Lütfu Çeviri Portekizce
250 parallel translation
Kısa sürede, hem ikimizin güvenilir bir dostu hem de... ev halkının bir lütfu haline geldi.
Rapidamente ela se tornou uma verdadeira amiga de nós os dois e uma bênção para a lida da casa.
"Tanrının lütfu, İsa Mesih, Tanrının sevgisi ve Kutsal Ruh, ebediyen bizimle ol."
"Que a graça do nosso Senhor, Jesus Cristo, e o amor de Deus e do Espírito Santo estejam sempre connosco."
Bu lütfu kabul etmekten şeref duyacağım.
Lembrarei essa promessa à mão de Vossa Graça.
Lütfu sevindirdi.
As suas palavras comovem-me.
- Tanrı'nın bir lütfu olur.
- Seria a bênção de Deus.
Çok yaşa Süleyman,... tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomão! Pela graça de Deus. Rei de Israel!
Çok yaşa Süleyman, tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomão! Pela graça de Deus, rei de Israel.
Bu sana Tanrı'nın bir lütfu, evlat.
Foi abençoado, filho.
Tanrı'nın lütfu.
A beleza de Deus.
Tanrı'nın lütfu üzerinize olsun.
Deus os abençoe a todos.
Çünkü Tanrı'nın lütfu satılık değildir.
Porque a riqueza do senhor não se vende.
Tanrı'nın lütfu...
De graça...
Endişelenme evlat. Tanrı'nın lütfu satılık olmayabilir ama Şeytan'ınki öyle, eğer bedelini ödeyebiliyorsan.
A riqueza do senhor não estará à venda mas a de Satanás, sim, se pode pagá-la.
Tanrının bir lütfu diye görün.
- É só isso, senhor?
İnsanın yozlaşmış tabiatı, iç lütfu kaçınılmaz kılar.
Num estado de natureza corrompida, nunca se resiste à graça interior.
Tanrı'nın lütfu iyiyi seçmene yardımcı olur.
Deus dá-te a Graça para poderes escolher o bem.
İsa Peygamberimizin lütfu, ve Tanrı aşkı ve Kutsal Ruh'un komünyonu bizimle olsun.
Na graça de Nosso Senhor Jesus Cristo, pelo amor de Deus e que o Espírito Santo seja conosco. Ámen.
Burada olmamız Tanrı'nın bir lütfu.
Somos abençoados por estar aqui.
Yaşlılığında Tanrı'nın bir lütfu.
Na sua idade, elas são uma bênção.
O Tanrı'nın bir lütfu.
Ele é um homem de Deus.
Sezar Kralı, Tanrı'nın lütfu, Meryem Anamız ile Roma Kilisesi, II.Philip, Castile.
Ao soberano Rei, pela graça de Deus, através da Santa Mãe, a Igreja Romana, Felipe II de Castela.
Bu kara kıtanın bir lütfu.
É um dom do continente escuro.
Bu onun için de çocuk için de Tanrı'nın bir lütfu.
Seria uma bênção para ela e para a criança.
Kraliçem, Allahın lütfu üzerinize olsun.
- Rainha, que Alá vos abençoe!
Tanrının lütfu üzerinize olsun.
Deus vos abençoe.
Tanrının lütfu olan bu kadar harika bir gecede görülmeye değer olduğunu düşünmüyor musun?
Não acha que merece ser vista numa noite gloriosa e abençoada por Deus como esta?
Görünen ve görünmeyen manevi ve ruhani bir lütfu sembolize eden alyans bu adamla bu kadının kutsal birlikteliğinin tamamıyla birleşimini simgeliyor.
A aliança de casamento é um sinal visível de uma interiorização e de uma graça espiritual, significando a união deste homem e desta mulher em sagrado matrimónio.
Josselin Beaumont'un duruşması devam ediyor. Öyle görünüyor ki teröristi ancak Başkan'ın lütfu ölüm cezasından kurtarabilir.
Parece que apenas o perdão presidencial poderá salvar o terrorista Josselin Beaumont da pena capital.
Brad, kendini Tanrının lütfu sanıyor.
Por isso é que o Brad se julga uma prenda dos Céus.
İtalya'nın karanlık kuzeyinde, ücra bir manastırda meydana gelen olayların sadık bir anlatıcısı olacak aklı ve lütfu esirgemesin Tanrı benden.
Que Deus conceda-me sabedoria e graça para ser o fiel cronista dos acontecimentos ocorridos numa abadia remota, no soturno norte de Itália..
Marcie'nin ailesi Tanrı'nın bize bir lütfu.
A família da Marcy é uma bênção.
Şu an Tanrı'nın tek lütfu beni boğazımı kesmekten alıkoyması.
Para que servem as rezas?
Tanrı'nın bir lütfu olarak yaratıldığını düşünüyor, anlıyor musun?
Sempre pensou que era ele o eleito, sabes?
Tanrının lütfu tükendi.
A graça de Deus acabou.
O tam bir tanrı lütfu.
Ela é uma verdadeira dádiva dos Céus.
Hayatın lütfu ve sonsuz gençlik.
A dádiva da vida e da juventude, para sempre.
Ben de bu kadar yakışıklı olmak istemiyorum, ama bu Allahın lütfu.
Não quero ser tão bonito, mas tenho de aguentar.
Bu bana Tanrı'nın bir lütfu aslında.
estou em estado de graça.
Bir kar fırtınası insana Tanrının lütfu gibi gelir.
Uma tempestade de neve é como que um presente dos céus.
Gemiler, Kahinlerin lütfu ile geçit içinden güvenle yönlendiriliyorlar.
As naves são guiadas em segurança pela passagem pelas mãos dos Profetas.
Efendimiz İsa'nın lütfu... Tanrı sevgisi ve Kutsal Ruh'un birliği...
A graça de Nosso Senhor Jesus Cristo, o amor de Deus e a comunhão do Espírito Santo...
Tanrı'nın lütfu, yumuşacık.
Por Deus, é mesmo macio!
Her şeye kadir Tanrı'mın lütfu!
Pela graça do Nosso Senhor.
Evet, majestelerinin lütfu, onun himayesindeyiz.
Por bondade de Sua Graça, sob a sua protecção.
Yatağında yanmamış olması Allah'ın bir lütfu.
Foi sorte ele não se queimar na cama. Leah!
Bu Tanrı'nın bir lütfu olabilir.
Pode ser uma bênção.
Loncanın lütfu olmadan imparator bile yerinden kıpırdayamaz sevgili baron.
Maldita seja a Liga e seus pilotos! Nem o imperador pode se mover sem as bênçãos da Liga Espacial.
Eğer o lütfu bulabilirsen, tutun ona.
Se conseguires encontrar essa bondade, agarra-te a ela.
Bu tanrının bir lütfu.
Isto é um milagre
Loncanın lütfu olmadan imparator bile yerinden kıpırdayamaz sevgili baron.
Nem o Imperador se pode movimentar sem a bênção da Guilda Espacial, caro Barão.
Bu bilgi bize Tanrı'nın bir lütfu.
Este conhecimento é a bênção de Deus.