Morgenstern Çeviri Portekizce
110 parallel translation
"Prenses Gelin", yazan S. Morgenstern.
"A Princesa Prometida", por S. Morgenstern.
Bu Dr. Morgenstern.
Este é o Dr. Morgenstern.
David Morgenstern.
David Morgenstern.
Morgenstern, Acil'e bugüne dek gelen en iyi doktor olduğunu söyledi.
O Morgenstern diz-me que você é o tipo mais perspicaz que a Urgência alguma vez teve.
Morgenstern geliyormuş.
O Morgenstern vem a caminho.
Morgenstern'i ara.
Muito bem, telefona ao Morgenstern.
Morgenstern gelene dek onu yaşatmaya çalışacağım sadece.
Vou tentar mantê-lo vivo até o Morgenstern aparecer.
Morgenstern'i bağla.
Passe-me o Morgenstern.
Morgenstern geldi.
O Morgenstern apareceu.
Dr. Morgenstern çok çabuk geldi.
O Dr. Morgenstern veio tão rapidamente.
Evet, Dr. Morgenstern harika bir cerrahtır.
Sim, bem, o Dr. Morgenstern é um cirurgião fantástico.
Morgenstern ve Bradley'le görüşmem var.
Tenho uma entrevista Com o Morgenstern e o Bradley.
Morgenstern benimle Travma 2'de buluşsun.
Diz ao Morgenstern para ir ter comigo à Traumatologia 2.
Dr. Morgenstern aradı.
O Dr. Morgenstern telefonou.
Morgenstern buraya gelsin.
Chama já o Morgenstern.
Ya Harper, ya da Morgenstern'ün ceketini giyen adam olacak.
Bem, é a Harper ou o tipo com a bata do Morgenstern.
- Yani mümkün değil. Morgenstern'le konuşurum, bir şeyler ayarlamaya çalışırız.
Falo com o Morgenstern, e vejo que se pode fazer.
Morgenstern hemikolektomi yapıyor.
O Morgenstern tem uma hemicolectomia.
Morgenstern'le konuştum.
Falei com o Morgenstern.
Morgenstern'ü heyecanlı gördün mü hiç?
Já o viste entusiasmado?
Morgenstern Vennerbeck için aradı.
- O Morgenstern já me telefonou.
Morgenstern bir saat sonra beni ofisinde istedi.
O Morgenstern vai receber-me daqui a uma hora.
Kayson kendini kurtarmaya çalışıyor. Morgenstern bunu biliyor.
O Kayson está a tentar safar-se e o Morgenstern sabe isso.
Dr. Morgenstern, Bay Vennerbeck'in geçmişini aktarmayı denedim.
Dr. Morgenstern, eu tentei apresentar a anamnese do Sr. Vennerbeck.
Neden? Morgenstern söyledi.
- Foram ordens do Morgenstern.
Bunu Morgenstern'a söyledin mi?
- Disseste isso ao Morgenstern?
Bu yüzden Morgenstern dosyalarını imzalamamı isterse yapacağım.
Se o Morgenstern quer que assine as tuas fichas, fá-lo-ei.
Morgenstern'la her doktor hakkında konuşurum.
Falo com o Morgenstern sobre todos os residentes.
Morgenstern hakkında uyarmalıydım.
Devia ter-te avisado sobre o Morgenstern.
Morgenstern açıklama yapana kadar yayılmasını istemedim.
Não queria que se soubesse enquanto Morgenstern não o anunciasse.
Morgenstern bana senin gördüğü en etkileyici doktor olduğunu söyledi.
O Morgenstern disse-me que foi o melhor residente que ele já viu.
Dr. Morgenstern ve ben programı hazırlamak için çok zaman harcadık her hekime olabildiğince iyi bir deneyim sağlamak için.
Eu e o Dr. Morgenstern levámos muito tempo a planear o horário para tentar dar a cada residente uma boa experiência de trabalho.
Morgenstern'a söylemem gerekti.
- Tive de contar ao Morgenstern.
İlk olarak, David Morgenstern'a sadık desteği için.
Primeiro, a David Morgenstern pelo seu forte apoio.
Morgenstern'e gelemeyeceğimi söyle ve Doug Ross'u çağır.
Diga ao Morgenstern que eu não posso e passe o turno ao Doug Ross.
Kalırdım ama Morgenstern sabaha kalite güvence raporunu istedi. Komisyon var.
Eu ficava, mas o Morgenstern quer que eu apresente o QA na JCAH, de manhã.
Morgenstern'i ara, Travma'yı kapatacağımızı söyle.
Liga ao Morgenstern. Vamos fechar a Traumatologia.
Travma'yı kapatmaya Morgenstern, hayır dedi.
Sobre fechar a Traumatologia, o Morgenstern disse N-Ã-O.
- Morgenstern girişte.
O Morgenstern está lá à frente.
- Morgenstern seni görmek istiyor.
- O Morgenstern quer ver-nos.
Dr. Anspaugh veya Morgenstern'le konuşmaktan mutluluk duyarım.
Posso falar com o Dr. Anspaugh ou o Morgenstern.
David Morgenstern ve ben seni konuşuyorduk.
Eu e o David Morgenstern estávamos a falar de ti.
Duydum ki Morgenstern senin başhekim olman için baskı yapmaya başlamış.
Ouvi dizer que o Morgenstern voltou a pressionar-te para seres residente-chefe.
Dr. Greene? Dr. Morgenstern'ün ofisinden aradılar. Sizi istiyor.
Dr. Greene, o Dr. Morgenstern quer falar consigo no gabinete dele.
Morgenstern beni suçlu görüyor.
O Morgenstern acha que sou culpado por não ter detectado a pré-eclampsia.
Belki Morgenstern haklıymış.
Talvez o Morgenstern tenha razão.
- Morgenstern ne dedi sana?
- O que queria o Morgenstern?
Morgenstern'da öyle gözükmüştü.
Também o Morgenstern.
Dr. Morgenstern partiye katılamayacakmış.
O Dr. Morgenstern não vai poder vir à festa.
Dr. Morgenstern hatta.
O Dr. Morgenstern ao telefone.
Susan Morgenstern'le konuşuyor.
A Susan a falar com o Morgenstern.