English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Napalm

Napalm Çeviri Portekizce

182 parallel translation
Eğer biraz napalm bombaları varsa yanlarında getirmelerini söyle.
Se eles tiveram algum napalm, diga para o trazerem para cá.
Çavuş, napalm bombaları, roketler, ellerinde ne varsa almalarını söyle.
Sargento, diga para carregarem napalm, mísseis, qualquer coisa que tenham.
Napalm'ı fırlatıyorum.
Largando o napalm. Seguir a ordem.
Ya da Vietnam'da yaptıkları gibi seni soyar sonra da napalm bombası ile dolu bir küvete koyup bombaları patlatırız!
Ou então como no Vietname vamos despi-te e pomos-te numa banheira cheia de "napalm"... e ateamos.
Napalm düşer, bende de mermiler Mao, Mao!
O napalm flui E eu rebolo Mao Mao
Vietnam'daki napalm bombardımanı sırasında çocuklarıma döndüm ve "Orada öyle durmayın."
Virei-me para os meus filhos, durante o ataque com napalm no Vietname e disse-lhes :
Tien Goa köyünde,... yüzlerce kadın ve çocuk, ya öldü ya da napalm bombası nedeniyle kavruldu.
Na aldeia de Tien Goa, foram atingidos centenas de mulheres e crianças pelas bombas napalm.
Ormanlık bölgeye napalm istiyorlar Yapabilirmisiniz?
Precisam de napalm na linha de árvores Podes mandar lá para baixo?
Napalm'ın oğlum.
Napalm, filho.
Sabahları Napalm'ın kokusuna bayılırım.
Adoro o cheiro de napalm pela manhã.
Kahrolası Napalm! İşte yaptığına baksana! Biliyorum.
É o raio do napalm!
Dalgalar Napalm yüzünden söndü.
As ondas estão a ser destruídas pelo napalm.
- Bu Napalm'di.
- É o napalm.
Kadın ve çocukların bulunduğu bir köyü bombalamak için, fazla barışsever olup olmadığınızı, öğreneceğim.
E, se não forem capazes de lançar napalm numa aldeia inimiga onde possa haver mulheres e crianças, eu vou descobrir isso.
Çünkü bomba çocuklara yapışır!
Porque o napalm se agarra aos putos!
O bomba çocuklara yapışıyor!
Que o napalm se agarre aos putos!
ABD, Güney Meksika " daki göçmen kamplarına Napalm bombaları attı, bunlar gerilla kampları olduğu için.
Os E.U.A. lançaram napalm sobre um campo de refugiados no México porque era um campo de guerrilheiros.
Dikenli tel yer, napalm sıçarım... 200 metreden pirenin kıçına mermi sokarım demek istiyorum.
Como arame farpado, mijo napalm... e meto uma bala no cu de uma pulga a duzentos metros.
Ama şu, şu piç kurusu, durduk yere, napalm dolu bir kamyon çağırıp burayı yerle bir edebilir.
Mas aquele ali, por alguma razão consegue trazer até aqui uma camião cheio de napalm e fazer tudo ir pelos ares.
Hava saldırısı geliyor - Napalm atacaklar.
Começaram os ataques aéreos - vão deitar bombas e napalm.
Geniş alana yayılan bomba ve Napalm taşıyoruz ama yakıtımız az.
Estamos a carregar bombas e napalm, mas estamos sem combustível.
Napalm bombası.
Napalm!
Her taraf boynuz parçası dolu! Belki küçük bir napalm atarsak güzel bir ızgara olur.
Talvez mandemos aí um napalmzito para o assar.
" Laboratuar, Vietnam Savaşında yaygın olarak kullanılan...
" Foi este laboratório que desenvolveu o napalm,
"napalm'ın geliştiricisi sayılıyor."
"usado frequentemente na Guerra do Vietname."
1971'de bir napalm laboratuvarını uçurmaktan dolayı FBI ile başları dertte.
São procurados pelo FBI pois rebentaram um laboratório de napalm em 1971.
Ev yapımı patlayıcı.
Napalm caseiro.
Biraz toparlansa, biraz napalm atılsa burası güzel bir mozoleye benzeyecek.
Um pouco de argamassa e napalm e isto daria um belo mausoléu.
Küçük bir napalm hızını keser, albay.
Um bocado de napalm deve acalmá-lo.
Napalm Kralı Jerry.
Jerry, o Rei do Napalm.
Yoksa sen ve Napalm Kralı Jerry milyonlarınızı istifliyor musunuz?
Ou tu e o Jerry, o Rei do Napalm, amontoam os vossos milhöes?
Sabahları napalm kokusunu seviyorum.
Adoro o cheiro de napalm pela manhã.
En güçlü mermiler korkulacak şeyler değildir. Fosfor bombaları, napalm bombaları korkulacak şeyler değildir ama derinine bakmak, tüm insanların dış görünüşünün altında yatan sapkınlığı anlamamızı ve
As balas mais profundas não são para temer. para ver aquela distorcida mente que se encontra por debaixo da superfície de todos os humanos
FBI'ya "kampı kapatın" dedi. "Napalm füzelerini, C-4'leri falan yok edin."
Disse ao FBI, "Fechem aqueles campos, confisquem-me o napalm, os C-4, tudo."
Çıkın 505, napalm taraması yapacağız.
Saia daí, 505, vamos lançar napalm.
Bak Batman kolumu yaraladı.
O Batman queimou-me o braço com napalm.
Aslına bakarsanız benim de aklımda olan tek bir şey var tüm bu hayatın üzerine napalm bombası atmak.
Bem, na verdade, não há nada que eu mais gostasse de fazer... do que ganhar a vida a lançar napalm.
Tüm bölgeyi napalme boğacaklar.
Vão lançar napalm em toda a zona!
Gördüğümüz son şey Thubderbolt'un düşürülmüş helikopterlere napalm bombası bıraktığıydı.
Por fim, o Thunderbolt lançou napalm sobre dois helicópteros despenhados.
Son gördüğümüz şey Thunderbolt'un napalm bombası attığıydı...
A última coisa que vimos foi o Thunderbolt a lançar napalm... sobre os 2 helicópteros despenhados.
Napalm ateşi mi?
O napalm? - Meu Deus...
Tanrım. - Napalm ateşini mi görüyorsun.
- Estás a ver o napalm a arder.
Napalm ateşi mi?
- Estás a falar do napalm?
Standart zehirler napalm ile yokedilebilir. Napalm zehiri yakar, patladığı anda yokeder.
O veneno comum pode ser neutralizado com "napalm".
Napalm'a dayanmak için özel olarak tasarlanmış olması. Bu noktada da termik plazma devreye giriyor.
Mas o gás VX foi produzido para resistir ao "napalm".
Napalm, hayatını kurtarmak için kaçan pek çok sivili yaktı.
O napalm queimou muitos civis em fuga.
Asya'da çocuklara napalm bombası atılırken...
- As suas terras tribais e isso, enfardarmos como porcos...
Bir silindirde napalm, diğerinde basınçlı hava var.
Um dos cilindros tem napalm, o outro tem pressão.
Savaşlar, napalm bombaları, her şey.
Guerras, napalm, bombas.
Napalm?
Napalm?
O, muhtemelen taşınabilir bir silahla öldürüldü...
Ela foi... se calhar, foi morta a tiro antes de o napalm ser lançado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]