Livy Çeviri Portekizce
71 parallel translation
Eğer şapkada, önceden konulmuş bir tavşan yoksa dünyanın en iyi sihirbazı bile şapkada bir tavşan yaratamaz.
Caro Livy, nem o melhor mágico do mundo... pode tirar um coelho de um chapéu... se não houver um coelho no chapéu.
- İyi geceler Livy.
Boa noite, Livy.
- İyi geceler Lermontov.
Boa noite, Lermontov. Boa noite, Livy.
Titus Livy'nin yazdıkları gibi, duygu sömürüsü kahramanlık masalları değil hayır, yalın gerçekler, ayrıntılı bilgiler, hatta dedikodular.
Mas não grandes histórias de feitos heróicos, como escreveu Tito Lívio, mas apenas os factos, as intrigas e até as coscuvilhices.
Livy, elbette.
L-L-Lívio, claro.
G-Güzel bir dil için Livy okurdum bir olayın yorumlarını okuyacaksam o zaman da P-Pollio.
Pela b-beleza da linguagem, leria L-Lívio e pela interpretação dos f-factos, leria P-Pólio.
Livy sana Claudius diye seslendi.
Lívio chamou-vos Cláudio?
Livy'yi bulmam gerek.
Tenho de encontrar Lívio.
Cicero, burası Livy.
Cicero, aqui fala Libby.
Livy, burası Cicero. Tamam.
Dá-me essa pedra, garoto.
Cicero, Livy konuşuyor.
Cicero, Libby a chamar.
- Livy tamam. - Biraz garip görünüyor, ama sorun değil...
- Libby a terminar.
Cicero, burası, Livy.
Cicero, fala Libby. Responde.
Cicero, burası, Livy.
Cicero, aqui Libby.
Tamam. Cicero, burası, Livy. Cevap ver, Cicero.
Cicero, aqui Libby.
Cicero, burası Livy.
Cicero, aqui Libby.
Livy, burası Cicero. Tamam.
Dá-me essa pedra, miúdo.
Livy, neler oluyor burada?
Livvy, o que está a acontecer?
- Livy, yapabilece...
- O que mais quero... é lavar a minha alma. - Livvy...
Kim yaptı bunları?
Quem fez isto tudo? Livy? Querida?
Olivia, beni dinle.
Livy, tens de me ouvir.
Zafer nidası atmak için uygun bir zaman olduğunu düşünmüyorum, Olivia.
Não sei se é hora de parecer triunfante, Livy.
Evet, Olivia.
- Sim, Livy.
Olivia'yla ilk fırsatta seni ziyarete geliriz.
A Livy e eu iremos ao hospital assim que for possível.
Olivia, Ethan'ın yerine geçecek kişiyi bulmak, haftalar sürebilir.
Livy, posso levar semanas até encontrar o substituto do Ethan.
Olivia, güvenebileceğim birisine ihtiyacım var.
Livy, preciso de alguém em quem possa confiar.
Livy, Ethan'ın yerine geçecek insanı bulmak haftalar sürebilir.
Livy, pode demorar semanas para encontrar um substituto do Ethan.
Sana ihtiyacım var, Livy.
Preciso de ti aqui, Livy.
Livy, daha sıkı sarılabilirsin.
Livy, podes apertar um pouco mais.
Dinliyorum, Livy.
Estou a ouvir, Livy.
Livy, bu doğru olamaz.
Conto-te mais tarde. Livy, isso não pode estar certo.
Livy!
Livy!
Livy, buradayım.
Livy, estou aqui.
Livy?
Livy...?
Trip atmıyorum sana Livy.
Não te quero castigar, Livy.
Gelecek yaşanıyor Livy.
O futuro está a acontecer, Livy.
Geleceği değiştirdim, Livy.
Mudei o futuro, Livy.
Livy, bunu çoktan öğrenmiş olmalıydık.
Livy, há já muito tempo que precisamos.
Livy, Charlie her ne gördüyse, söylediği şey... Tanrım.
Livy, o que quer que a Charlie tenha visto, o que ela disse...
Livy, bunu istemiyorum.
Livy, não quero que isso aconteça.
Livy, benimle evlendiğin zaman da bir FBI ajanıydım.
Livy, eu já era agente do FBI quando casaste comigo.
Livy, beni dikkatle dinle.
Livy, ouve com muita atenção.
- Elveda, Livy.
Adeus, Livy.
Doğrusu Livy kendimi modası geçmiş hissediyorum.
A verdade é que, Livvy... isto faz-me sentir obsoleto, entendes?
- Merhaba, Aeryn. - Selam. Livy?
Já que você nos escoltou pela sala de estar eu insisto que você tome uma xícara de gemada.
Üzgünüm, Livy.
- Desculpa, Livy.
Oh Livy!
Oh, Livy.
Olivia.
Livy.
Livy, önemli bir şey değil.
- Não é nada, Livy.
Evet mi hayır mı?
Livy...
Uyarayım Livy, bu iş 10 yıl önceki gibi değil.
Tenho de te dizer, Livvy, este trabalho já não é o que era há dez anos.