English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lona

Lona Çeviri Portekizce

372 parallel translation
- Babamındı. - Ama çatısız mı?
Vedei-o com lona grossa.
Bana sırt çantasından bir parça çadır besi getir. - Evet.
Traz-me um pedaço de lona de uma das mochilas.
Yağmurun sesini duymalıydın. Brandanın üzerinde tempo tutuyordu.
Deviam ter ouvido o som da chuva a cair na lona.
Üstü açık bir spor arabaydı. Üstü bez kaplıydı. Parlak bir rengi vardı.
Era um coupé conversível... com o teto de lona brilhante.
Tenteyi del.
Corta a lona.
58 bin kg lık malzeme parça parça monte edilir, gerilir ve dikilir Sonunda parçalanmış dev bir makinanın onu bir araya getirecek ve ona hayat verecek sihirbazın gelmesini bekleyen, Organlarının toplanması ile yekpare hale getirilir,
26 toneladas de lona à prova de fogo são arrastadas, desenroladas, aglomeradas, e esticadas, espalhadas no chão deitado como se fosse a pele de um poderoso gigante desmembrado, a aguardar por um toque de magia que lhe dê forma e vida.
Çadır bezi sorumlusu dikilen çadır direklerine bezin sabitlenmesini sağlar.
O responsável pela montagem amarra firmemente a lona às argolas dos postes...
Tonlarca ağırlıktaki çalışan bedeni Ayağa kalkar ve göğe yükselir.
Lentamente, toneladas de lona erguem-se e avolumam-se no ar.
Brandayı çekin!
Baixem a lona.
Tahtaya vurursam dışarı çıkıp ateş edin.
Se eu bater na lona, saiam aos tiros.
Onu yere serdim ve öldürdüm.
Para o deitar à lona, para o matar.
Lona, korkarım, sana vereceğim kötü haberlerim var.
Tenho más notícias para si, Lona.
Merhaba, Lona.
Olá, Lona.
Lona, gidecek misin? Lütfen, ısrar etme...
Não vás buscar o dinheiro.
Bu kafayı alıp temiz beyaz beze sararız, sonra da çadır beziyle sımsıkı bağlarız... sonra sıcak kömürler ve çalılarla dolu bir çukurda 18 saat bekletiriz.
Cortamo-la, embrulhamo-la numa toalha branca limpa e depois em lona... e metemo-la numa cova de brasas de algaroba durante 18 horas.
Tüm azizler adına, Kaptan, vazgeçmezsek yelkenleri kaybederiz.
Pelo que é mais sagrado, capitão, perderemos toda a lona se não desacelerarmos o barco.
Direkleri başka yelkenlerle donatın.
Ponham lona nova.
- Tente gevşemiş.
- A lona soltou-se.
En müstesna tuhaflıklar bu çadırın altında toplandı! Tabiat ananın bir şakası!
As aberrações mais estranhas reunidas debaixo desta lona... concebidas pela imprevisível Mãe Natureza.
Böylece çadır bütün tören boyunca hışırdayıp durmaz.
Assim a lona não vai abanar e ranger durante o sermão inteiro.
Bay Bolie Jackson, 83 kg. İkinci bir şansı St. Nicks Arenasında kalabalıkların önünde, reçine kaplı çadır bezinin üstünde terk etti.
Sr. Bolie Jackson, de 83 Kg, que deixou uma segunda oportunidade numa lona salpicada de resina na arena de St.
Onu bagaja koydum.
Coloquei-a debaixo da lona.
Ve çadır bezi dikiyor sayılmazdın.
E não era exatamente uma barraca de lona costurada.
Zeminin ortasında büyük bir yığın var.
Há ali um monte de qualquer coisa tapado com uma lona no meio do chão.
Alüminyum iskeletli kanvas sandalyeyi seçtiniz.
Vejo que escolheu a cadeira de lona com a estrutura de alumínio.
O çemberi paketledikten sonra, herkesi hayvan çadırında istiyorum.
Assim que a lona estiver arrumada, quero todos na tenda dos animais.
Bir sürü branda bulmuş, arabayı kaplamış.
Ele achou toda essa lona e cobriu o carro.
Hitler, durumun verdiği rahatlıkla, makamından çıkıp çay partilerine ve metresine vakit ayırabiliyordu.
Por essa realidade, Hitler deixaria a cadeira de lona, as festas e a amante.
Brandayi buraya getirin.
Tragam a lona para aqui. Levem-na para ali.
İşten anlıyan, şike var diyor. Para aldığını düşünüyorlar.
O dinheiro dos espertos diz que vais ir à lona.
Lona mı?
Lona. Não.
Kanvas.
De lona.
Çadır bezi, çuval, kereste.
Lona, estopa e madeira.
Tüm bu soruşturma batık bir deniz altı gibi.
Ele é tão eficiente como um submarino com portas de lona.
Şimdi tek yapmamız gereken şey brandayı kamufle etmek, şarap piline giden kabloyu kontrol etmek ve ipi yapraklarla gizlemek.
Temos de camuflar a lona, ver o arranque da bateria de vinho e cobrir a corda com vinha.
- Iona'yla tanıştın değil mi?
- Conheces a lona, certo?
- Iona anlattı.
- disse-me a lona.
Kendisi, bir kuğuyu çadıra sokmayı başaran sahip olduğum en iyi dövüşçü.
Ele podia fingir na lona melhor do que qualquer outro lutador que já tive.
Arkaya geç, muşambanın altına gir.
Na parte de trás, debaixo dessa lona!
İlk raundun yarısında, yeri öpeceğini biliyordum.
A meio do primeiro round, sei que ele vai estar a beijar a lona.
Üçüncü kez öper mi? Evet.
Será que ele vai beijar a lona pela terceira vez?
Kapalı yerde. Tamam.
- Com uma lona por cima.
Hem de senin dediğin gibi üstünü örtmüştüm.
Estava tapado com uma lona como me tinhas dito...
Bazı yetkililerle bağlantıları var, Whiteman sınır tellerinin oradaki çoraklıkta kamp yapan bu herifler hep bu uçaklardan birinin havalanışını seyretmek için beklerler.
Eles têm jornalistas, tipos acampados em cadeiras de lona junto à vedação do perímetro de Whiteman a verem aquelas coisas a decolarem.
Çoraklıkta kamp yapan adamlar...
Tipos em cadeiras de lona...
Oradaki torbaları al, saunaya git.
Leve as malas de lona para a sala da cadeira.
Arkadaki muşambaya bakalım.
Deixa-me ver essa lona.
Şimdi muşambayı çek.
Por baixo da lona, lá atrás...
- Muşambanın altında ne varsa.
O que quer que esteja debaixo da lona.
Acele et, üstünü ört.
Mais rápido... A lona...
Bu düşüş de sayı hanesine eklendi.
Caiu à lona!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]