Milano Çeviri Portekizce
299 parallel translation
Milano'ya gideceksin. Güzel bayan Barkley'e. Bu seni mutlu eder mi?
Pensa em Rinaldi abandonado na guerra, sem ninguém de quem zombar, sem ninguém que lhe empreste dinheiro.
Senden uzakta Milano'ya katlanamazdım.
O mais perto possível da fronteira italiana e de ti.
- Şimdi, yapabilir misin? Milano'ya gidiyorum. Onu arayıp bulacağım.
As permissões se proibiram desde o início da batalha do norte.
Onlar akşam yemeğindeyken. Sabaha kadar kaçıp Milano yolunu yarılamış olurum.
- Se me perguntam, que devo dizer?
Milano'dan geliyorum, asla Donei'ye gitmem.
- Com ele há negócio!
Bir keresinde Milano'da 70 kiloluk bir adam bunu yapmaya çalışırken, gözlerini kaybetti.
Uma vez em Milão, um homem de 70 Kg perdeu um olho ao tentar.
Milano için ne kadar beklememiz gerekiyor?
Está lá? Quanto é o tempo de espera para Milão, por favor?
Ben de ayni şeyi söyleyecektim. Örneğin, bu buluşma Milano ve Viyana'ya yapılacak resmî bir ziyaretle birleştirilirse İtalya ve Avusturya ilişkileri bakımından büyük bir hamle olurdu.
Por exemplo, se a reunião for combinada com uma visita oficial a Milão e a Viena, isso seria uma boa estratégia relativa às relações entre a Áustria e a Itália.
İlk önce Milano var. İşte oldu!
Teremos uma bela apresentação no Scala de Milão.
Milano'ya bir İmparator geliyor genç bir İmparator, ben ise burada oturmak zorundayım.
Não, não sou italiana. Sou uma mistura.
Adım Busacca Giovanni, Milano eyaleti, 88 tertip.
Mas não te prometo nada... O nome é Busacca Giovanni de pai desconhecido... Ano'88.
Böyle devam edersek, yakında Milano'ya gireriz.
Se continuarmos assim, daqui a uns dias entraremos em Milão.
Milano'dan Roma'ya gittim ve kısa bir süre sonra İngiltere'ye geçtim.
De Milão, fui até Roma, e, pouco tempo depois, para Inglaterra.
Milano, Cenova, Roma!
Milano, Genova, Roma!
Liliana artık burada değil, Milano'ya taşındı.
A Liliana já não está aqui, foi para Milão.
Peki Milano'yu soğuk buldunuz mu?
Acha que está muito frio aqui em Milão?
Milano'da istemediğin kadar çok ev var evlat! Tabii!
Em Milão há tantas casas quantas quisermos.
İnan bana Milano belediyesi kimseyi sokakta bırakmaz sen rahat ol!
A Câmara de Milão não deixa ninguém na rua, acredita em mim.
Milano'lular yerde kar görmek istemezler.
Os de Milão não querem ver neve nas ruas.
Sen Milano'lu musun?
És de Milão?
Peki Milano'ya niye geldiniz?
O que vêm fazer a Milão?
2 günlüğüne Milano dışına çıkıyorum.
Vou dar uma volta, percebes? Vou sair de Milão.
Milano'yu sevmiyor musun?
- Porquê, não gostas de Milão?
Milano'ya döndüğünde beni arar mısın?
Quando voltares para Milão, irás à minha procura?
Bir iyilik yap ve bir süreliğine Milano'dan git.
Mas faz-me o favor de sair de Milão. Pelo menos por um tempo.
Milano'ya geldiğimizde senden az daha büyüktüm.
Quando chegámos a Milão, era um pouco maior do que tu...
- Bir saat sonra Milano'ya bir tren var. - Güzel, bir taksi bul.
- Há um trem para Melam em uma hora.
Ben Milano'ya dönüyorum!
Baixa daí! Eu me comprido a Melam!
Ama en önemlisi Milano'da hemfikir!
E além disso, que estejam com as altas hierarquias, naturalmente!
O şu an Milano'nun en tanınmış avukatlarından!
Nada menos que um dos mais grandes advogados de Melam.
Milano telefonda!
Milão ao telefone!
Yenge, Kont Cavriaghi Milano'dan geldi.
Tia, trouxe-lhe o conde Cavriaghi, de Milão.
Milano'da asla kendini evinde hissedemez. Bir makarna yemek için bir ay önceden plan yapmalısınız.
Como é que ela podia viver em Milão onde, se queremos macarrão, temos de o planear um mês antes?
- Gerçekten Milano'lu musun?
- Excelência, é mesmo de Milão?
Milano kuşatma altında.
Milão está sitiada.
İsviçre güneye inip Milano'ya karşı savaşmaya hazır.
Os suiços estão prontos para ir para Sul contra Milão.
Bir düşün, Bolonya'ya vardığımızda, orayı geçip, sola dönüp, Milano'ya gidebiliriz.
Imaginemos que, quando chegarmos a Bolonha, conseguimos passar e ir pela esquerda, para Milão.
Milano'ya yarı yolda terkedilmiş bir hat.
Um ramal a meio caminho de Milão.
Milano'ya.
Sim... para Milão.
Bolonya, Milano treninin yolunu çevirme emriniz olduğunu belirtti.
Bolonha confirma a sua ordem especial para desviar o comboio de Milão.
Milano hareket memurluğu lütfen.
O gabinete do despachante em Milão.
Milano'nun kuzeyi, burada yol ikiye ayrılıyor.
A norte de Milão, onde os carris bifurcam.
- Belki, ama Milano - kilit orası.
- Sim, talvez, mas Milão - é a chave.
Milano yakınında, trafik kontrolünün başladığı yerde bir kontrol kulesi var.
Nos arredores de Milão há uma torre de controlo no início da rede ferroviária.
Uyan Milano'ya geldik.
Chegámos a Milão!
Milano'da iş bulmak kolay değil.
Não é simples encontrar trabalho em Milão.
Milano Aurora kulubünden!
Parondi pela Lombardia, Sociedade Aurora de Milão!
Bari olmaz, Milano olmaz, Cagliari olmaz.
Bari, nada! Melam nada! Cagliari nada!
Evet, Viscosa'nın Milano'da ne yaptığını söyle...
Sim, o que está fazendo Viscosa em Milão?
Milano'yu ara, bakalım bir şeyler öğrenebilecek misin.
Sempre é possível vender mais tarde.
- Kocanız Milano'da mı?
- O seu marido está em Milão?