Mckay Çeviri Portekizce
997 parallel translation
Bizim hikayemiz, 1810 yılında Canfield ve McKay aileleri arasında süren eski zaman kan davası ile ilgilidir.
A nossa historia trata das antigas disputas entre as famílias Canfield e McKay tal como sucederam no ano 1810.
Reşit olmayan oğlu dışında soyunun son kişisi olan John McKay'in mütevazi evi.
O humilde lugar de John McKay - o último dos descendentes - se excluirmos o filho pequeno.
Genç McKay burada, annesinin ölümünden sonra teyzesi tarafından büyütüldü.
O jovem McKay é criado por sua tia depois da morte da sua mãe.
Willie McKay.
Willie McKay.
John McKay evinin yasal varisi olarak lütfen en kısa sürede Rockville'e gelip evin vekaletini üstleniniz.
Como legítimo hedeiro de John McKay, Pedimos-lhe que venha o quanto antes a Rockville para tomar posse da su propriedade.
McKay evini tarif edebilir misiniz?
"Pode indicar-me a direcção da propriedade McKay?"
Neden McKay evini arıyorsun?
"Porque procura a propiedade McKay?"
John McKay'in oğlu kasabaya gelmiş!
"O filho de John McKay está na cidade!"
Burası! McKay evi burası!
Esta é a propriedade McKay "
Ertesi gün itibariyle genç McKay, kalıcı misafir olmaya karar vermişti.
No dia seguinte o jovem McKay decide converter-se num hospede permanente.
John McKay'in oğlu!
"é o filho de John McKay!"
Black Larsen Big Jim McKay'ın hakkına da ihanet ediyordu.
Black Larsen se apodera da concessão de Big Jim McKay.
Big Jim McKay hafızasını kaybetti, ve amaçsızca dolaştı.
Big Jim havia perdido a memória e vagueava sem rumo fixo.
Big Jim McKay kasabaya girerek dolaşıyor.
Big Jim McKay vagueia pela cidade.
- İkincisi? Hâkim McKay bu akşam 9 : 30'da kararını bildirecek.
- O juíz McKay decide esta noite, às 9h.
Teğmen. McKay, D bölüğü, 8inci süvari alayı.
Tenente McKay, Tropa D, 8ª cavalaria.
- McKay.
- McKay.
McKay Kampı'na, Wellington'ın 45 kilometre dışına yerleştik.
No acampamento McKay, a 50 km de Wellington, nós nos preparamos.
Kamptan bizden bir gün önce ayrılmadılar mı?
Ios de volta a McKay. Não temos prioridade?
Kamyonları yarın onları alıp McKay'e götürecek.
Meiskar, Clark, Kreb, saiam!
Bu adamları McKay'e yürütemezsin. Sadece üç saat dinlendiler.
O senhor os fez voltarem a pé do front em Guadalcanal... só para provar ao Exército que é durão.
Tekrar yola çıkarsak, ben bırakıyorum. Aynen ben de.
Mas vou voltar a McKay nem que seja de quatro.
Ama sürünerek gitmem gerekse bile ben McKay'e dönüyorum.
Eles andaram porque estão furiosos. Não desistirão, porque estão furiosos.
- Terry McKay.
- Terry Mackay.
Terry McKay ve yalnız seyahat ediyorum.
Terry Mackay, e estou viajando sozinha.
İzninizle, Bayan McKay.
Com licença, Srta. McKay.
- Bayan McKay?
- Srta. McKay?
Canım, bu Terry McKay.
Querida, esta é Terry McKay.
Bayan McKay'la baş başa kalmak istiyorum.
- Gostaria de conversar com a Srta. Mckay.
- İyi akşamlar. Bayan McKay yemekte mi?
Mckay está jantando?
Şey, sizi tekrar göremezsem Bayan McKay, mutluluklar dilerim.
Bem, caso não a veja de novo, feliz desembarque.
Bayan McKay, en seçkin müşterim.
Srta. McKay, minha querida. Minha cliente preferida.
Tam da "Bayan McKay'e ne oldu" diyorduk ki, işte geldiniz.
Estávamos falando justamente o que teria acontecido com a senhorita. E aqui está.
Bayan Webb sizinle ilgilenecek, Bayan Miss McKay.
A Srta. Webb terá o maior prazer em lhe servir.
Bayan McKay ne istiyorsa verin. Ben oraya varana kadar oyalayın.
Dê a ela tudo o que desejar, mas a mantenha aí até eu chegar.
- Bayan McKay.
- Srta. McKay.
Nasıl oldunuz, Bayan McKay?
Como está se sentindo?
- Bayan McKay?
- Srta. Mckay?
Peki, Bayan McKay.
Está bem.
Bayan McKay...
A Srta. Mckay...
Telefon rehberinde McBride adında birini arıyorken gözüme "T McKay" ilişti.
Estava procurando no catálogo um homem chamado McBride e me deparei com o nome T. MacKay.
Kendi kendime "Acaba bu eski dostum Terry McKay olabilir mi?" dedim.
Me perguntei, será que é Terry Mackay, minha velha amiga?
Ve sonra yine kendi kendime "Bayan McKay'e karşı pek iyi olduğum söylenemez."
Aí disse a mim mesmo : Não fui muito correto com a Srta. Mckay.
Bu yüzden kendi kendime... Bu günlerde kendi kendime çok konuşur oldum dedim ki "Bayan McKay gibi eski bir dosta bunu yapmak hiç hoş değildi."
Então disse a mim mesmo, tenho falado muito sozinho hoje em dia, e disse, esta não é uma boa maneira de tratar uma amiga.
Merhaba? Bu Byan Henry McKay.
Daqui fala a Sra. Henry McKay.
O sırada haber vermiş olsaydınız, Bayan McKay...
Se tivesse avisado na altura...
Ve sen endişelenme, Bayan McKay. Kentteki konuşmaları duydum ve herkes senin tarafında.
Não se preocupe, Sra. McKay, na cidade todos estão do seu lado.
John McKay.
"John McKay."
- McKay
- McKay
Derken bütün tabur tek bir düşünceyi kafasına taktı :
Est ávamos a 10 km de McKay.
McKay Kampı'na 10 kilometre.
Honestamente, eu não sei.