Nabil Çeviri Portekizce
51 parallel translation
- Nabil.
- Nabil.
Ahmed Ibraham Abassi Nabil Kassem, aynı zamanda Abu Hazan olarak da tanınıyorsun.
Ahmed Ibraham Abassi, também conhecido como Nabil Kassem, também conhecido como Abu Hazan.
Nabil?
Nabil?
Nabil, neredesin?
Nabil, onde é que estás?
Nabil'in son CD'si geldi.
Acabou de chegar o último do Nabil.
Müslümanlarla yaşamakta, herhangi bir sorunum yok.
PADRE NABIL HADDAD IGLEJA ORTODOXA ORIENTAL Não me custa em absoluto viver com muçulmanos.
- Sékounade, Nabil, eve gidin.
- Sékounade, Nabil, vão para casa.
Endişe etme, Nabil kardeş.
Não te preocupes, irmão Nabil.
Söylesene Nabil, sorun ahlaki mi, parasal mı?
Diga-me, Nabil, é uma questão moral ou financeira?
Anahtarlar Nabil'de.
O Nabil tem a chave.
Bu onun annesi Nabil.
Nabil é a sua mãe.
Nabil hakkındaki değerlendirmem bilemiyorum, belki de gerçekten rekoru devam ettirmek istiyordum.
Não sei se... Talvez estivesse a tentar prolongar o record, não sei.
Ben Nebil.
Sou o Nabil.
Üç yıl boyunca Gizli Servisimiz için gizli ajan olarak çalıştım ve Nebil Alawi ile yakın çevresine sızdım.
Durante três anos trabalhei como agente infiltrado para os nossos Serviços Secretos e infiltrei-me junto de Nabil Alawi e do seu círculo.
Üç ay önce Nebil'in Londra'da saldırı yapmak için plastik patlayıcı çalmayı planladığını keşfettim.
Há três meses, descobri uma conspiração do Nabil para roubar Semtex para efectuar um ataque a Londres.
Amirlerime Nebil'i tutuklamalarını bildirdim.
Informei os meus chefes para que prendessem o Nabil.
Hükümetin ilk adımlarından biri Gizli servisin kıdemli muhafızı Sör Scott Catesby'i görevden almak ve Nebil Alawi'nin sınır dışı edilmesini öngören daha sıkı terör yasaları geçirmek oldu.
Um dos primeiros passos do governo foi a remoção da velha guarda dos Serviços Secretos, Sir Scott Catesby, e a aprovação de leis contra o terror mais rigorosas, que levou à deportação do clérigo radical Nabil Alawi.
Şu Nebil denen adamla çalışıyordun sonra da onu tutuklanmadan güvenle sınır dışı ettirdin ve benim de sağ kalmamam gerekiyordu.
Trabalhaste com este Nabil, depois fizeste com que fosse deportado em segurança sem prisão. E não era suposto eu sair disto com vida.
Nabil.
Nabil.
Nabil yardımcı olacaktır.
Nabil vai ajudar-nos.
Baba, işte, Nabil Karim.
Pai, este é Karim, irmão do Nabil.
Nabil bize yardımcı olacağını söyledi.
Nabil disse que nos ia ajudar.
Nabil onun boynuna borç kadar olan diyor.
Nabil diz que a tua irmã está com dívidas até o pescoço.
Nabil görüşmelerde çok fazla.
Nabil fala muito.
Nabil, teşekkür ederiz.
Obrigado, Nabil.
Bu Nabil.
É o Nabil! Que faz ele aqui?
Giovanni, Nabil'miş!
O Giovanni é o Nabil? !
Giovanni nasıl Nabil olur?
O Giovanni é o Nabil como?
Nabil, seni piç seni!
Estupor do Nabil!
Nabil nerede, bilmiyorum.
Não sei do Nabil.
Nabil onunla uğraşmayı çok severdi.
Quando o Nabil era pequeno, adorava implicar com ele.
Nabil zorla pantolonunu çıkarmıştı da, ağlayarak eve dönmüştün ya hatırlamıyor musun?
Não te lembras quando o Nabil te tirou as calças e atravessaste a cidade a chorar? - Que vergonha!
Nabil demişken, nerede o?
- Precisamente, e por falar em Nabil...
Bilmiyorum.
Do Nabil não sei.
Buraya kadar, Nabil.
Acabou-se, Nabil.
Seni rahatsız eden bir şey mi var, Nabil?
Tens a consciência pesada?
Sorularıma doğrudan cevap verirsen zaman kazanırız.
Nabil, se responderes sem eu perguntar, ganhamos muito tempo.
Nabil!
Nabil!
- Yahudilere hizmet etmek zorunda olduğun için değil! - Nabil, kes artık!
Chega Nabil.
Nabil, haydi!
- Nabil...
- Bir de Nabil Mashrawi var...
- Assim sendo vamos falar com o Nabil Mashrawi.
Nabil... Özür dilerim!
Nabil, peço desculpa.
- Nabil Mashrawi ve iki kişi daha.
- Mashrawi e outros dois.
- Nabil nerede?
- Onde está o Nabil?
Nabil Chatilla, FBI terörle mücadele uzmanı.
Nabil Chatilla, especialista em contra terrorismo do FBI.
Hey! Nabil! Hey.
Nabil!
Hayır, hayır.
É sobre o que achavas que a Nabil estivesse...
Dur, Nabil!
Para, Nabil!
- Nabil!
- Nabil!
Nabil, lütfen!
Nabil, por favor.
Nabil!
Nabil, ouve-me!