English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Local

Local Çeviri Portekizce

26,773 parallel translation
Bob Lee'nin oraya adım attığını bile sanmam.
O Bob Lee nunca pôs os pés nesse local.
Kayıt için alanları kısıtlı, küçük bir kütüphane.
Têm armazenamento limitado, é uma biblioteca local.
Ama orada büyümedim.
ESTEJAM NO LOCAL EM 20 MINS
PARAYI TESLİM NOKTASINA GÖTÜR YALNIZ BAŞINA
LEVA O DINHEIRO AO LOCAL DE ENTREGA SOZINHO
Tamam, dediğine göre böcekler şu yönde Parn Heidekkar'ın evine gitmiş. Tuhaf bir adam, yobaz bir kaçık galiba.
Aqui o nosso amigo acha que as Baratas fugiram rumo à casa de Parn Heidekkar, uma espécie de fanático religioso local.
Birkaç soru sorup mekânı inceleyeceğiz.
Façam perguntas, vasculhem o local.
Bir yer söyledi.
Indicou-nos um local.
Buradan oraya kadar olan tüm kırmızı ışıkları yeşile döndürecek bu.
Isto muda os semáforos para verde até ao local.
Sizi güvenli bir yere götürelim.
Podemos levá-lo para um local seguro.
YÖRE SAKİNİ ADAMIN ÖLÜMÜ KAZAYMIŞ
MORTE DE HOMEM LOCAL CONSIDERADA ACIDENTAL
Bu yüzden herhangi bir yerde olabilir, basit trajedilerin listesini çıkardık.
Então, ele pode ser de qualquer local que identificámos, com base nas tragédias.
Fakat Hindistan Bakanının suikast ihtimali olan... böyle bir yere gitmesine izin veremeyiz.
Não podemos deixar o Ministro do Interior da Índia ir a local desses, onde é possível ser assassinado.
Bir yere ait tüyonun anlamı olmayabilirdi.
Uma denúncia sobre um local não queria dizer nada.
Aynı yer için ikinci bir telefon da kontrole değmeyebilirdi.
Uma segunda chamada sobre o mesmo local talvez continuasse a não justificar ação.
Peki aynı yere ait üçüncü bir arama?
Mas três sobre o mesmo local de fontes diferentes?
Yeri öğrendiğimiz anda Centra Spike'ın havalanıp doğrulamasını istiyorum.
Quando tivermos o local, quero a Centra Spike no ar para confirmar.
Üsse gelip yeri bildirin.
Regressem à base com o local.
Yansıyarak başka bir yerde gözüken sinyallere verilen isim.
É um sinal que foi refletido e aparece noutro local.
Rahiplere karşı savaş başlatamayız, Monterosa alışveriş bölgesine yaklaşmalıyız.
Não podemos fazer guerra contra padres. Temos de fechar o local de venda em Monterosa.
Merak etmeyin, başka bir alışveriş bölgesi açmak için çözüm bulacağız.
Não se preocupem. Arranjaremos uma solução para abrir outro local de venda.
Yarından itibaren, alışveriş bölgen Prince'e geçiyor.
A partir de amanhã, o teu local de venda é do Prince.
Alışveriş bölgeni alabilirsin.
Podes ter de volta o teu local de venda.
Burası neresi?
Que local é este?
Kanka sarhoş musun? Kanal 5 Haber'de bu akşam. Yerel gece kulübü Primal'da bir adam, anlaşmazlık sonucu çıkan arbedede vuruldu.
Hoje, no noticiário do Channel 5 trazemos-lhe um relato de um tiroteio na Primal, uma discoteca local.
Atlantalı popüler rapçi Paperboi ise aynı mekânda gerçekleşen silahlı soygun sebebiyle polis tarafından aranıyor.
O rapper de Atlanta, Paper Boi é procurado para interrogatório sob suspeita de assalto à mão armada no mesmo local.
Benden en mantıklı atış noktalarını göstermemi istedi.
Pediu-me que o ajudasse a descobrir o melhor local para disparar.
Ruslar bu bölgeye Graznyole diyordu.
Graznyole é o que os russos chamam ao local.
Delta konumu - 30 dakika
Local Delta 30 minutos
Bu insanlara emniyet sağlayacağım dedim. Sözümden dönmem.
Prometi que levaria estas pessoas para um local seguro e é isso que irei fazer.
Eğer ufacık bile olsa bir olasıIık varsa ve bu hayvan yaşıyorsa cevabın nerede olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Se existir uma possibilidade... por mínima que seja deste animal ainda existir... Ambos sabemos que existe apenas um local onde podemos encontrar a resposta.
Robert Oz'u tuttukları yer. Devlet mülkü değil.
O local onde eles têm o Robert Oz... não é propriedade do Governo.
Bir şey olmaz. Bu insanları güvenli bir yere götür.
Leve estas pessoas para um local seguro.
İki yolcu varmış. Olay yerinde ikisinin de bilinci açıkmış.
Dois passageiros conscientes no local.
Olay yerinde bir şeyi ellemedin, değil mi Todd?
Não tocou em nada no local do crime, pois não, Todd?
Tapınağımız için yeni bir yer bulduk.
Encontrámos um novo local para o nosso templo.
Olay yerinde polisle konuştum.
Falei com a Polícia no local do crime.
Bu yer yıllardır burada. Patrick babasının labirentine bir şey saklamış olsa bile ne istiyor?
Este local existe há décadas e mesmo que o Patrick Spring escondesse algo no labirinto do pai, o que raio quer este tipo?
Burası da ne?
Que local é este?
Burası olduğunu nereden biliyoruz?
Como sabemos que este é o local certo?
Bence yanlış yerdeyiz.
Acho que estamos no local errado.
Jones, tarihi bir yerdeki paraları öylece alamazsın!
Jones, não podes tirar moedas de um local histórico.
Sosyal güvenlik numaranı kullanarak adres değişikliği yapmış, adres demişken, bir tane yerel adresi var.
Usou o teu número de segurança social para mudar uma morada e tudo, mas por falar em moradas, temos uma local dele.
Böylece biz de bu topraklara geldik.
HORA REGISTADA DA MORTE... e voltámos ao local onde tive a primeira visão da nossa salvação.
Gerekirse, ölümüne kadar. Biliyoruz.
Foi por nossa causa que o local da missão mudou, por isso, de uma forma ou outra, vamos terminá-la.
Bizi takip edin. Sizi güvenli bir yere götüreceğiz.
Sigam-nos, vamos levar-vos para um local seguro.
İkiniz gidin. Onları güvende tutun.
Vocês dois vão, levem-nos para um local seguro.
Aslında buradayım ama başka bir yerde de bulunuyorum...
Estou aqui, mas também estou noutro local.
V, Qualia'nın malı ve onu transfer ettin.
A V é propriedade da Qualia e você transferiu-a para outro local.
Onu kurtarmak için mi kızın iş yerini patlattın? Tanrı'nın dileği buydu.
Explodiu o local de trabalho dela para a salvar?
Orası da güvenli.
É um local seguro.
Bombacının cesedi nerede?
A polícia local está a perguntar se alguém o viu a sair.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]