Merak edecek bir şey yok Çeviri Portekizce
71 parallel translation
Merak edecek bir şey yok.
Não têm nada com que se preocupar.
- Merak edecek bir şey yok.
- Nada de grave.
Ama merak edecek bir şey yok, dedin?
Isso pode ser a causa. Mas não há nada para se preocupar?
Oh, merak edecek bir şey yok. Tamamıyla güvende.
Não precisa de se preocupar, ele está seguro.
Merak edecek bir şey yok.
Não fique preocupada.
- Merak edecek bir şey yok komutanım.
- Não tem de se preocupar com nada.
Merak edecek bir şey yok.
Não te preocupes.
Merak edecek bir şey yok.
Não há razão para te preocupares.
Merak edecek bir şey yok.
Não há nada de que se preocupar.
Merak edecek bir şey yok.
Está tudo bem.
Söylemiştim. Merak edecek bir şey yok.
Eu disse para não se preocupar.
Merak edecek bir şey yok, Monica.
Não há nada para pensar.
Merak edecek bir şey yok Bayan.
Não é nada que a possa preocupar, minha senhora.
Yine de merak edecek bir şey yok.
Não há que se preocupar.
Merak edecek bir şey yok.
Isso não é nada para se preocupar.
Bence merak edecek bir şey yok.
Penso que não há nada com que nos preocuparmos.
Dave, bak beni dinle. Merak edecek bir şey yok.
- Não precisa se preocupar.
Merak edecek bir şey yok. Onları çok yakından izliyoruz.
Não se preocupe, Sr. Knapp, estamos de olho neles.
Merak edecek bir şey yok.
Vai ficar tudo bem.
O zaman merak edecek bir şey yok.
Não há razão para se preocupar.
Çocuklar, merak edecek bir şey yok.
Pessoal, já não há problema nenhum.
Cukor dedi ki : " Merak edecek bir şey yok.
- Câmara! - Não fiquei de casar alguém?
- Merak edecek bir şey yok.
- Está tudo bem, não se preocupem.
Jeffrey ile ilgili merak edecek bir şey yok.
Não te preocupes com o Jeffrey.
Merak edecek bir şey yok.
Não há nada com que se preocupar, Bough.
Bu kırık sadece düşmenden kaynaklanıyor. Bence merak edecek bir şey yok.
As lesões das quedas, doem um pouco mas não é nada preocupante
Merak edecek bir şey yok.
Está tudo bem, senhores.
Gerçekten. Merak edecek bir şey yok.
Não, realmente não Não tem que se preocupar.
Merak edecek bir şey yok.
- Não há motivo para preocupações.
Merak edecek bir şey yok.
Não há motivo para se preocupar.
- Merak edecek bir şey yok.
- Não se preocupe.
Merak edecek bir şey yok.
Não há motivo de preocupação.
Merak edecek bir şey yok.
Mas não se preocupe.
Merak edecek bir şey yok.
Não se preocupe.
Merak edecek bir şey yok.
Vamos ficar bem.
- Allah aşkına, Jones,.. Merak edecek bir şey yok... boşluk çökmedikçe. okulda değiliz!
Pelos Céus, Jones, não estamos na escola!
Merak edecek bir şey yok.
Não precisa de se preocupar.
Dean, merak edecek bir şey yok.
Dean, não temos nada com que nos preocupar.
Merak edecek bir şey yok.
Não, não, não tens nada com que te preocupares.
Merak edecek bir şey yok.
Não é nada para preocupações.
Merak edecek bir şey yok efendim.
- Olá? - Não se alarme.
Merak edecek bir şey yok.
Não é importante.
- Merak edecek bir şey yok.
- Não há nada para estar curioso.
Yani merak edecek bir şey yok.
Por isso não há motivos para ficarem curiosos!
Senin bodrumunda yarım zekalı bir şey kilitli değil ve merak edecek bir karın da yok.
Você não tem nenhum louco trancado no seu sótão... nem uma mulher para se preocupar.
Çocuklar, merak edecek bir sey yok.
Pessoal, já não há problema nenhum.
Merak edecek bir şey yok.
- Ela está bem.
Merak edecek bir şey yok.
Não tem de se preocupar, Sr. Comissário.
Evet, iyiyiz. Merak edecek bir şey yok.
Não te preocupes.
Hayir, biz böyle iyiyiz. Merak edecek bir sey yok.
- Qual é o teu problema?
Ama merak edecek bir şey yok.
Mas não se preocupe.