Maas Çeviri Portekizce
5,172 parallel translation
Bay Rossi, buralarda tek şey Rudy Maas Marina.
Sr. Rossi, a única coisa por aqui é a Marina Rudy Maas.
Rick, mevcut ekonomik koşullar içerisinde maaşına zam yapabilmemim imkânı yok.
Tentares aumentar o teu salário neste clima económico é quase impossível.
Şimdi hepsinin bir işi, maaşı ve doktorları var.
Agora eles têm empregos, pensões, assistência médica.
Bardakların, peçetelerin, kaşıkların parasını ben veriyorum. Molly'nin de tüm personelinin de maaşını ben ödüyorum.
Eu paguei pelo copo, pelos guardanapos, pelas colheres, pago o salário da Molly, pago o salário do teu pessoal.
Maaş yok.
- Não pago salário.
- Artık haftalık maaş alacaksın.
Agora vais receber um salário semanalmente.
Başlangıç maaşı olarak yıllık 300 bin dolar.
Salário inicial, $ 300,000.
Müdürün, senin son üç yıldır bizim maaş bordrosunda olduğunu söylediğimde ne düşünecek sence?
O que o teu superior vai achar quando contar que estiveste na nossa folha de pagamentos nos últimos 3 anos?
Herkes yeni patronlarından dolgun bir maaş alıyor ama bu neye mâl oluyor?
Todos ganham um bom salário dos novos donos, mas a que custo?
Maaş bordrosu yan tarafta.
O pagamento é mesmo ali.
Benim çalışanım olarak maaş alacaklar.
Ser-lhes-á oferecido um salário ao meu serviço.
Bunu maaş için yapan başka birini bulabilir misin?
Não conseguiste encontrar ninguém que faça isso para viver?
Adil işe, adil maaş?
Um ordenado honesto por trabalho honesto?
Adil işe, adil maaş.
Um ordenado honesto por trabalho honesto.
Allan'ın maaşını öneriyorlar.
E vão oferecer-me o salário do Alan.
Maaşını ödeyen adamı kimse karşılamayacak mı?
Eu assino os vossos cheques. Alguém vai cumprimentar-me?
17 yıl, 62 gün, 14 saat 32 dakika ve 55 saniye sonra emekli olup gayet iyi bir maaş alacağım.
Nesta data, faltam-me 17 anos, 62 dias, 14 horas... 32 minutos e 55 segundos... para me reformar e receber a minha pensão extraordinariamente gorda.
O ciğeri beş para etmez herifin maaşı benim vergilerimden çıkıyor.
Esse cara é pago pelos meus impostos?
Maaş boktan.
O pagamento... é uma porcaria.
- Hâlâ maaşımı ödüyorlar.
Ainda me pagam.
Hangi maaş aralığında olduğunuzu söyler misiniz Bayan Walsh?
Em que patamar diria que está na escala de remunerações, Mrs. Walsh?
Öyleyse, maaş aralığında düşündüğünüzden daha düşük seviyede olduğunuzu söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm.
Então lamento ter de informá-la que está mais abaixo do que pensa na escala de remunerações.
Sözleşmeyi çok sever, Christopher da öyle ki maaş aralığında nerede olduğumu tam olarak böyle biliyorum.
Eu conheço-o, o Christopher adora um contrato, daí eu saber precisamente onde estou na escala de remunerações.
- Maaşını kim ödüyor?
- Quem lhe paga o ordenado?
Müvekkilim maaşını kendi hesaplarına yatırıyor. Hâlâ ipoteklerini ödüyorlar.
A minha cliente deposita o salário dela nessa conta, dado que ainda estão a pagar a hipoteca.
Maaşını sana veriyor, eve yardımda bulunuyor parayı har vurup harman savurmuyor karıyla kızla işi olmaz, kumar oynamaz ne iskambille işi olur ne de piyangoyla, sana elini kaldırmaz.
"Ele dá-te o salário dele, ajuda em casa..." "Não esbanja dinheiro, não te engana, não tem o vício do jogo..." "Não joga cartas nem aposta na lotaria..."
