English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Ludlow

Ludlow Çeviri Portekizce

190 parallel translation
Ludlow'a yürüyorduk.
Estávamos apenas a dar um passeio até Ludlow.
Bence şimdi uygun olan, küçük Prensin ufak bir muhafız birliği refakatinde....... Ludlow'dan Londra'ya getirilmesi ve taç giyerek kralımız olmasıdır.
Me parece oportuno que se busque com reduzido séquito o jovem príncipe que está em Ludlow, para conduzi-lo a Londres para ser coroado novo Rei.
- Pekâlâ o zaman gidip, vakit geçirmeden Ludlow'a kimin gideceğini kararlaştıralım.
Então que assim seja. E vamos determinar quem partirá para Ludlow. Imediatamente a Ludlow.
Hadi o zaman, hiç durmayalım, doğru Ludlow'a.
Então para Ludlow, não ficaremos para trás.
Onlar bugün San Bernardino, Redlands, Victorville Riverside ve Ludlow'dan yola çıkacaklar.
Hoje saem patrulhas de São Bernardino, Redlands, Victorville... Riverside e Ludlow.
Babam, Ludlow barında bir at hırsızından onu aldığında ayakta duramayacak kadar sarhoştu.
O meu pai matou um ladrão de cavalos num bar... que estava tão bêbado, que não se aguentava nos pés.
İyi akşamlar. Arthur Ludlow Memorial Hamamı, Newport'a hoş geldiniz. Bu yılki İngiltere Proust'u Özetle Şampiyonası finalleri için.
Boa noite, bem-vindos ao Memorial Banhos Arthur Ludlow, Newport, para as finais de Competição de Sumários de Proust de Inglaterra.
Tommy Ludlow?
Tommy Ludlow?
Ludlow'un beyzbol maçının son birkaç devresini yakalamak istiyorum.
Quero apanhar o último tempo do jogo do meu filho Ludlow.
Ludlow ailenin entelektüeli değil miydi?
Pensei que ele era o intelectual da família.
Biliyor musun, Lud, Carla'nın Bennet Ludlow'dan olan oğlu.
Sabes que esse é o filho da Carla com Bennett Ludlow. Lud. Ele é um espertinho fofo.
Çok sevimli bir çocuk. - Carla'nın, ünlü psikiyatr ve senin akıl hocan Bennet Ludlow'dan bir oğlu mu var?
A Carla teve um filho com o Bennett Ludlow, o grande psiquiatra, o teu mentor?
İşi yüzünden ülke dışına gitmek zorunda olmasına rağmen Doktor Ludlow'un çok iyi bir baba olduğundan eminim.
Apesar do facto do trabalho do Dr. Ludlow o levar para fora do país, tenho a certeza que ele é um pai maravilhoso.
Ludlow, lütfen. Buraya eğlenmeye değil keyifli vakit geçirmeye geldik.
Ludlow, por favor, não estamos aqui para brincar.
- Ludlow, sen çorbanı içmiyorsun.
Ludlow, tu não estás a comer.
Ludlow, başka her konuda gayet açık fikirli davrandın.
Ludlow, tu tens a mente aberta para um monte de coisas.
Ludlow'daki ofisinizi devraldım.
Ocupei o seu escritório em Ludlow.
Ludwil'deki trajedi kasabada üzüntü yarattı.
A tragédia atingiu a cidade de Ludlow.
Ludlow'lu bir gencin kaybolması gizemini hala koruyor.
O desaparecimento de um jovem de Ludlow permanece um mistério.
Alan, Ludlow'da ne yapıyorsun?
Alan. O que anda a fazer em Ludlow?
Tristan Ludlow, Düşen Yapraklar Mevsiminde doğmuştu.
Tristan Ludlow nascera na lua das folhas que caem.
Albay Ludlow'un üç oğlu vardı. Ama Tristan gözbebeğiydi.
O coronel Ludlow tinha três filhos, mas Tristan era o preferido.
Kızıl Otlar Ayında... anneleri İsabel Ludlow, kışı başka yerde geçirmek için gitti.
Foi na lua da erva vermelha. Isabel Ludlow, a mãe deles, foi viajar durante o lnverno.
Hem de çok Bay Ludlow.
- E verdade. Mr. Ludlow.
- Günaydın Albay Ludlow. - Tristan ava gitti.
- O Tristan foi caçar.
Cornwall'daki büyükbabam Ludlow'a, onunla denize açılmak istediğimi yazacağım.
Vou ter com o avô Ludlow à Cornualha e vou embarcar.
ALFRED LUDLOW Sığır ve Buğday Komisyoncusu Helena'nın nüfuzlu sakinlerine "dostum" demek çok hoşuma gidiyor.
E alguns dos cidadãos influentes de Helena são meus amigos.
"Albay William Ludlow'a, oğlu Tristan'dan."
"Coronel William Ludlow. do seu filho Tristan."
Çünkü ağabeyin Meclis Üyesi Ludlow. Nedeni bu.
O teu irmão é o congressista Ludlow e a razão é essa.
"Thel Russell ve Charles Ludlow Dickinson'ın vahşice katledilmesinden sorumlu."
"Os assassinatos brutais de Thel Russel e de Charles Ludlow Dickinson."
Burası avların kullandığı bir patika.
Isto é um trilho de animais. Sr. Ludlow.
Ücretimi almaya Bay Ludlow, ücretimi almaya.
Receber os meus honorários, Sr. Ludlow. Os meus honorários.
Bu, Ludlow'un olayı mı?
É aqui a concentração do Ludlow?
- Bay Ludlow'un test sonuçları bizde.
- Temos os resultados do Sr. Ludlow.
- İyi misiniz Bay Ludlow?
- Sente-se bem, Sr. Ludlow?
Özel ders için tutmuştuk.
- Disseram com quem ela ficou? - Joe Templeton e Hank Ludlow.
- Kayıt stüdyosunda. Hemen çalışmaya dönmüş demek?
O Joe Templeton e o Hank Ludlow já se envolveram num caso destes?
Bellevue'ye bu belirtilerle gidersen mutlaka yapılır.
Hank Ludlow e o seu pai, Joseph Templeton, Sr.
- Derste konuşuyor ve öbür öğrenciler onunla konuşmayınca kızıyor. İlgi istiyor.
Hank Ludlow, está preso por posse de GHB, uma substância ilícita.
Sen Ludlow'la görüş.
Vai falar com o Ludlow.
Ludlow kim?
Quem é o Ludlow?
Ludlow akşam olmadan çocuğu istiyor.
O Ludlow quer o rapaz antes do anoitecer.
O zaman Ludlow'da bir ödül avcısı olmalı.
Então, o Ludlow também deve ser um caçador de recompensa.
- Ludlow kim?
- Quem é o Ludlow?
Pekala, başka bir ödül avcısıydı, bu demektir ki Ludlow Tyler'ı alana kadar gelmeye devam edecekler.
OK, aquele era outro caçador de recompensas, o que significa que vão continuar a vir mais até o Ludlow apanhar o Tyler.
Eğer biz Ludlow'a önce ulaşmazsak.
A menos que apanhemos o Ludlow primeiro.
Ludlow'a ulaşır ve onu yok edebiliriz.
Assim, conseguimos aceder ao Ludlow e destruímo-lo.
Ludlow...
Ludlow...
Albay Ludlow bana dedi ki...
O coronel Ludlow disse-me :
Samuel Decker Ludlow.
Samuel Decker Ludlow.
Albay Ludlow.
- Coronel Ludlow!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]