Mafia Çeviri Portekizce
2,390 parallel translation
Rus mafyasıyla bağlantılı Kolombiyalılar için para aklayıcı Afganistan'daki uyuşturucu kaçakçılığıyla alakalı direk müdahil olduğu veyahut dahil olduğu en az beş cinayet...
Ligações com a máfia russa, suspeito de lavagem de dinheiro para os colombianos. Suspeito de ligação com o tráfico de heroína no Afeganistão, suspeito de organizar ou estar directamente envolvido - em pelo menos cinco assassinatos.
Doğu Hollywood'daki Ermeni Çetesi'nde ağır topçu.
Um homem influente na máfia da Arménia em East Hollywood.
Bay Callen, Ermeni gangsterle buluşmak için gizli göreve gitmişti.
O Sr. Callen disfarçou-se para se encontrar com a máfia Arménia.
Gangster, Callen'a silah uzatarak sadakatini ispatlamasını istedi. Yoksa orada ikisini de öldürecekti.
O chefe da máfia deu uma arma para o Callen e exigiu-lhe que provasse a sua lealdade, ou ambos seriam mortos no local.
2007 yılbaşındaki Ermeni gangster olayını duydum.
o que queria dizer é que eu soube tudo sobre o dia de Ano Novo de 2007, sabem, com a máfia Arménia, quando vieram e arrastaram...
Ermeni Gangster mi?
Máfia Arménia?
Bir mafya patronunun arabasına değer mi kaybettireceksin?
Vais vandalizar o carro do chefe de máfia?
Pek sanmam, olay çıkaran adamlar, kolumu...
- Duvido. Os tipos que me magoaram o braço, são da máfia.
Bu lakabı almış, çünkü eskiden kurbanlarına son yemeğini hazırlayan bir çete tahsilatçısıymış. Ama yemeğin içine hep fazladan bir şeyler eklermiş.
E tem essa alcunha porque era um cobrador da máfia que fazia jantar às suas vítimas, mas usava sempre um ingrediente extra.
Eski zamanlar ha, mafya birinin icabına nasıl bakacağını çok iyi bilirmiş.
Nos bons velhos tempos, quando a Máfia ainda sabia como tratar dos negócios? - Sim.
Balkan suç baronu, iddiaya göre kötü şeyler yapmış Blackjack'de bölünmüş el oynamasından bahsetmiyorum bile.
Chefe da máfia dos Balcãs, fez alegadamente coisas bastante más, e não falo apenas de fazer batota na mesa de Blackjack.
Russell, Detroit'ten eski bir arkadaş olabilir de olmayabilir de Don Corleone topluluğundan.
O Russel pode, ou não ter, uma velha ligação de de Detroit... da persuasão do Don Corleone. - A Máfia de Detroit? - Sim.
Böyle bir işi halletmek için Detroit Çetesi'nden bir uzmana...
Precisas de um perito sobre a Máfia de Detroit para teres...
- Detroit Çetesi bu izci kız grubu değil.
- É a Máfia de Detroit, e não os escuteiros.
Yani 17 yıldır kaçıyorum. Altı adet adam öldürme ve İrlanda Mafyası ile bağlantı, suçlarım var.
Então, durante 17 anos eu tenho andado em fugido, a esconder-me de 6 acusações de homicídio e a fazer carreira com a máfia irlandesa.
Gerçi, mafya olabilir.
Pode ser a máfia.
Rus mafyasının 80 ve 90'lardaki ikinci kademe patronuydu.
Ele era chefe da máfia russa durante os anos 80 e 90.
- Çeçen mafya babası mı?
Um chefe da máfia Checheno?
Sence Çeçen mafyasının bu evlat edinmelerle bir ilgisi mi var?
Achas que a máfia Chechena está envolvida com as adopções dele?
Poker maçını kaybederse bir FBI tuzağı, kızgın bir mafya babasından daha güvenli olur.
Se ele perder a partida de poker, é melhor arriscar uma armadilha do FBI, do que a raiva de um chefe da máfia.
Mafya davası olsa, evet derdim ama bu davada sokmaz.
Se fosse um julgamento da Máfia diria que sim, mas não neste caso.
Ve işin komik tarafı orijinal peyniri de mafya satın aldı.
E o engraçado nisso é que a máfia comprou o queijo original.
Mafya peynirin olmadan düzgün bir şey yapamıyorsun.
- Não fazes uma tarte boa sem queijo da máfia.
Kahretsin.
É a máfia 2.0. Bolas.
Rus mafyasıydı.