Ama bir şeylere karar vermem için bana maaş veriyorlar. Yabba-dabba-do!
Mas emitir um veredicto é algo que sou pago para yabba-dabba-do!
Maaşına zam ve ona bir ofis vermiş.
Deu-lhe um aumento e um gabinete.
Aslında, paraya çok sıkışmışlarken en az satan kitabın kopyalarıyla Halley'in maaşını ödemek zorundaydılar.
De facto estão tão falidos, que tiveram que pagar o pobre salário de Halley com cópias do livro com piores vendas.
Bu benim Cemiyet'ten aldığım maaş.
Este é meu salário da Sociedade.
Rektör sadece işinizi geri vermekle kalmıyor hiç bir soru ve özür olmadan maaşınıza % 35 zam yapıyor ve araç park yeri veriyor.
Além do Chanceler o reintegrar como professor, sem perguntas, nem pedidos de desculpas, irá dar-lhe um aumento de 35 %, mais subsídios, e um lugar de garagem.
Ama eminim Liam'ın maaşı hepsini karşılayacaktır.
Mas eu acho que o salário de Liam vai cobrir.
Sadece maaş çekimi bozduracaktım.
Vim pedir que me voltassem a emitir um cheque.
Dean'e son maaş çekini verdiğimde bana aşağıda uyuduğunu çünkü kendini burada güvende hissetmediğini söyledi.
Quando dei ao Dean o último cheque, ele disse que dormias lá em baixo porque aqui em cima não te sentes segura.
Anlaşmalı taraf. Maaş bordromuz hani.
Contratados, na nossa folha de pagamento.
Bir öğretmen maaşıyla mı?
Com o salário de um professor de arte?
Bak, bize bedava bir gezi kazandın. Gevşe biraz ve her zaman yaptığın gibi maaşını say.
Ouve, arranjaste-nos uma viagem grátis, relaxa e desconta o cheque como sempre fizeste.
Maaş gününden maaş gününe yaşamak yok artık, biri parasını nehirde kaybetti.
Chega de viver de salário em salário, a um aparelho dental de distância da falência.
Yüksek maaşı olan bir iş.
É bem pago.
Sporcuyken, geçimini sağlayabileceğin bir maaşın vardır.
Nos desportos ditos normais, podes viver só do teu salário.
Çok fazla bilgisayar oyunu oynadığını düşündüğünüz çocuk, belki de yılda 250 bin dolar maaş aldığı bir konuma ulaşacak.
Aquele miúdo que tu achas que passa muito tempo a jogar videojogos pode muito bem chegar ao ponto de ganhar um salário de 250.000 dólares por ano.
Bulaşıkları yıkarsın, minimum maaş ile çalışırsın, bahşiş alırsın. İşin yapılışını öğrenirsin.
Podes servir às mesas, trabalhar por um salário mínimo, gorjetas...
Benden fazla maaş alan birisi.
Está muito acima de mim.
Evet, dünyadaki en inovatif şirkette çalışmak yüksek maaş ve ayrıcalıklı haklar falan.
Sim, trabalhar na mais inovadora companhia do mundo, com o melhor pagamento e opções de investimento. Eu consigo ver o porque não queres.
Bu çalışma şevkiyle Gavin sana doyurucu bir maaş vermeye hazır. Terfi de cabası.
Assim, o Gavin pretende dar-te um aumento substancial... e uma promoção também.
- Onlar da maaş alıyor.
- Eles cobram salário.
Maaşımı aşıyor orası.
- Não sei dizer.
Maaşını Carter mı ödüyor şimdi de?
Agora trabalhas para o Carter?
Grill'deki maaşınla bana parasını ödeyebilirsin.
Mas não faz mal, podes pagar-me com o teu salário do Grill.
141,000 insana maaş verdiğim gerçeğini tartışmak mı istiyorsun?
Tu queres realmente refutar o indiscutível facto de que eu preencho os cheques de ordenado de 141.000 pessoas?
- Muhtemelen yıllık maaşından daha fazla.
Se calhar mais que o seu salário anual.