Manifesto Çeviri Portekizce
636 parallel translation
- En azından Nazi. - Gümrük bildiriminde yok değil mi?
- Ele não está no manifesto, certo?
- Dedim ki, "Gümrük bildiriminde yok değil mi?"
- Ele não está no manifesto!
Her gün biraz daha dikkatsizleşiyorsunuz. Bildiride olmayan iki nesne var vagonda.
Há dois artigos que não estão no manifesto.
Tehlikeye atılanlar hakkındaki laflarını?
Sobre os poucos que dão o corpo ao manifesto?
Yolcu manifestosunda pasaport numaranız yazılmamış.
Em nosso manifesto dos passageiros... o número do seu passaporte não foi colocado.
Bu mahkemenin asıl amacı birkaç kişinin hakettiği cezayı almasından çok daha büyüktür.
O propósito manifesto deste Tribunal... é mais amplo que aplicar um castigo justo a uns poucos homens.
Arabanızda adamlarım Paris'te isyan başlatılmasına yol açan bir ilân buldu.
Os meus guardas descobriram um manifesto no vosso carro destinado a provocar uma revolta em Paris.
Arabadaki el ilânı eski bir ilândı.
A circular no carro era um manifesto que tinha sido revogado.
Stüdyoda bulunmasından büyük onur duyduğumuz konuklarımız Karl Marx, modern sosyalizmin kurucusu ve Komünist Manifesto'nun yazarı.
Temos a grande honra e privilégio de ter connosco em estúdio Karl Marx, fundador do socialismo moderno e autor do Manifesto Comunista.
Bizse hep zor ve tehlikeli bir durumdayız, o yüzden sen karışma!
Nós estamos sempre a dar o corpo ao manifesto, e agora é que apareces!
İşte sevkiyat emri.
Aqui tem o seu manifesto de envio. - Um momento, por favor.
Bay Jensen'in altın çocuğuydum, veliahdıydım.
O menino de ouro escolhido a dedo pelo Sr.Jensen, o herdeiro manifesto.
Partimin sürekli dile getirdiği gibi, Şeffaf Hükümet parti programımızın ana maddesini oluşturuyordu.
O nosso partido acredita no Governo Aberto, esse foi o princípio de todo o meu manifesto.
Aslında geçen sene 2 Mayısta Temsilciler Meclisi'nde söylediğiniz gibi ve 23 Kasımda tekrarlamıştınız ve The Observer'daki makalenizde ve The Daily Mail'deki röportajınızda ve parti programınızda da açıkça bulunuyordu.
Tal como disse no dia 2 de Maio do ano passado e novamente a 23 de Novembro e no seu artigo no Observer e na sua entrevista ao Daily Mail e como o seu manifesto especificou...
- Parti programımız.
- Por causa do manifesto.
Parti programımızın ana maddesiydi.
Foi a base do nosso manifesto.
- Bu çok açık.
- Eu apanho-os com o manifesto.
Manifestoyu beğendi. Sosyal yurtsever madde konusunda biraz endişeli.
Ainda que goste disto o desenho do manifesto, lhe inquieta um pouco a cláusula de patriota social.
Güya manifestoyu beğenmiş.
A ele que gosta de manifesto.
Diğer gruplara alternatif olarak sunduğumuz seçenekleri söylemeliyim. Parti Programı Komitemizde ve manifestomuzda da bu konuyu çok açık belirtmeliyiz.
Direi exatamente quais são nossos requisitos... frente a qualquer outro grupo, e haverá que permanecer claro a nossa Comissão de Programa... e permanecer claro não manifesto.
Karl Marks "Komunist manifestosu"
KARL MARX - MANIFESTO DO PARTIDO COMUNISTA
Bu akşam Dünya Forumu'nda konuk etmekten büyük ayrıcalık duyuyoruz : Karl Marx, modern sosyalizmin kurucusu ve Komünist Manifesto'nun yazarı.
Esta noite, no Fórum Mundial temos o profundo privilégio de termos connosco Karl Marx, o fundador do socialismo moderno e autor do manifesto comunista ;
Tüm vücut şeklin değişecek.
Dás o corpo ao manifesto.
Ama annen politik bir manifesto yazdı.
Mas a tua mãe escreveu um manifesto político.
