Mason Çeviri Portekizce
3,303 parallel translation
Hazır mısın Müdür Yardımcısı Mason?
Estás pronto para o Vice-Director Mason?
Onun 33. derece üstad mason olduğunu biliyor muydun?
Sabias que ele era 33º mestre maçom?
Amerika Devrimi sırasında şehirdeki kutsal yerde saklanmış mason sırrını bulmaya yardımcı olabilecek şifreler yazmış.
Escreveu códigos e cifras durante a Revolução Americana. Ou seja, esta carta pode ser a chave para encontrar o grande segredo dos maçons guardado em algum sitio da cidade.
Mason sırrına ulaşabileceğin izler seni öldürtebilir.
Pistas que levam a um segredo maçom pelo qual as pessoas matariam...
Kendisinin hür mason ve George Washington'ın arkadaşı olması onu oyunu üzerine kuracağımız mutlak kişi yaptı. Yazılarından semboller çizdim.
E o facto de que era maçom e amigo do George Washington fez do Rose a pessoa perfeita para se basear o jogo.
Mason yoldaşı olduğunu mu iddia ediyorsun? Kendim Mason'um.
- Alega ser um companheiro Maçom?
Bir süre için meclisinin mason atalarımızla bağlantısı vardı. Ta ki o atalarımızın güvenine ihanet edene kadar.
- Durante algum tempo, a pessoas que a seguiam aliaram-se aos nossos antepassados maçons, até que ela os traiu.
Mason musun sen?
És um maçom?
Bu altıgen mumlar Mason'ların kaynağından.
Aquelas velas enfeitiçadas do armazem dos maçons.
O bir Mason hücresinde. bunun onu güçlü bir şekilde tutması lazım, ama...
Ele está numa cela maçônica, supostamente forte o suficiente para segurá-lo, mas...
Senin Mason kardeşlerini katlettim!
Matei os seus irmãos maçons!
- Mason musun?
- És Maçom?
- Dört tane başı kesilmiş Mason yeterli kanıt değil mi?
Quatro maçons decapitados não é prova?
- Dört başsız Mason'a kanıttır ama Başsız Süvari'ye değildir.
De quatro maçons sem cabeça, sim. De um Cavaleiro sem cabeça, não.
Mason kardeşlerimi öldürebilir. Hatta beni bile öldürebilir.
Ele pode ter morto os meus irmãos e até matar-me.
Mason ve Penelope'nin de geleceğini biliyor musun?
Sabes que o Mason e a Penelope também vêm?
Mason kedi mi?
O Mason é um gato?
Hayır, Mason kedi değil canım.
Não, o Mason não é um gato, querida.
Mason nerede kaldı?
Onde está o Mason?
Mason'ın da bugün geleceğini sanıyordum.
Pensava que o Mason também vinha hoje.
' Ben Mason.
É o Mason.
Mason!
Mason!
Mason orada mı?
O Mason está aí?
- Merhaba Mason.
- Olá, Mason.
Mason bugün gelemez.
O Mason não pode ir.
Mason, mobil heykel ödevlerini kontrol ederken seninkini görecek miyim?
Mason, quando verificar os móbiles vou encontrar o teu?
Ödevini bitirme zamanı geldi Mason.
Termina o teu trabalho, Mason.
Pekâlâ. Giderken Mason otursun, dönerken de Samantha.
O Mason vai à frente para lá e a Samantha vai à frente no regresso.
Kalk bakalım Mason!
Vá, Mason!
Mason, artık yılan omuru toplamanı istemiyorum.
Mason, não quero que colecciones vértebras de cobra.
- Mason, annem geldi!
Mason, a mãe chegou!
Bu oğlum Mason.
O meu filho Mason.
- Mason, bu Dr. Welbrock.
- Mason, o Dr. Welbrock.
- Memnun oldum Mason. - Ben de memnun oldum.
- Foi um prazer conhecer-te, Mason.
- Samantha, Mason. Merhaba.
- Samantha, Mason.
Mason, suyla idare et.
Mason, vais beber água.
- Sürekli Mason'la oturup bilgisayarla mı oynadı?
Esteve sentado a jogar com o Mason o tempo todo?
Bir dakika Mason.
Só um minuto, Mason.
Mason, senin haftan nasıl geçti?
Mason, como foi a tua semana?
- Ne var ne yok Mason?
- Como estás, Mason?
- Mason da orada olduğu için.
- Que o Mason lá estivesse.
Randy, Mason, babam sizi aşağıya çağırıyor.
Randy, Mason, o pai quer-vos lá em baixo.
Mason, biz çıkıyoruz.
Mason, vamos embora.
Mason nerede?
O Mason?
Mason, neyin var?
Mason, o que se passa?
Mason, saçın çok şekil olmuş!
Mason, o teu cabelo está bestial! nicole
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi Mason?
Não gostas de mim, pois não, Mason?
Bunu daha kaç kere izleyeceksin Mason?
Quantas vezes consegues ver isso, Mason?
18. yüzyılda yaşayan hür mason Theodore Rose tarafından yazılmış.
Pertence a um maçom do século 18 chamado Theodore Rose.
Mason nerede?
Onde está o Mason?
- Mason.
- Mason.