Lux Çeviri Portekizce
758 parallel translation
Sonra kaçtı ve Lux Otel'e girdi.
Conseguiu fugir e foi para o Lux Hotel...
Kişisel tercihim Lux olmakla birlikte, Palmolive de ağızda güzel, mayhoş bir tat bırakıyordu.
A minha preferida é a Lux, mas acho que a Palmolive tem um sabor interessante.
Teşkilatın senin gibi bir elemanı kaçırma lüksü yok.
A Agência não se pode dar ao lux o de deixar fugir um tipo como você.
Güzel bir taşra evi. Bazı eksiklikleri olabilir ama büyüleyici bir kırsallığı var.
Duas maravilhosas residências... com todos os confortos, mesmo que não seja o "Grand Lux", mas eu aprecio o seu charme rústico.
DELÜKS YIKAMA
LAVAGEM DE ULTRA-LUX O
Sic luceat lux.
"Sic Luceat Lux..."
Ulu tanrım onu bize sen verdin, şimdi geri aldın.
" Requiem aeternam dona ei, domine, et lux perpetua luceat ei.
Cecilia, en küçükleri, 13 yaşındaydı. Ve Lux, 14.
Cecilia, a mais nova, tinha 13 anos e Lux tinha 14.
Hemen her gün, hatta Cecilia'ya göz kulak olmazken bile Lux bir havluya uzanıp mayosuyla güneşlenirdi.
Quase todos os dias e mesmo quando não vigiava Cecilia,
" Lux eğilip balinayı okşadı.
" A Lux fez uma festa a uma baleia.
"Lux, gönlünü Kevin H..." — "Haynz" mı? — Haynz, şu çöpçü adam.
"A Lux está caidinha pelo Kevin Heines o homem do lixo."
Lux, gönlünü Kevin Heines'e kaptırdı, şu çöpçü adama.
A Lux está caidinha pelo Kevin Heines, o homem do lixo.
Lux bütün gün yatağında ağladı.
Lux ficou na cama a chorar o dia todo.
Mary, Lux, Bonnie ve Therese okula sanki hiçbir şey olmamış gibi geldiler.
Mary, Lux, Bonnie e Theresa, vieram para a escola como se nada tivesse acontecido.
Lux ile konuşan oğlanlar hep en aptallarıydı ve berbat bilgi kaynaklarıydı.
Os rapazes que falavam com Lux eram sempre os mais estúpidos, e eram terríveis fontes de informação.
Ama Lux'u gerçekten tanıyan tek güvenilir erkek Trip Fontaine idi. İntiharlardan yalnızca sekiz ay önce hiç yoktan ortaya çıkmıştı. Kızlar, hatta anneleri bile bayılırdı ona.
Mas o único rapaz de confiança que conhecia mesmo Lux, era Trip Fontaine que apenas 8 meses antes dos suicídos tinha largado as fraldas, para delícia tanto das raparigas como das mães.
Bütün kızlar...
Todas, excepto Lux.
Lux hariç. Trip bize Lux Lisbon için hissettiği tutkunun beşinci saatte yanlış tarih sınıfına girdiği zaman başladığını söyledi.
Contou-nos que a sua paixão por Lux começou quando entrou para a aula de História errada.
Lux, lütfen ayağını yerde tut tatlım.
Lux, põe os pés no chão, por favor.
Lux'u Okula Dönüş partisine davet etmek istiyorum.
Quero convidar a Lux para o Baile Anual.
Eğer tekrar bize gelip TV izlemek istersen tamam ama Lux'u dışarı çıkaramazsın, hele arabayla hiç.
Se quiseres aparecer e ver televisão de novo, tudo bem. Mas não podes sair com a Lux, sobretudo de carro.
Lux Lisbon'u partiye götürüyorum.
Vou levar a Lux ao baile!
Teşekkürler. Hepinizin el ele vermesini istiyorum, bu senenin kral ve kraliçesi için. Trip Fontaine ve Lux Lisbon.
Vamos aplaudir os Reis do Baile Anual deste ano Trip Fontaine e Lux Lisbon.
— Luxie mahvoldu. Biz değil.
- A Lux é que está, nós não.