Mal dökümü.
O manifesto.
Şimdi ürünü almak için şu kağıtları imzalarsanız eğer...
Agora, assinem o manifesto de recepção do item...
Ve senin orada savaştığını düşünüp durdum. Ve orada hayatını kaybeden... vücudunu feda eden ya da aklını yitiren bütün askerleri düşündüm.
Só pensava em ti... e em todos os rapazes que Iá morreram... que deram o corpo e a alma ao manifesto.
Tarımsal Manifesto.
Protesto nos campos
İyi akşamlar. Tarımsal Manifesto...
Boa tarde Protestos no campo
- Ouisa, Dada Manifestosu hayranıdır da.
A Louisa ê um manifesto Dada.
Sonra da 1951 Temmuzunda basılmış bu duygusal, güzel, etkili öykünün neden bir nefret manifestosu haline geldiğini anlamak için okudum kitabı.
Li o livro para descobrir por que ê que esta história tocante, linda e sensível, publicada em Julho de 1951, se tornou neste manifesto de ódio.
Buradaki gümrük listesinde okudum.
Eu li aqui no meu pad de manifesto.
Stok sistemimizdeki gümrük bildirimi... programınızda bir karışıklık vardı...
As minhas desculpas. Houve alguma confusão com o interface do seu manifesto no nosso sistema de inventário que...
Bu bir Kressari gemisinin gümrük bildirimi.
Isto é o manifesto de uma nave kressari.
O zaman gümrük bildiriminin incelenmesine itirazınız olmamalı.
Então, não se oporá a uma inspeção a este manifesto.
Ne beyan edilmiş?
O que diz o manifesto?
Önce, taşıdıklarının listesine baktım.
Primeiro vi o seu manifesto de carga.
Köyde yapacak o kadar az şey vardı ki, köylüler onları kabul ettiler : Tıpkı kötü giden hasat, sakat doğan bir çocuk, ya da Tanrının, apaçık ya da şüpheli olan varlığını kabul ettikleri gibi...
E os, aldeões as aceitaram tanto quanto aceitavam, uma colheita ruim, uma criança deformada, ou o manifesto da onipresença de Deus.
Bir bilgisayar hatası nedeniyle,... bu kargo ambarındaki malzemelerin listesini kaybettik.
Devido a um erro informático, perdemos o manifesto de todo este porão.
Komutan Sisko ne zaman bitirilmesini istiyor?
Quando é que o Comandante Sisko precisa do manifesto?
Sabah masasının üstünde istediği ilk şey bu liste.
Ele quer o manifesto na sua secretária amanhã de manhã bem cedo.
Ravinok'un bilgisayarını çalıştırdığımda yolcu listesini indirdim.
Quando reativei o computador do Ravinok, eu baixei o manifesto.
Voyager'ın mürettebat listesine giriş yap.
Aceda ao manifesto da tripulação da Voyager.
Belli bir kader gibi. Başaramadığımızı söyleme.
É como o Destino Manifesto, não digas que não conseguimos.
Bu konteynır listende yokmuş.
Este recipiente não está no seu manifesto.
Sana kelepçeyi nasıl kontrol edeceğini öğretecek. Senin deli manifestonu okumak istemiyorum.
Eu nunca deixei alguém ver isto... mas vou deixar você ler meu manifesto.
Şimdi, bana yardım edecek misin?
Eu não quero ler seu manifesto louco.
Ne var görelim.
Abre e mostra-me o manifesto de carga.
... ciddi ve iffetli sessizlik, saf ve hassas kalplilik, temiz, kibar bir ruhun işareti ürkek bir küstahlık, uysallık, sakin bir hava, hava sirenleri uzun ve söz dinleyen itina,...
"um despejo quieto e vergonhoso ; " um repouso gravíssimo e modesto ; " uma pura bondade, manifesto indício da alma, limpo e gracioso ;
Ama burada, bundan çok daha fazlası vardı, ve burada daha fazla kaldıkça, bunu çözmenin benim görevim olduğunu anladım.
Está tudo bem aqui em meu manifesto... minha percepção, meu raciocínio minha comprovação.
Neyden bahsediyorsun sen?
Nós iremos agora tornar público nosso manifesto... juntar nossos simpatizantes... treiná-los.