Lovelace Çeviri Portekizce
98 parallel translation
Kavalyem, Biloxi'li Adam Lovelace, bana nane likörü içirmişti.
Meu acompanhante, Alan Lovelace de Biloxi me deu um licor de menta.
Lovelace erkekleri yakışıklı ve hızlı oluyor.
Os meninos Lovelace são muito atrativos, mas muito rápidos.
... bayan Lovelace yeteri kadar baloncuk olduğunu düşünüyor.
Nada te deixa com vontade de fazer sexo.
- Evet, Bayan Lovelace tekrarlamanıza gerek yok
- Já falou disso, sra. Love.
Gırtlağınızın içinde! Hayır bayan Lovelace... hiç böyle bir klitorise sahip birini görmemiştim.
Não, sra. Love ouça, ter o clítoris na garganta é melhor do que não ter.
Bende tedavi için ona Linda Lovelace'yi yolladım.
Acredita que as dores sejam da falta de sexo. Mandei minha fisioterapeuta, Linda Lovelace, para aliviá-lo.
Linda Lovelace bu ikilemi uygulayacaktı.
Linda Lovelace foi incumbida de tirá-lo desta paranóia.
Lovelace Kliniği, Albuquerque, New Mexico, Şubat 1959
Clínica Lovelace, Novo México, Fevereiro, 1959
Kartlarını doğru oynarsa, bir sonraki Linda Lovelace olabilir.
Se jogar as cartas certas, será a próxima Linda Lovelace.
Lovelace'ın şu şiiri.
Esse poema de Lovelace.
Lovelace. "İngiliz İç Savaşı'na Doğru" mu?
Lovelace. "Off to the English Civil War"?
Linda Lovelace ve Deep Throat hakkındaki şaka ve muhabbetler, televizyonlara çıktı.
A Linda Lovelace, e as conversas e piadas sobre o Garganta Funda, apareceram na televisão.
Linda Lovelace, ve herşey değişti.
Então, o Damiano conhece a sua musa, a Linda Lovelace, e tudo mudou.
Linda Boreman ; dünyaca ünlü Linda Lovelace olmadan önce, Chuck Taylor ile tanışana kadar bir butik açmanın hayali içindeydi.
Antes de ela tornar-se mundialmente famosa como Linda Lovelace, a Linda Boreman sonhava em abrir uma loja de roupas, até que ela conheceu Chuck Traynor.
Orada Linda Lovelace'ı gördük, şeyle çimlere uzanmıştı...
Quando lá chagámos, nós vimos a Linda Lovelace deitada no chão com...
Deep Throat, Linda'yı poster çocuğundan porno yıldızına ve tanınmayandan bir ünlüye dönüştürmede etkin oldu.
O Garganta Funda teve tanto sucesso, que tornou a Linda Lovelace de desconhecida, para uma celebridade e considerada a nova estrela porno.
Linda Lovelace'ı tanıyorsunuz, Deep Throat ya da her neyse.
Linda Lovelace ou Garganta Funda ou coisa parecida.
Ben de, " Kızgın değilim, çünkü Linda Lovelace kim bilmem.
E eu disse "Eu não estou zangada, porque eu não conheço a Linda Lovelace.".
Pornografiye karşı olan kadınlar, süpriz bir müttefik buldular : Amerikanın en ünlü porno yıldızı ; Linda Lovelace, spot ışıklarını bırakıp şimdi bir anne ve ev kadını olan.
As Mulheres Contra a Pornografia, encontraram um surpreendente aliada, a mais famosa actriz porno Americana, a Linda Lovelace, que se tinha retirado dos holofotes, e era agora uma mãe e mulher de família.
Linda Lovelace, hmm, burada.
A Linda Lovelace está aqui.
Linda Lovelace ve Gloria Steinem beraber çalışmaya ne zaman başladı?
Como é que a Linda Lovelace e a Gloria Steinem, se juntaram?
Kendini artık gereksiz bulan Linda Lovelace, Denver'a ailesinin yanına taşınarak yeni bir yaşama başladı.
Ao se achar redundante, a Linda Lovelace mudou-se com a sua família para Denver, para tentar começar uma nova vida.
Biliyorsunuz, iki defa işimi kaybettim, sadece adım Linda Lovelace olduğu için.
Sabe, eu perdi dois empregos, por causa do nome de Linda Lovelace.
Sürekli Linda Lovelace ismini kullanıyorlar ve neler yaşadığımı yazıyorlar.
E elas usam sempre o nome Linda Lovelace, e o que me aconteceu.
Linda Lovelace da, Deep Throat da, endüstri haline geldi.
A Linda Lovelace e o Garganta Funda, tornaram-na numa indústria.
- Lovelace ile görüşmeli.
Vai falar com o Lovelace.
Sevginizi hissediyorum. - Lovelace kim?
- Quem é o Lovelace?
- Lovelace guru'dur.
- Lovelace é o guru.
- Lovelace'i git gör.
- Vai ver o Lovelace.
Sesimi duydunuz, şimdi de eşsiz Lovelace'i karşınızda kanlı canlı görmek üzeresiniz.
Ouviram a voz, agora vão conhecer o único, o genuíno Lovelace, em carne e osso.
Senyor Lovelace karım ortadan yok oldu.
Señor Lovelace. A minha esposa desapareceu. Estará viva?
Bana "Lovelace, bu ahmak da kim?" diye soruyorlar.
Dizem : " Lovelace, quem é este louco?
- Ah, Lovelace.
- Lovelace!
Lovelace, Lovelace, Lovelace...
Lovelace, Lovelace!
- Lovelace.
- Lovelace.
Lovelace.
Lovelace.
Lovelace!
Lovelace!
Lovelace, iyi misin?
Lovelace, estás bem?
Lovelace, boynundaki şey sana nasıl verildi?
Lovelace, como foi essa coisa parar ao teu pescoço?
Lovelace, gerçekten gizemli bir varlıkla tanıştın mı?
Lovelace, alguma vez te encontraste com uma Entidade Mística?
Aferin, Lovelace.
Ora vamos, Lovelace.
Pekala, Lovelace. Gidelim.
Vamos lá, Lovelace.
Görüşürüz, Lovelace.
Até à vista, Lovelace.
- Lovelace nerede?
- Onde está o Lovelace?
Lovelace?
Lovelace?
Yürü, Lovelace! Büyük adamsın!
Força, Lovelace!
Şimdi Lovelace ile karşı karşıyasınız!
Agora, estão a lidar com o Lovelace.
Çok enteresan! Bayan Lovelace bu imkansız!
Sra. Love, a senhora não tem!
- Gidip Lovelace ile görüşmelisin.
Vai falar com o Lovelace.
Dur, Lovelace.
Aguenta-te, Lovelace.
Suya girmeyin! Lovelace, suya girme!
Lovelace, não vás para a água.