English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ M ] / Muhasebeci

Muhasebeci Çeviri Portekizce

571 parallel translation
Muhasebeci yardımcısı.
Assistente de contabilista.
Doğru. Tam yetkili muhasebeci.
Certo Um contabilista competente.
Ayrıca diğer sekreterinizle de karşılaştım, şu an muhasebeci olan.
Também encontrei o seu outro secretário, que agora é contabilista.
Bir yeğenim var ve muhasebeci olmaya çalışıyor.
Este é meu sobrinho, está estudando para contabilista.
Ama bu çocuk, muhasebeci olmak istiyor.
Agora este rapaz, quer ser um contabilista.
Bir suçun farkına varan bir muhasebeci bunu yetkili mercilere bildirmiyorsa, o suçun bir parçası haline gelir.
Qualquer contabilista que seja conhecedor de um crime, torna-se um acessório desse crime a menos que informe as autoridades próprias.
Evet, Julia Wolf beni muhasebeci olarak buraya soktu.
Sim, a Julia Wolf arranjou-me trabalho como contabilista.
Muhasebeci, ha?
Contabilista.
- Ne iş yapıyor? - Muhasebeci.
A que é que se dedicava?
Muhasebeci ol, emlakçı ol.
Contabilista público, vendedor.
Seni bir muhasebeci sandalyesinden aldım ve kulağının arkasındaki kalemi çıkarıp seni bir politikacı yaptım.
Tirei-o de uma oficina encardida, com um lápis atrás da orelha... e o transformei num político.
Ailedeki muhasebeci sensin.
- És contabilista.
O bir muhasebeci.
É um contabilista.
Montreal'de bir muhasebeci miydin?
Foi contabilista em Montreal?
Pek muhasebeci sayılmaz.
Não propriamente contabilista.
Muhasebeci.
Contabilista.
Pierluigi Capannelle, muhasebeci.
Permite-me? Dr. Pierluigi Capanelle.
- Hayır, yeni muhasebeci.
- Não, é o novo contabilista.
Muhasebeci geliyor!
Vem o contável!
Kamyoneti park yerinde bıraktım, muhasebeci görürse yandık.
Mas, para ir mais rápido deixei o furgão no estacionamento. Como o vejo o contável, estou preparado!
Peki şu muhasebeci ne istiyormuş?
Mas bom, o que é o que quer esse tipo? Silêncio!
Bakkalda muhasebeci.
Contador...
BAY CHRISTİE'NİN BAKKALINDA MUHASEBECİ BOŞLUĞU
A LOJA CHRISTIE SOLICITA UM CONTADOR
Böylesine küçük bir hata iyi bir muhasebeci olmadığım anlamına gelmez.
Espero que não me julgue somente por isso.
Muhasebeci dostumuz da buradaymış!
Olha! O contabilista!
"45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
"Olhe, tenho um contabilista de 45 anos aqui comigo que quer ser domador de leões", a primeira pergunta dele não vai ser : "Ele tem o seu próprio chapéu?"
Çocuklarının büyüyüp muhasebeci, borsacı hatta sosyolog olduğunu görmüşler. Merak ediyorlar, gerçekten hepsi...
Viram os seus filhos crescerem e tornarem-se contabilistas, corretores e até mesmo sociólogos, e começam a interrogar-se se é tudo realmente...
Gerekli her şeyi hazırladın mı küçük muhasebeci?
Pequena contabilista. Meu dinheiro está na bolsa?
Kızlarının ve oğullarının, büyüyüp muhasebeci, hukuk danışmanı, hatta sosyolog olduklarını görüyorlar.
Vêem os seus filhos e filhas a crescer... a tornar-se contabilistas, aah... advogados, até sociólogos.
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
Mas, está a ver, a dificuldade é... se eu agora telefonar para o serviço e disser... "Tenho um contabilista de 45 anos que quer tornar-se um domador de leões"... a primeira pergunta deles não deverá ser "Ele tem chapéu próprio?"
- Muhasebeci olmak doğal değil.
- Ser contabilista é contra a natureza.
O bir muhasebeci, bilimadamı değil.
Ele é um contável, não um cientista.
3 gün sonra muhasebeci, karısı ve çocuğunu vücutlarındaki tüm kıllar tıraşlanmış elleri ve ayakları iple bağlanmış ve çıplak bir şekilde evlerinde buldular.
Três dias depois, encontraram o contabilista, a mulher e o filho, todos nus e amarrados dentro de casa, com as mãos e os pés atados com corda, e completamente rapados de pêlos.
- Hangi muhasebeci?
- Quem?
Stans için çalışan muhasebeci ve...
A que trabalhava para o Slans e o...
Ben avukatım, muhasebeci değil, Bay Newton.
Sou advogado, não sou contabilista, Sr. Newton.
- Bunu ancak bir muhasebeci saklar.
- Apenas um contabilista o guardaria.
Gene şu muhasebeci kılıklı Manuel ile gitti.
Já saiu com Manuel outra vez.
Yazardı, resim yapardı, muhasebeci olarak çalışırdı.
Escrevia, pintava. Trabalhava como contabilista e era ela que mantinha a família, não o meu pai.
Ama şirketin o noktasındaki muhasebeci bunu bilmek zorunda değildi.
Supõe-se que o contador da companhia não sabia nada.
Muhasebeci takımı kapatıp vergi iadesi alırsam daha karlı olacağımı söylüyor.
O meu contabilista diz que fico melhor se declarar ao fisco a falência da equipa.
Bir muhasebeci ile evlenebilirdi! O zaman arabaya yolcu olarak binerdi!
Podia casar com um contabilista em vez de andar aí com o cu num táxi.
- Muhasebeci.
- Um contabilista. - Um advogado.
Senin de sayılarla ilgilenmen gibi. Sonunda muhasebeci oldun.
Tu interessas-te por números, por isso, és contabilista.
İyi bir Şansölye'den çok iyi bir muhasebeci olduğunu düşünüyorum, efendim.
Acho-o melhor contabilista do que reitor, Eminência.
Sadece bir muhasebeci olduğunu, ve bahis oynamayı sevdiğini söyledi.
Disse apenas que é contabilista e que gosta de apostar.
Kendisi bir muhasebeci.
É contabilista.
Hala muhasebeci olduğunu sanıyor.
Ainda pensa que é contabilista.
Muhasebeci Bay Urquhart ile görüşmemiz gerekiyor. Onu nerede bulabileceğimiz konusunda bir fikriniz var mı? Elbette.
Temos que falar com o Sr "Urk-u-hart," um contabilista.
Burası benim muhasebeci bürom.
Ora, é a minha firma de contabilidade.
" Ne eğlencelidir muhasebeci tutmak
" É divertido contratar um contabilista

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]