Era a máfia russa.
Mafya gibi mi?
- Como a máfia? - Mais ou menos.
- İrlanda çete savaşlarını kaçırdığım için hep üzülmüşümdür. - Üzülme.
Fico triste por perder a guerra da máfia irlandesa.
Bu bir Yeni Belgrad Sırp Mafyası dövmesidir.
É a marca da máfia sérvia da Nova Belgrado.
Giysiyi Rus mafyasına sattım ve onlara paralarını ödedikleri şeyi vermemekten daha beter olan bir şey varsa, o da bunun başkasının eline düşmesine izin vermektir.
Vendi o fato à máfia russa, e a única coisa pior de não dar-lhes o que eles pagaram... é deixá-lo cair nas mãos de outras pessoas.
Peki, mafya terimleri kullanmamamıza ne dersin?
E que tal usar termos de máfia?
tıpkı mafya patronu olan babaları gibi.
Dois moleques filhos de chefões da máfia.
Eski günlerde, mafyadan birini, ateşin içine atabilirdin.
Naquele tempo, você podia tacar fogo num desses caras da máfia.
New Jersey çetesi ortaklardan hazzetmediğinden Samoalıları aradan çıkarmaları an meselesi.
E como a máfia de Nova Jersey não gosta de sócios, é uma questão de tempo até matarem os Samoanos.
Geçmişte 6-5'in Yüzbaşısıyken baban bir dedektifti vurduğumuz bir çete vardı Patsy'nin yerindeki garson yamaklarından biri, tanıktı.
Quando eu era capitão do 65 e seu pai era um detetive, tivemos um assassinato envolvendo a máfia. E um dos garçons do Patsy era uma testemunha.
Çetedeki elemanlar, bu çocuk üzerinde aşırı baskı kurdular o da ifade vermeyi reddetti.
O pessoal da máfia colocou tanta pressão no garoto... que ele se recusou a testemunhar.
Mum ve çetesi konuşurlarken duydum.
Ouvi a minha mãe e toda aquela máfia a falar.
Rus çete bankaları öncülük etti.
Os bancos da máfia russa foram os pioneiros.
Tam bir slogan.
Como a máfia.
Sully'nin gece kulübü var.
O Sully com a máfia.
MAFYA BABASl DEHŞETİ!
CHEFE DA MÁFIA EM FÚRIA!
Üç mafya babası, İtalyan büyükelçisi,... Lockheed Genel Müdürü.
São três chefes da Máfia, o embaixador italiano e o director geral da Lockheed.
Çete tehdidi gibi.
É uma ameaça da Máfia.
Vietnamlı mafya bankası.
O banco da máfia vietnamita.
Mafyaya parasını ödedi ve sana özel bir anlaşma yapmak istiyor.
Pagou à máfia e quer dar-te um contrato exclusivo.
O zamanlar Cleveland'daki her şey mafya tarafından kontrol edilirdi mafya da 1940'lardan beri tek kişi tarafından yönetiliyordu :
Naquela altura, tudo em Cleveland era controlado pela máfia, que era liderada, desde os anos 40, por um homem : John Scalish.
34 yıldır Cleveland mafyasının lideri olan Scalish, rutin bir ameliyat sırasında öldü.
John Scalish, patrão da máfia de Cleveland durante 34 anos, morreu durante uma cirurgia de rotina.
O sözde mafyanın ibne üyelerinden biri beni öldürmeye gelecekse bulunması zor bir adam değilim.
Se um desses vermes a quem chamam máfia quiser apanhar-me, não sou um homem difícil de encontrar.
Cleveland mafyası onu ortadan kaldırmak istedi.
Então, a máfia de Cleveland pôs-lhe a cabeça a prémio.
Sonuçta açılan dava Jack Licavoli ve... Los Angeles'li gangster Jimmy Fratianno'nun tutuklanmasını sağladı. Onlar da ülke çapındaki mafya bağlantıları aleyhinde tanıklık yaptılar.
O julgamento resultou nas acusações do Jack Licavoli e do bandido de L.A., Jimmy'The Weasel'Fratianno, que depôs contra os parceiros da máfia em todo o país.
Danny Greene'in öldürülmesi, 27 mafya ortağının tutuklanmasına ve... Cleveland'daki organize suç örgütlerinin çöküşüne doğrudan etki etti.
O assassinato de Danny Greene causou diretamente o indiciamento de 27 associados da máfia, e o colapso do crime organizado em Cleveland.
Cleveland mafyası asla toparlanamadı.
A máfia de Cleveland nunca recuperou.