Midem bulanıyor Çeviri Portekizce
404 parallel translation
Bana dokunduğunda midem bulanıyor.
Meteste-me nojo quando me tocaste.
Bu kelimeleri her duyduğumda midem bulanıyor.
Cada vez que lembro esse nome... quase sinto náusea. Sempre.
Midem bulanıyor.
Eu estou errado.
O kadar korkuyorum ki, korkudan midem bulanıyor.
Estou com tanto medo, que estou com dor no estômago.
Karartmadan midem bulanıyor.
Chamo a milícia.
Midem bulanıyor.
Tenho o estômago às voltas.
Midem bulanıyor, Melanie.
Estou enjoada, Melanie.
İçerde oturunca ne kadar midem bulanıyor biliyorsun.
Sabe como me deixa doente viajar lá dentro.
Biraz midem bulanıyor.
Estou um pouco mal disposta.
Son seferinden hâlâ midem bulanıyor.
Não me recuperei da última.
Midem bulanıyor!
Vou vomitar!
Çünkü şimdi sen, tam olarak onun yaptıklarını yapıyorsun,... ama sen yapınca, sadece midem bulanıyor.
Porque agora estás a fazer exactamente as mesmas coisas que ele fazia.
Dick, yine midem bulanıyor.
Dick, sinto-me doente.
Anlamıyorum neden midem bulanıyor.
Não compreendo a agonia que senti.
Anne, midem bulanıyor.
Mãe, sinto-me mal.
Bana bir iyilik yapın. 3 aylık hamileyim sürekli midem bulanıyor. Kocamda para çok.
O dinheiro está com o meu marido.
- Midem bulanıyor.
- Sinto-me mal.
Sabahtan beri midem bulanıyor. - Zencefilli gazoz ister misin?
- Estou mal do estômago desde manhã.
Midem bulanıyor.
Não consigo.
Düz oturmazsam, midem bulanıyor.
Eu tenho de me sentar virada para a frente, se não enjoo.
Midem bulanıyor!
Quero vomitar!
Midem bulanıyor.
Eu sinto-me doente.
- Galiba midem bulanıyor.
- Acho que vou vomitar.
Midem bulanıyor.
Estou ficando enjoado.
Midem bulanıyor.
Oh, estou enjoada.
Midem bulanıyor. Sana şeyi anlatmış mıydım?
Fiquei doente.
Midem bulanıyor.
Fico enjoado.
Midem bulanıyor.
Estou a ficar com urticária.
Sanırım midem bulanıyor.
Tens altura para seres o Pateta, no Disney World.
- Yine midem bulanıyor.
- Estou enjoado, outra vez.
Kağıt dışında bu herkesi kandırabilir sanırım midem bulanıyor.
Tirando o papel, enganaria quase toda a gente. Acho que vou vomitar.
Bacaklarım ağrıyor, Başımdan öleceğim ve midem bulanıyor.
Doem-me as pernas, estou cheia de dores de cabeça e sinto-me enjoada.
Midem bulanıyor!
Rae, estou enjoado!
Midem bulanıyor.
Sinto-me mal.
Evet ama adamla yatmayı bırak, bakarken bile midem bulanıyor.
Sim, mas ele é grotesco para a vista, e muito mais para fazê-lo com ele.
Midem bulanıyor.
Eu cá saio de lá agoniado.
- Öyle cimrisin ki midem bulanıyor.
- Vendes-te por muito pouco.
Midem bulanıyor gibi olmuştu, ama kalabalık bi daha bi daha diye bağırıyordu.
Estava a sentir-me enjoado, mas a multidão pedia mais.
Seninle onu düşününce midem bulanıyor.
Fico enojado, só de pensar nos dois juntos.
Midem bulanıyor.
Todo ele me repugna.
Ben o şeye binince midem bulanıyor.
Digo, enjoo numa tábua de duas pessoas.
Midem bulanıyor.
Estou agoniado.
Midem çok fena bulanıyor George.
Estou a ficar enjoada.
- Midem bulanıyor. - Betty bu işe şöyle bak :
Estou cansada da vida artística.
Sanırım midem kaldırabileceğimden fazla bulanıyor.
Eu sinto-me um pouco com mais náuseas do que pensava.
- Midem bulanıyor.
Estou enjoado...
Hayır, teşekkur ederim, Peg Dün akşamki üç bacaklı tavuk ziyafetinden sonra midem hâlâ tatlı tatlı bulanıyor.
Não, obrigado, Peg. Ainda estou enjoado pelo banquete de ontem à noite da galinha de três pernas.
Midem hâlâ biraz bulanıyor.
Estou enjoado.
Midem bulanıyor.
Estou tão doente.
Baba neşeni kaçırmak istemem ama... midem bulanıyor.
Pai, detesto estragar o momento... mas estou a ficar enjoada.
- Midem bulanıyor.
Vou vomitar.