English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lâyık

Lâyık Çeviri Portekizce

151 parallel translation
Beni oğlunuza lâyık bulmuyorsunuz.
Não me acha merecedora do seu filho.
Hayır. Kendisi yüzünden bir erkeğin hayatını mahvetmesine izin veriyorsa, kadın ona lâyık değildir. Sizin gibi.
Nenhuma mulher merece o amor de um homem que está disposto a arruinar-se por ela, como está a fazer.
Böyle bir şerefe nail olmaya lâyık olduğuma emin misin?
Tens a certeza que mereço tal honra?
Annemle tanışmaya lâyık olup olmadığına emin değilim sinyorita çünkü cesur bir adamın nasıl olduğunu unutmuşsun. Ama Montalvo size gösterecek.
Não tenho a certeza senhorita, se mereces conhecer a minha mãe... porque já te esqueceste o que é um homem valente... mas Montalvo mostrar-te-à.
O sana lâyık değil! Açık yürekli değil!
Ela não á uma mulher para ti.
"Krallara lâyık bir yemek yedirdik" ve kendisine Amerikan " hükümetince bastırılan paralardan $ 100 verdik.
Demos-lhe um jantar de rei... e demos-lhe 100 notas honestas... do justo governo destes Estados Unidos da América.
Kadın ona lâyık değildi.
Ele foi bom demais para ela.
Büyük şair Gabriel Lidman ülkesine dönüyor ve lâyıkıyla karşılanacak.
Gabriel Lidman voltou e terá que celebrar sua chegada.
Hünerli ellerine lâyık şöyle asil bir tema.
Algum assunto nobre que seja digno da sua mão.
- Bence hiç buna lâyık biri değil.
Se quer a minha opinião, ele não o merece. - Quem?
Hayatta olmaya bile lâyık değilsiniz. Lânet domuzlar.
Vocês não merecem viver, seus porcos filhos da puta!
Babası buna lâyık olmayabilir ama çocuk bunları hak etmiyor.
Olha, o velho pode merecer, mas o garoto não
- Threshold en iyisine lâyık.
Fenway conseguiu um progresso significante. Está a conseguir algo...
100,000 kişilik Haganah'tan bahsediyoruz peki bunların kaçı lâyıkıyla eğitildi?
Nós dizemos que a Haganah tem 100 mil... mas quantos estão adequadamente treinados?
Bunu işittin mi Holmes, övgüye lâyık bir tabiatı olan bu genç bayanla ilgili daha fazla şey görüp işittikçe onu daha da fazla takdir ediyorum.
Ouviu isto, Holmes? Quanto mais vejo e ouço sobre aquela jovem, mais a minha admiração aumenta. Uma jovem de espírito louvável.
Teşekkür ederiz, işini lâyıkıyla yaptın!
Obrigada por teres vindo.
Önem verdikleri bunlar olan bir adam bu harika otomobile lâyık değildir.
Um homem com essas prioridades não merece um automóvel assim.
Kimse benim kızıma lâyık değildir.
Nenhum homem servia para a minha filha.
Soyca, Hero ona lâyık biri değil.
Ela é-lhe inferior.
Benedick'i severim. Keşke mütevazı bir gözle kendine baksa ve böyle iyi bir hanıma hiç de lâyık olmadığını görse.
Tenho grande estima por Benedick, e gostaria que ele fizesse um exame de consciência para perceber como é indigno de tão excelsa senhora.
Yoksa bu beyefendinin, Beatrice gibi bir kadının yatağını paylaşmaya lâyık olmadığını mı düşündün?
Ele não é digno do leito venturoso de Beatrice? Céus!
Herkes buna lâyık olduğunu söylüyor, ben de gördüm, hepsi doğru söylüyor.
Consta que és merecedor, e eu acredito piamente, ainda mais do que se diz!
Eğer durmuyorsa, Prens'in tebası olmaya lâyık değil demektir.
Se ele não parar, é porque não é um súbdito do príncipe.
Peki canım, eğer durum böyleyse sana lâyık biri demektir.
Bem, minha querida, sendo assim, ele merece-a.
Ben yokken, kraliçelere lâyık bir şekilde hazırlanmanızı bekliyorum.
Na minha ausência, eu espero que se comportem como as rainhas que somos.
Tanrı'nın annesi olmaya o lâyık görüldü.
Ela tornou-se a Mãe de Deus em pessoa.
Krallara lâyık bir şey.
Algo festivo.
Katil gibi görünmesini bir kenara bırakalım. Riddick bu ününe lâyık biri.
Homicídios à parte, Riddick pertence à galeria da fama.
Yine de, bu yüce bir krala lâyık bir kazanç mı?
No entanto, será isso digno de um grande monarca?
Krallara lâyık çiçekler
"Flores para o Rei..."
- Bu işi lâyıkıyla halletmezsek, hiç uğraşmamışız gibi görünecek.
- Se não fecharmos o caso rapidamente, vai parecer que não nos esforçamos.
Sana lâyık olamadım.
Eu falhei.
Sadece'İş lâyıkıyla yapıldı " yazan yeri imzala lütfen.
É só rubricar onde diz "trabalho terminado com sucesso", por favor.
Uzun zaman, Allah'ın bana bunu neden lâyık gördüğünü anlayamadım.
Durante muitas milhas eu não percebi porque Alá me desejava isto.
Sana lâyık olmadığımı biliyordum.
Sabia que não era digno de ti.
Sevgine, saygına lâyık değildim.
Não era digno do teu amor, do teu respeito.
Ama zırhlı araç şirketine 10 yıl hizmet etmiş biri onu öldüren adamdan fazlasına lâyık.
Mas um homem com dez anos de serviço na empresa dos carros blindados merece melhor do que o homem que o matou.
Bart, adına lâyık bir düşman oldun.
Bart, foste um adversário valoroso.
Sana lâyık değil.
Ele não te merece.
Kendini fazla aşağı bir yere yerleştirmişsin, Lee. Sen Vegas'a lâyık bir sanatçısın! Vegas'a!
Vendeste-te muito por baixo, tu tens potencial para Vegas.
Bize lâyık bir rakip.
Um adversário que valha a pena.
Bu durumda, bu koloninin bir üyesi olmaya lâyık olmadığını, sana tebliğ ediyorum.
Eu, portanto, declaro-o indigno,... de ser um membro desta comunidade.
Siz artık onun sahibi olmaya lâyık değilsiniz.
Não és mais merecedor de ser o meu mestre.
Tam anlamıyla krallara lâyık bir belaydı.
E foi uma real chatice.
İmha edilmeye lâyık bir şey.
Algo digno de exterminação.
Bugün buraya geldiğin için sana lâyıkıyla teşekkür edmedim Josh.
Não sei como te agradecer teres vindo até cá hoje, Josh.
Size lâyık değil ama lütfen kabul edin.
Não valem muito. Por favor, aceita-as.
Babamın kılıcını tutmaya lâyık değilim.
Não sou digno de usar a espada do meu pai.
- Bu gece sana lâyık olmak için haddinden fazla şey yaptım.
Não, eu já tenho que chegue para uma noite, tal como tu.
Ağzına lâyık.
É bom para ti.
Yuan Usta, Dieyi'miz bu iyiliğinize nasıl lâyık olabilir?
"Adeus, Minha concubina" tem uma longa história.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]