Lux'un eve dönüş saatini tutturamayışı yüzünden herkes bir facia bekliyordu. Ama çok azı bu denli ağır olacağını tahmin edebilirdi :
Dado que Lux falhara a hora de recolher, todos esperavam uma ruptura mas poucos previram que seria tão drástica.
Bir pazar, kilisedeki ilham verici bir söylevin ardından Bayan Lisbon Lux'a rock albümlerini yok etmesini emretti.
Naquele Domingo, chegada de um sermão na Igreja, ordenou a Lux que destruísse todos os seus discos de rock.
O günlerde, Lux'u çatıda gelişigüzel oğlanlarla ve adamlarla sevişirken görmeye başlamıştık.
Foi nesta altura que começámos a ver Lux a fazer amor no telhado com homens e rapazes ao acaso.
Lux bu akşam yine çatıda!
A Lux está no telhado outra vez.
Ve Lux, Trip ile bir daha hiç konuşmadı.
E Lux nunca mais falou com Trip.
— Lux, burada güvendesiniz.
- Aqui estão seguras.
Lux son gidendi.
A Lux foi a última a ir-se.
Hepsini reddedeceğim!
Viver sem lux os!
1 lüks, 250 ye 268 piksel.
1 lux, 250 por 268 pixels.
Lux, şu herifin nerede andy sattığını biliyorsun, doğru mu?
Lux, sabes onde este homem está a vender as doses de Andy, certo?
- Arkadaşlarım bana Lux diyor.
Os meus amigos chamam-me Lux.
- Lux.
Lux.
Ve benim favorim her Salı saat 10'da izleyebileceğiniz Rosemary Clooney'nin "The Lux Show" u... Ve Pazar'ları saat sekizde, "Steve Allen Show".
E o meu preferido... o "Lux Show" com Rosemary Clooney que podem ver todas as quintas-feiras às 10h00... e o "Steven Allen Show" que faz as nossas delícias ao domingo às 8h00.
Adım Stephan Lux.
O meu nome é Stephan Lux.
Ve benim favorim her Salı saat 10'da izleyebileceğiniz Rosemary Clooney'nin "The Lux Show" u...
E o meu favorito "The Luck Show", estreando Rozmari Kluni que vocês podem apreciar todas as quintas, 10 horas.
Metropolitlikten çok taşraya yakın olan günlük yaşam ile... Alcantara'daki bir yemeğin tarzı ve ambiyansı arasındaki ilginç ayrım. Veya Lux ya da Kremlin gibi yerler.
Há uma interessante proporção entre a vida quotidiana, que é mais provincial do que metropolitana, e o estilo e o ambiente de um jantar em Alcântara ou um local como o Lux, ou o Kremlin.
Gece yarısına Soho Lux'ta içki içmişler ve geceyi kadının evinde geçirmişler.
Beberam uns copos no Soho Lux, até à meia-noite, depois ele passou a noite em casa dela.
Çok fazla içtiğini, Soho Lux'ten gece 11 gibi ayrıldığını hatırlıyor.
Lembra-se de ter bebido muito e de sair do Soho Lux por volta das 23 : 00.
Ellerine Lux sürmelisin Ben öyle yapıyorum.
Encantadora, como sempre. Devias usar Lux nas mãos.
Söylesene Lux, kardeşin Bariyer tepelerinde ne gördü de aklını kaçırdı?
Diz-me Lux, O que viu o teu irmão na barreira de pics que o deixou maluco?
Lux, Nim! Dorian'a bir şey oldu!
Lux, Nim, é o Dorian...
Âmin. Lux, lütfen, derhal hırkanı giy.
Lux, veste já a tua camisola.
Bu da bıçak bileyicisinin ona 15 dakikalık bedava bir gösteri sunmasını sağlardı.
Lux bronzeava-se na sua toalha, com um fato-de-banho e até o amolador lhe oferecia uma demonstração grátis.
Bayıldım.
- Alex Jane Lux.
Allex Jane Lux, Concord Üzümü.
Concord Grape.
Öyleyse Lux'la başlayacağım.
Começarei pela Lux.
Neden gidip Lux'a yardım etmiyorsun.
Porque não vais dar uma ajuda à Lux...