Lino almıştı.
- Não, era o Lino.
Bu arada Lteno mu Ltena mı?
Já agora, é Lino or Leno?
- Hayır, sanırım Ltena. - Lteno.
- Não, penso que é Lino.
- Lütfen, Don Lino, benim için zevkti. - Sözümü bitireyim.
- Don Lino, nem sequer parece um trabalho...
Korunmak için Don Lino'ya ödeme yapmalıyım.
Terei que começar a pagar ao Don Lino por protecção.
Görüyor musun, en tepede Don Lino var.
No topo está o Don Lino. Depois sou eu.
Don Lino beni sıkıştırıyorsa, seni sıkıştırıyordur.
Então se Don Lino me pressionar... estará a pressionar a ti.
Bu korkunç bir olay Don Lino.
É terrível, Don Lino.
Don Lino... bu acı ve ızdıraplı gününde, baş sağlığı dileklerimi kabul et.
Don Lino, aceite as minhas condolências nesta hora tão difícil.
Öldürdüğüm köpekbalığı Don Lino'nun oğluymuş. - Biliyorum.
O tubarão que eu matei era filho do Don Lino.
Kapa çeneni Lino!
Cala-te, Lino! Cala-te!
Evet. Bunak Don Lino'ya resifte bir daha köpekbalığı görmek istemediğimi söyle.
E digam ao Don Lino que nunca, nunca, nunca, nunca mais quero ver nenhum tubarão neste Recife!
Çünkü Lino'ya dedim ki...
Porque eu disse ao Don Lino...
Kapa çeneni Lino!
Cala-te, Lino!
Şunu iyice kafana sok Lino.
E escuta bem, Lino.
Hey, Don. Lino. Efendim.
Sr. Don Lino, não é culpa dele.
Hadi Lino.
Anda, Don Lino.
Pekala Lino.
Certo, Lino!
Lino nerede?
Onde está o Lino?
Evet, Lino...
Então, Lino... Don...
Üç yıl mı oldu evleneli? Bu çalan Lino değil mi?
Estamos casados há três anos, isso é o quê, linóleo?
Lino yaptı.
Foi o Lino.
Lino Prieto.
Lino Prieto.
- Lino Prieto'yu araştır.
- Descobre tudo sobre um Lino Prieto.
- Lino Prieto?
- Lino Prieto?
Söyledim ya, Lino yok.
Já lhe disse que o Lino não está!
Lino Prieto yaptı, değil mi?
Foi o Lino Prieto, certo?
Lino Prieto üç buçuk haftadır hapisteymiş.
O Lino Prieto está preso há três semanas e meia.
"Her kadın, haindir." Lino Ventura.
- Bem? - Alex, "uma mulher, a" rogue, Lino Ventura :
Lino, biz yolu açtık.
Lino, já estão de saída?
Alias Lino kaçmayı başardı, nerede olduğu...
conhecido como Lino, não foi preso. Desconhece-se o seu paradeiro e dos seus...
Lino'nun bu eyaletteki en etkin suçlulardan biri olduğu düşünülmektedir. Lino'nun 12 memur ve sivilin hayatını kaybettiği Millenium gece kulübündeki son saldırının sorumlusu olduğundan şüphelenilmektedir.
Lino é o líder desta banda, autor de diversos actos de ataque às autoridades, entre eles um ataque à discoteca Millennium.
Lino, seni odanda istiyor.
O Lino diz para ires para o teu quarto.
Hadi ama Lino.
Para quê, Lino?
Onların arasında grubun lideri Chalino Valdez, diğer adıyla Lino ve onun özel korumalarından biri Lorenzo San Martin, diğer adıyla Tio öldü.
Mesmo assim, oito criminosos morreram e, entre eles, o líder da quadrilha, Chalino Valdez, também conhecido por Lino. E um das suas escoltas pessoais, Lorenzo San Martin, também conhecido por Tío.
Evet, Lino.
É isso mesmo, Don Lino.
Lin.
Lino.
Her neyse, senin Lino nasıl?
E como está o teu Lino?