Menü Çeviri Portekizce
479 parallel translation
Ayrıca Bayan Marley'in kahyası birinci sınıf bir menü hazırladıklarını söyledi efendim.
Além disso, o mordomo de Mrs. Marley disse-me que têm uma nova cozinheira de mão-cheia, senhor.
Young'da 150 sayfalık menü vardı. Evet beyim. 150 sayfa dolusu yemek.
O Young's tinha um cardápio de 150 páginas. 150 páginas de guloseimas.
Amerikalı müttefiklerimizin şerefine hazırlanmış indirimli menü.
Um menu americano em honra dos nossos aliados americanos.
Menü kalsın.
- Não, não. Deixe-me cá o Menu.
- Özel bir menü istemiyor mu?
- Não deseja um menu especial?
Bu akşam, evinde 20 menü yazacaksın.
Vá. Terá de copiar cinco menus, em sua casa, esta noite.
İki çay menü lütfen.
Dois chás, por favor.
İki çay menü Doris.
Dois chás, Doris.
Demedi demeyin, bir yerde fiyat içermeyen bir menü olduğunda ben hep sinirlenirim
Fico sempre com medo quando a ementa não traz o preço.
Çok özel bir menü hazırlamalısın.
Devias preparar um menu especial. Por exemplo...
Benim çok harika bir menü fikrim var.
Pensei num menu incrível.
Menü hazırlamanın ne kadar sürdüğünü bilmiyorsun... önemi yok, resmi şimdi asıyorum.
Demora a fazer, mas o quadro vem primeiro.
Ekmek ve peynirle, bir de menü gönderirim. Çıkın artık!
Já vos mando a ementa do pão e do queijo.
Üç adet menü lütfen.
Três menus, por favor.
Menü lütfen.
A ementa.
Şefin herkese içgüdüleriyle menü oluşturduğu restoran?
O chef escolhia por você, usando sua intuição.
İşte menü.
Aqui está o menu.
- Menü?
- Menu?
Menü kartına bakın.
Porque não olha para o menu? Eu já volto.
Bugünkü menü burada. Tamam mı?
Eis o que temos hoje.
Bir çizburger menü.
Seu cheeseburger. O que vai beber?
Aman Tanrım! Bu bir menü!
Oh meu Deus, têm um menú.
Bu menü, Kate'le benim, bir zamanlar keşfettiğimiz eski bir restaurant'a ait.
Olha, é o velho menú... De este restaurante que encontramos.
Menü mü?
Uma ementa?
Pembe bir menü.
Cor-de-rosa?
Bugünkü menü... güveçte ton balığı.
No menu de hoje temos... cozido de atum com nozes.
Maguire'ın sorularını menü okur gibi yanıtladınız.
Respondeu a Maguire como se estivesse a ler uma ementa.
Menü bahsinden başka ne için çağırdınız beni?
Por que me chamaram, para além dos petiscos da ementa?
- Menü. Menü. Evet.
Ah, sim, do menu!
Tamam. Altı numaralı menü lütfen, rokalı olsun birde brüksel lahanası tazeyse yanına koyabilirsiniz.
Pode trazer-me um número seis, com romana ao invés de alface iceberg...
Menü efendim.
A sua ementa, senhor.
Menü de ne var?
Bem, qual é a ementa?
Garson, bize ordan 3 menü kartı getir.
Empregado, traga os 3 menus.
Bir menü görebilir miyim, lütfen?
Posso ver a ementa, por favor?
Bize bir menü ve bir duble buzlu Jack Daniels getir.
Traga-nos o menu e um Jack Daniels duplo com gelo.
İki kişilik fiks menü asansörle gönderildi.
O pedido para dois do menu à la carte veio por elevador.
İki kişilik fiks menü asansörle gönderildi.
O pedido para dois do menu à Ia carte veio por elevador.
- Menü?
- O menu?
Günün menüsünü menü tahtasına yazıyorum. Ve ölü çiçekleri vazodan çıkarıp atıyorum. Bazen Arturo kurabiyelerin üzerine çikolata tanecikleri koymama izin veriyor.
Escrevo os pratos do dia nos quadros, tiro as flores mortas dos vasos... e às vezes, o Artur deixa-me pôr pedaços de chocolate nos biscoitos...
- Aynı menü.
- A ementa é a mesma!
Karnın açsa, seni KFC'ye götürüp, iki parçalı menü ısmarlarım.
Se tens fome, levo-te ao KFC para comeres dois pedaços.
Fantastik "Goofy" menü, numara iki.
A Fantástica-Comida-Pateta, no 2.
Bize iki ıstakoz ve bir menü.
Queríamos duas lagostas e uma ementa.
Menü istemiyorum.
Não quero menus.
Şu iki vampiri de al ve de ki, ya oturup menü istesinler ya da lokantamdan defolsunlar.
Leva estes dois vampiros e diz-lhes que ou se sentam e pegam num menu, ou saem do meu restaurante.
Jake, onlara menü getir.
Jake, traz-lhes um menu.
Dekor, müzik, menü... Hepsi Enaran'da.
A decoração, a música, o menu - tudo autenticamente Enarano.
Oda servisi. Bir menü rica ediyorum.
Mande-me um menu.
- Menü.
- O menu?
- Menü!
- Menu!
Bütün menü.
Manteiga, coco, arroz, dinheiro, noz, perfumes. Diabos.