Lumen Çeviri Portekizce
184 parallel translation
Bu lumen CVP'si.
Isto é PVC com triplo-lúmen.
Lumen, siktiğimin telefonunu aç.
Lumen, atende a porra do telefone.
- Evet. - Tek-lumen mi?
- Lúmen simples?
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce
Lumen Ann Pierce, do Minnesota.
Lumen'sa gerçeği söylememden ötürü güvenmiyor.
A Lumen não confia em mim por causa da verdade.
Sorun şu ki ; Lumen benim hakkımda çok şey bilirken ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
O problema é que a Lumen sabe demasiado sobre mim, e eu não sei nada sobre ela.
Lumen. L-u-m-e-n.
L-U-M-E-N.
" Sevgili Lumen,
" Querida Lumen,
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce.
Lumen Ann Pierce, do Minnesota.
- Lumen...
- Lumen...
- Lumen.
- Lumen.
Lumen. Lumen.
Lumen, Lumen...
Lumen Ann Pierce.
Lumen Ann Pierce.
Lumen'ın karanlıktan uzak durması gerekiyor.
A Lumen precisa de se afastar do lado negro.
Minnesota.
CORRESPONDÊNCIA ENCONTRADA MINNESOTA Minnesota... Lumen Ann Pierce.
Lumen'in ne planladığını bilmiyorsun.
- Não sabes o que pretende.
Evet. Lumen'ın sırtında.
Sim, na Lumen.
Lumen'den önce adama ulaşmalıyım.
Tenho de chegar a ele antes dela.
O eğlenceye Lumen da dahil mi?
Essa diversão incluiu a Lumen?
Öldürmem lazım yoksa Lumen öldürmeye kalkacak. Başını belaya sokmasını istemiyorum. Ne yaptığını düşün bir.
Preciso de o matar para a Lumen não ter de o fazer.
Robert Brunner Lumen'e zarar verenlerden biri değilmiş.
Robert Brunner não é um dos que lhe fez mal.
Lumen'ı asla başaramadığım bir şeye ikna etmem gerek :
Tenho de convencer a Lumen a fazer o que nunca consegui.
Lumen'ın da ondan.
Porque pertencem à Lumen.
Ben de öyle.
Nem eu. A Lumen está em casa em Minneapolis...
Lumen Pierce.
Lumen Pierce.
Başıma Lumen çıktı.
Aconteceu a Lumen.
Lumen annesinin ölümüne tanıklık etmemiş ama o da tıpkı benim gibi kan içinde doğdu.
A Lumen não testemunhou o assassinato da sua mãe, mas ela nasceu em sangue... Como eu.
Lumen?
Lumen?
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
Não consigo vingar a morte da Rita, mas posso ajudar a Lumen a vingar o que lhe foi feito.
Adı, Lumen Pierce.
- Chama-se Lumen Pierce.
Lumen.
Lumen...
Lumen beni bütün yapacak şey mi?
Será que a Lumen me vai completar?
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
Não posso vingar-me pela morte da Rita, mas posso ajudar a Lumen a vingar-se do que lhe fizeram.
Lumen'ı Boyd'dan kurtaralı 1 ayı geçti ama o, olanları her gün baştan yaşamaya devam ediyor.
Já passou mais de um mês, desde que libertei a Lumen, mas ela ainda revive o sucedido todos os dias.
Lumen, ben işimi yalnız görürüm.
Lumen, o que faço, faço sozinho. Não preciso de parceiro.
Çift lümen serum.
Duplicar o lúmen intravenoso.
Safrayı boşaltırlar ve safra kesesi lümenine bağlı değillerdir.
Drenam bílis e não comunicam com o lúmen da vesícula biliar.
Kalp boşluğu etrafında sıvı var.
Há fluido no lúmen a mais.
Lümen!
Lúmen!
Mide boşluğu kararmış, macun kıvamında bir nesne, belki önemsiz miktarda hazmedilmiş et, kılçıklı bir bitkisel madde.
O lúmen gástrico continha um material escuro e pastoso, talvez carne ligeiramente digerida e alguma matéria vegetal.
Bu yüksek kalite bir silikon olmalı.
- Boa qualidade, lúmen duplo, C salino.
Lumen, hat 5.
Lumen, linha 5.
Kateter, lümenin içindeki şu gölge.
Aquela sombra no interior do lúmen é o cateter.
Hava, ya ince bağırsak lümenindeki bir delikten veya nadir durumlarda havadan da geliyor olabilir.
O ar pode vir de uma falha no lúmen no intestino delgado ou em casos raros, o ar pode vir... do ar.
Kahretsin, lümeni açamıyorum.
Não consigo abrir o lúmen.
Lumen Pierce.
Talvez tenha deixado a mala dela aqui. Lumen Pierce.
Lumen.
Lumen,
Lumen.
Lumen!
Lumen...
- Lumen...
Lumen Minneapolis'teki evinde şu an. Hayatımın bir kısmı daha ortadan kalktı.
Outra parte da minha vida arrumada.
Lumen?
- Lumen?