Look Çeviri Portekizce
350 parallel translation
Belki Life ya da Look dergisine de çıkar.
Se isto continuar a crescer, talvez o Life também se interesse, ou o Look.
Oh, hakkınızda çok şey okudum. Life dergisinde, Look dergisinde...
Oh, tenho lido tanto sobre você nas revistas, e colunas sociais, e...
135. Look, they're only needlin'you because you had'em confined to the post.
Estão de ponta contigo só porque não podem sair por tua culpa.
- ( Whirring stops ) - Don't look at me.
- Bem, não olhes para mim!
- Bu yeni benliğim, dertsiz ve lülesiz.
- É o meu novo look, sem preocupações nem caracóis.
# # I look at him and can not look away
# # Olho para ele e não consigo desviar o olhar
# # Every time I look at you I sigh # # And you're my little teddy bear # # My lovey, lovey dovey little teddy bear
# # Eu só sei que não te mereço. # # És a minha chu-chi carinha
- ¶ Look away, look away Look away, Dixie Land ¶
Como queria estar outra vez, outra vez no Sul
- ¶ In Dixie Land where I was born ¶ - ¶ Early on one frosty mornin'Look away, look away ¶
Oh Dixie, onde nasci, numa fria manhã há muito tempo
- ¶ Look away, Dixie Land ¶
Como queria estar outra vez, outra vez no Sul
# Yukarı bak ve bulutları gör #
Look up and see the clouds Olhava acima e via as nuvens
# Aşağı bak ve soğuk sisi gör #
Look down and see the cold fog Olhava abaixo e via a névoa fria
# Look for me downtown
Procure por mim no centro...
Biz seni tepeden tırnağa değiştireceğiz, hayatta bir... meşgale sunacağız ve birlikte bizi hapseden... bu can sıkıntısından kurtulacağız.
Nós lhe daríamos um novo look. Um interesse na vida... E, juntos, poderíamos superar... este tédio que aprisiona todos nós.
* Beklerdik rodeoyu sabırsızlıkla *
We look forward to the rodeo
- Sadece bir daha bakıyordum sana.
- Eu só estava olhando o novo look.
Chanel devrimi kadınlara hem gündüz hem de gece için bütün bir görünüm verdi.
A revolução Chanel... deu à mulher um look total para o dia e a noite.
Hey, sadece biraz izlemek istiyorum
Só um look!
Rustoleum, Krylon, Wet-look,
Rustoleum, Krylon, Wet-look,
Mesafeni koru Chewie, ama bunu onlara belli etme. ... but don't look like you're trying to keep your distance.
Mantém a distância Chewie, mas que não pareça intencional.
Şuna bakın hele.
Look at that.
Annem, Look dergisini eline aldığında, kendini içine sinsice yerleştirilmiş Red Ryder katalogunu okurken bulacaktı. Bullfrog'la takas etmişler.
A minha mãe, agarrando na revista dela, iria subtilmente encontrar-se numa armadilha ao ler o anúncio do Red Ryder.
"POP, BAK DİNLE" ( British TV - 1965 ) Ne istediğimi biliyorsun.
Já sabes o que quero "POP, LOOK LISTEN" ( TV Britânica - 1965 )
If you can get up in the morning and look in the mirror... and be proud of what you see... then you fulfill that obligation.
Se te consegues levantar de manhã, olhar para o espelho e sentir-te orgulhoso do que vês, então saras essa dívida.
If you let them do this... you won't be able to look at your son.
Se os deixares fazer isto, não conseguirás olhar para o teu filho.
"Look" dergisi geçenlerde ona "Rock'ın vahşi adamı" dedi.
A revista "Look" chamou-lhe "o rebelde do rock".
Şey, bu yeni bakışına dayanamıyorum.
Bem, não consigo resistir ao teu novo look.
Hazırladığı korsan koleksiyonu 90lı yıllara... damgasını vuracak, Jerry.
Esta moda pirata que ela criou, Jerry, vai ser o look dos anos 90.
# Aynaya baktığım zaman # saçımı taramak için
# When I look in the mirror # To comb my hair
Nihal ; derisini de Türk Hava Kurumuna bağışlamamızı vasiyet etmişti!
Look what Ricky did to Hai. Don't you think you should avenge his death?
- Olan da bu garibana oldu.
- Now look what's happened to him.
Kontrol edebilirsiniz.
Please have a look.
- Bu kılık sana çok yakıştı Lazlo.
Sabe, Lazlo, isto é um bom look para si.
Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum.
Ele vestiu um terno escuro, e em seu rosto..... Eu vi uma sabedoria andpain então old e fundo que eu could scarcely look nele.
Go! # As I look about, # where do I see the little ones
* Como eu look sobre, onde fazem entendo os uns de little
- Yeni bir tarz.
- Um novo look.
- Aşk'ın Bakışları.
- "The Look of Love".
"Damızlık Bakışı" diyoruz buna.
Chamamos a este "look selvagem".
"Damızlık Bakışı".
Que seja o look selvagem.
- Şişman bir sivil polissin.
Ando a trabalhar para o meu look.
Bu iyi oldu.
este look fica bem em mim
# Can't look at hobbles and I can't stand fences
Não aceito grilhões nem suporto cercas
Send out a patrol to take a look.
Envia uma patrulha para dar uma olhada.
Bayılmak üzereysem bir yerde okumuştum
If I tend to look dazed I read it someplace
Bu korsan modası onun yarattığı, Jerry.... 90'ların yeni modası bu olacak.
Esta nova moda pirata que ela criou vai ser o look dos anos 90.
İki ay içerisinde herkes korsan gibi giyinecek.
Daqui a dois meses, todos vão adoptar o look pirata.
Senin yani görünüşün olabilir.
Podia passar a ser um novo look para si.
- The station must look different now.
A estação deve parecer-lhe muito diferente.
Look at him, sitting there all alone.
Olhe para ele, ali sentado, sozinho.
Kendini daha iyi hissedersin Hatta daha güzelleşirsin İnsanın tuttuğunu koparması lazım
# You'll feel better, you'll even look better # l'm here to tell you you got to be go-getter
Hey, look, Sonny.
- Eu sei, Sonny.