Mavi Çeviri Portekizce
10,897 parallel translation
Ve bayrağında mavi ve turuncu olan ülkelere de bak.
E verifica que países têm azul e laranja nas suas bandeiras.
Bu yüzden mavi ve turuncu şapka takıyor.
É por isso que ele está a usar um boné azul e cor de laranja.
Ben satış elemanı değilim ki. Sadece mavi tişörtlü bir adamım.
Eu não sou vendedor, sou apenas um tipo de camisola azul.
Eğer mavi saçlı ve burnunu sürtmeyi seven birisini arıyorsan, o türden bir sürü kuzenim var.
Se é do cabelo azul e do nariz grande que curtes, tenho muitas mais primas.
Kot pantolonlar neden mavi?
Porque é que as calças azuis são azuis?
O mavi gözlerle istediğin her şeyin Kontes'i olurum hayatım.
Com esses olhos azuis serei a Condessa daquilo que você quiser.
Çoğununki kırmızı ya da mavi renkte parlar eğer mistik birileriyse mor da olabilir ama seninki simsiyahtı.
As maioria das pessoas irradiam vermelho ou azul, roxo se forem místicos, mas a tua é negra.
Her zaman mavi işçi gömleği giymeyeceğim. Gömleğinin ne renk olduğu fark etmez.
Não ligo para a cor da tua roupa.
Oğlan pencereden baktığında mavi sedan bir arabanın uzaklaştığını görmüş.
E o rapaz viu pela janela de trás um carro azul a ir-se embora.
Görgü tanıkları olay yerinden ayrılan mavi sedan bir araba görmüşler.
Uma testemunha viu um carro azul a deixar a cena.
Mavi sedan için bir eşleşme bulundu.
Tenho uma informação do alerta para um carro azul.
Mavi sedan da ne?
Que carro azul?
Merhaba. Mavi sedan nerede?
Onde é que está o carro?
Odanın kuzey tarafında Mavi takım elbiseli, kafası kazınmış. Silahlı gibi duruyor.
No lado norte da sala, fato azul, cabelo rapado, parece armado.
Üzgünüm ama mavi kıçlının haklı olduğunu düşünüyorum.
Odeio dizê-lo, mas acho que o velho rabo azul tem razão.
Mavi ve sarı. T, L ve Ş.
Azul e amarelo F, D e C.
Doğru. Gözlerin mavi mavi parlasın.
Isso mesmo, queima os olhos azuis!
Bunlar sana mavi gibi mi görünüyor?
Estes parecem-te azuis?
Girişte iki büyük mavi boru vardı.
Havia dois canos azuis enormes à entrada.
Penisin mavi ya da gri değil pembe olması kan akışının düzgün sağlandığını gösteriyor.
O falo está rosa, e não azul ou cinza. Isso indica bom fluxo sanguíneo.
Asıl yanlışı mavi gözlü bir barmen ile tanışmamı ayarlayan ve çocuk bir aracın altında kaldıktan sonra kahraman rolü kesen bir vampire güvenmekle yaptım.
Sabes, a começar por falar com o meu vampiro perseguidor, que fez com que eu me aproximasse de um barman de olhos azuis, só para que pudesse vê-lo a ser atropelado, e tu a fazeres o papel de herói.
Gri iş pantolonu, beyaz bir tişört, mavi bir kapüşonlu bir şapka ve güneş gözlüğü vardı.
Calças de treino cinzentas, t-shirt branca... camisola azul com capuz, boné e óculos de sol.
Mavi ışık nerede?
Onde está a luz azul?
Gökyüzü neden mavi?
Porque é que o céu é azul?
Mavi ekip yoğun bakıma.
Equipa azul para a UCI. Equipa azul, UCI.
Arka plan, karşıya yürü. Mavi şapkalı kadınla konuş.
Fundo, atravessa, fale com a mulher de chapéu azul.
Yeşil kabın altında mavi var.
Vês, tem azul embaixo do boné verde.
İşte mavi bir çiçek köküm oldu.
Agora eu tenho a haste da flor, azul.
Meyve suyu neden mavi renk?
Por que é que o sumo está azul-escuro?
Görünüşe göre, düğünümdeki "mavi şeyler" taşaklarım olmak zorunda.
Pelo visto, o "alguma coisa azul" no casamento tem de ser as minhas bolas.
Bayağı büyük mavi bir tane var.
Há uma azul bem grande.
Maktul mavi spor bir ceket giyiyor.
A vítima tem um casaco azul de desporto vestido.
Altında düğmeleri göbeğine kadar açık beyaz çizgili mavi bir gömlek var.
Por baixo disso, está a usar uma camisa listada, azul e branca, que foi desabotoada até ao umbigo.
Mavi kod.Tekrar ediyorum.
Um possível código azul. Repito, possível código azul.
Yemekten önce Tiffany'ye bir uğrayalım çünkü ufak mavi bir kutu kadar kederi geçiren bir şey yoktur.
Antes do almoço devíamos passar pela Tiffany ´ s. Nada cura a depressão com uma pequena caixa de veludo azul.
Sarı ve bakır rengi yerine mavi ve kırmızı kullanılmış.
Azul e vermelho, em vez de amarelo e cobre.
Kırmızı ve mavi. Tulum bu.
Vermelho e azul.
- Mavi için Kang'ı ortaya koyuyorum.
- Aposto Kang no azul.
Sikilirsan mavi üniformayi giyip bagaj taramasinda çalisabilirsin.
Se ficares chateado podes vestir um uniforme e trabalhar no scanner das bagagem.
Mavi üçgen olan.
É o triângulo azul.
Mavi yakalılardan ve farklı milletlerden olan insanlardan oluşan coşkun bir yer.
Um bairro animado, operário. Um modelo de diversidade.
Picasso'nun mavi takıntısı vardı bir ara.
O Picasso teve a sua fase azul ;
Beni sığınağa götürdükten 5 gün sonra Charles bana kırmızı, beyaz ve mavi kek verdi.
Cindo dias depois de me levar para o bunker, o Charles deu-me um cupcake vermelho, branco e azul.
Toz mavi mi, kırışık kadife mi?
Azul claro ou... veludo amassado?
Çocukken mavi çizgileri olan bir trenim vardı.
Quando eu era criança, tive um comboio com riscas azuis.
Mavi çizgiler yapalım.
Vamos pintar riscas azuis.
Kırmızı, mavi, S harfi.
Certo, vermelho, azul, o "S".
Mavi çerçeveliye ne dersin?
E que tal os azuis?
Mavi kapı.
Porta azul.
Ben mavi renk takarım.
Estou de azul.
Mavi kod, batı iki. Mavi kod, batı iki.
Código azul, quarto 2.