Messenger Çeviri Portekizce
62 parallel translation
Burton'un verdiği bilgilerin... doğru olabileceğine inanan Profesör Messenger'ın öne sürdüğü, ve titizce incelenmesi gereken... ve titizce incelenmesi gereken...
O doutor em física Messenger tem uma opinião particular, segundo a qual, informado-o pelo Berton pôde ter ocorrido realmente, E deve ser estudado detalladamente.
Profesör Messenger'ın hissettiklerini anlayabiliyorum.
Compreendo os sentimentos do Professor Méssenger,
Prof. Messenger'ın düşüncesi karşısında nasıl bir tavır alacaksınız?
Que conseqüência terá a opinião especial do professor Messenger?
Toplantıda farklı bir fikir dile getiren Haberci hakkında.
É sobre o Messenger, quem expressasse seu opinião particular naquela reunião.
Haberci ile Fechner'in dul karısını ziyarete gittik.
Messenger e eu fomos ver à viúva do Fechner.
Messenger'da bu konuyu yazmışlardı.
O "Mensageiro" dessa Páscoa falou muito do caso.
Messenger'ın paskalya sayısı dediğimde aklınıza ne geliyor?
Se mencionar o "Mensageiro", edição da Páscoa, qual é a sua reacção?
Messenger'da köşe yazarıydım.
Colunista!
Messenger'ın bilgisayarda yazılması fikrini kabul edemezdim.
Podia lá habituar-me a ver o Mensageiro num computador.
Messenger'da yazarken Anna Gram takma adını kullanıyordum!
Anna Gram era o meu pseudónimo quando escrevia para o Mensageiro.
Ben bütün yaz Indiana'da Muncie Messenger için çalışarak k.çımı yırttım.
- É admirável. É absolutamente admirável, passei o Verão inteiro em Indiana... a esfalfar-me com o Muncie Messenger.
Bir gün, ben Muncie Messenger'ın tiraj bölümünü yönetirken,.. ... Glenn Pulitzer ödülü alacak. Eve giderken düzenli olarak zil zurna sarhoş olmak için uğradığım yerel bardaki televizyonda onu gösterip, "Onu buraya ben getirdim" derim.
Um dia, quando eu dirigir o departamento de distribuição, no Muncie Messenger, e o Glenn aceitar o seu Prémio Pulitzer, posso apontar para o ecrã do bar local, onde paro sempre a caminho de casa para ficar caído de bêbedo,
Bir yandan bunu düşünürken Melinda Messenger geldi.
Assim vão ver. " E enquanto pensava nisso, entrou a Melinda Messenger, uma miúda adorável.
Takma ismi'WATCHMEWATCHU', olan birini tanımıyorsun, değil mi?
Conheces alguém com o nome "WATCHMEWATCHU" no Messenger?
Selam, selam, ben Tim Messenger.
Olá, sou o Tim Messenger.
Bay Messenger, az sonra bir beyanat yayımlanacak.
Sr. Messenger, em breve emitiremos um comunicado.
- Bay Messenger.
- Sr. Messenger.
Bence Tim Messenger öldürüldü.
E que o Tim Messenger foi assassinado.
- Tim Messenger.
- Tim Messenger.
- Ne, Tim Messenger gibi mi?
- Como o Tim Messenger?
Ayrıca 1 mayıstaki Tim Messenger, 29 nisandaki George Merchant, 28 nisandaki Eve Draper ve Martin Blower cinayetlerinin de şüphelisi olarak sizi tutukluyorum.
E por suspeita de homicídio de Tim Messenger, dia 1 de Maio, de George Merchant, dia 29 de Abril, e de Eve Draper e Martin Blower, dia 28 de Abril.
Tim Messenger'ın Sandford Citizen'daki yazısından George Merchant'ın Sandford'ın dışında geniş bir arazi parçasını satın aldığından şüpheleniyordunuz zaten.
Suspeitou que o George Merchant estivesse a comprar uma área considerável nos subúrbios de Sandford, ao ler o artigo do Tim Messenger no Cidadão de Sandford.
Tim Messenger.
O Tim Messenger.
Peki ya Tim Messenger?
E o Tim Messenger?
Tim Messenger'ın Sandford Citizen'ın editörlüğünü işgal etmesi katlanılmazdı.
O período em que o Tim Messenger foi editor do jornal foi insuportável.
Shall onlardan almak için Prada Napa Şirketine Messengerdan yazdı Bende Prada Napadan alabilir miyim?
Posso pedir-lhe para arranjar-me uma Prada Napa Messenger ou uma Prada Napa Hobo Fringe?
Delhi'de hiç kimsenin, Napadan haberi yok, Ve Divya bana söz verdi, Çantayı bana kendisi alıyor, Kendine de bi tane almış
Ninguém em Delhi tem uma Napa Messenger, e a Divya prometeu-me, que a mala fica para mim, que ela vai tratar disso.
Dinle ben birtane almalıyım Napa Messenger veya hobo Fringe miydi?
Escuta, devo ficar com uma, Napa Messenger ou Hobo Fringe?
Messenger Uzay Sondası, bize tuhaf bir şey anlatıyor.
A sonda espacial Messenger. Esta a dizer-nos algo estranho.
Ve Tosha ve kaderi bilmek Camara, Messenger kayboldu.
É para saber sobre o destino de Tash Kamar. O herdeiro está desaparecido.
Messenger bunları ciddiye almaz.
O herdeiro não o levou a sério.
Messenger. Kuleden.
Um Herdeiro, da Torre.
Messengerın fark bu, ölüm getirir.
Se os Herdeiros nos vêm a fazer contrabando será a morte de todos nós.
Messenger her yerde verdi.
Os Herdeiros estão em toda parte.
Messenger, baylar!
Herdeiros, senhores!
Teros Kılıç Obsidiya. Başlığın Ruhani Messenger.
A espada de Theropsubsidia, um herdeiro, uma alta patente
Seyahat ile ilgili olarak tapınağın içinde değil mi? Messenger ile?
Que dizes se formos ao templo, e conheceres o Herdeiro?
Messenger için ne istiyosun?
O que quer o Herdeiro?
Müttefikler ilk Messenger her yerde.
Os aliados dos primeiros Herdeiros estão por toda parte.
Messenger den geliyor canavar ve sürecek.
O Arauto deve entrar no covil da besta e aí deve abrir-se o passado.
Dün akşam Greg'le konuşuyordum.
Eu e o Greg estávamos no Messenger ontem à noite.
Bu akşam yollarım.
Enviá-lo-ei esta noite pelo Messenger.
Annem, Pam'in annesi, teyzem... Her ne kadar beni, msn'de engellese de.
A minha mãe, a mãe da Pam, a minha tia... apesar de me ter bloqueado no Messenger.
HABERCİ
"THE MESSENGER"
Messenger'ımda seni "Dostlar" grubuna katabilir miyim?
No meu Messenger posso mover-te dos contactos para o Grupo de Amigos?
Şakadan önce ve şaka sırasında mesajlaşıyorduk.
- Estivemos sempre no Messenger.
Nasıl anlık mesajlaşma sistemine girdin?
COMO É QUE ENTROU NO MEU MESSENGER?
BBM ne?
- E se for por Messenger?
Messenger durumumda "Meşgul" yazıyor.
"Não perturbe", é o meu estatuto no chat.
Messenger, internet, wi-fi. Komple bir alet olsun yani.
Quero dizer, um com messenger, internet, Wi-Fi, isso tudo.
Kiminle yazışıyorsun?
Com quem estás a conversar no messenger?