Narşist Çeviri Portekizce
239 parallel translation
-... bencil, narsist...
- Egoísta!
- Narsist olmam mı?
- Que sou narcisista?
- " Lucy Diamond öncelikle narsist bir sosyopat ve baba sevgisi arayan kurban edilmiş bir kız çocuğudur.
- " Lucy Diamond é ao mesmo tempo uma sociopata narcisista e vítima da infância eternamente à procura do amor do seu pai.
- Evet, iyi deneme, narsist.
- Boa tentativa, chui.
- Narsist nerede?
- Onde está o chui?
Hey, biz iyi zaman geçirmeye çalışıyoruz, narsist.
Estamos só a tentar divertir-nos um pouco, chui.
"Duygusal olarak gelişmemiş, paranoyak hayalleri olan ahlaksız bir narsist."
"Um narcisista emocionalmente nulo com divagações paranóicas..."
Narsist.
Narcicista.
- Hayır, o bir narsist. Sapık bir sürtük.
- É uma cadela narcisista!
Ya size kötü niyetli bir narsist olduğumu söylersem?
E se eu lhe dissesse que era uma narcisista maligna?
Bir narsist bunu itiraf etmez.
Um narcisista não o admitiria.
İleri seviyede delüzyonal şizofreniye bağlı istemsiz narsist sinirlilik durumu.
Esquizofrenia Desilusionária Avançada com Raiva Narcisista Involuntária.
İleri seviyede delüzyonal şizofreniye bağlı istemsiz narsist sinirlilik durumu olabilir ama tam bir beyefendidir.
Pode ter Esquizofrenia Desilusionaría Avançada com Raiva Narcisista Involuntária... Mas é boa pessoa.
Galiba tekrar narsist küçük bir çocuk oldum.
Acho que estou a ser novamente um pequeno indulgente.
Sen bencil ve narsist küçük bir çocuksun.
Tu és um egoísta! Um pequeno rapaz indulgente!
Tam bir narsist.
É completamente narcisista.
Annemizin narsist bir kişiliği olduğunu söylüyor.
Diz que a nossa mãe tem uma personalidade narcisista.
Kasap yalnız çalışan bir narsist demiştin.
O teu perfil diz que ele é narcisista que trabalhava sozinho.
Kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen narsist Richard Heywood,
Um babaca narcisista como o Richard só liga pra ele mesmo.
Sevgiye ihtiyacı olan, kibirli, kendinden nefret eden bir narsist.
É um narcisista arrogante sem auto-estima, que apenas precisa de ser amado.
- Narsist.
- Narcisista.
Tanrım, narsist misin nesin sen?
Meu Deus, como és narcisista.
- " Lucy Diamond narsist bir sosyopat ve mağdur edilmiş bir kız çocuğu. Baba sevgisini aramaktadır.
- " Lucy Diamond é ao mesmo tempo uma sociopata narcisista e vítima da infância eternamente à procura do amor do seu pai.
Benim gibi duygusal özürlü bir narsist var, ve bir de sen varsın, şimdiye kadar, büyük ihtimalle, kendi sidiğiyle doldurmuş olduğu küvette yatan, duygusal özürlü bir narsist.
Ele já me apanhou, um narcisista emocionalmente afectado, e já te apanhou, outro narcisista emocionalmente afectado, mergulhado numa banheira na qual maior parte da água é a tua própria urina.
Erkek arkadaşının narsist bir moron olduğunu düşünen tek kişin benim sanıyorum meğer bütün galaksi öyle düşünüyormuş.
Não sou o único que pensa que o tu namorado é um imbecil. Todos estão de acordo!
Evet, narsist eğilimi olan kişiler sevgiliye zaman ayırmak yerine fahişelere para vermeyi tercih ederler.
Alguém que parece ser tão narcisista pode preferir pagar a prostitutas do que desperdiçar o seu amor numa namorada.
Saldırganın narsist ve paranoid kişilik bozuklukları var.
O suspeito é narcisista e sofre de desordens de personalidade paranóica.
Gördüğüm en kötü narsist kişilik bozukluğuna sahip adam ama bizim adamımız değil.
Ele tem o pior distúrbio de personalidade narcisista que já vi, mas ele não é o nosso homem.
Ama alkolle karıştığım zaman çekilmez bir narsist oluyorum.
E transformo-me numa grande narcisista quando consumo álcool.
Hastalık derecesinde narsist olanlarda sık görülen bir vakadır.
Impressiona-me sempre esse teu nível de narcisismo.
Cole daha çok bir narsist, sosyopat değil.
Vejo o Cole como narcisista, não um sociopata.
Dostum Gandhi'nin çok iyi bildiği bir şey, çünkü ikimiz de dev bir narsist kabın içindeki ben merkezli fasulyeleriz.
É algo acerca do qual o meu amigo Gandhi sabe algo, porque, sabem, somos ambos ervilhas egoístas numa taça narcisista enorme.
Narsist.
Narcisista!
Çok narsist bir şey bu.
É uma atitude tão narcisista.
- Onda narsist eğilimli bir cinsel zorlantı bozukluğu vardır.
Ele é sexualmente compulsivo com tendências narcisistas.
İnsan türü doğası gereği narsist bir kişiliğe sahiptir.
O Homem é por natureza uma espécie narcisista.
Narsist.
Narcisista.
Narsist. Baştan çıkarıcı, karşısındakini yönlendirici.
Sedutora, manipuladora.
Narsist biriyle evliyim.
Estou casada com um narcisista.
O bunları yapmayı kendi seçen narsist bir sosyopat.
Acredito que ele é um sociopata narcisista... que escolheu fazer isto.
Benmerkezci, narsist kıçında acılar olan biri gibi.
Um egomaníaco, um narcisista chato.
Yöneticisi onun yalancı ve narsist olduğunu söylüyor.
A Jenny frequentou um programa para sobredotados, no último ano.
Oğlunuz bölünmüş kişilikli bir narsist. Kurbanlarının canların yakmadan önce güvenlerini kazanabiliyor.
Seu filho é um narcisista com a personalidade dividida... ele consegue ganhar a confiança delas antes de inflingir-lhes dor.
Çünkü narsist sanrılara sahip.
Porque ele tem delírios narcisistas.
Benim kiz arkadasim da ruhsuz bir narsist gibi görünen iyi bir kizdi.
A minha namorada era uma boa rapariga disfarçada de narcisista insípida.
Ama sonradan gerçekten de ruhsuz bir narsist oldugu ortaya çikti.
Mas veio a revelar-se que o que ela era mesmo, era apenas uma narcisista insípida.
Ruhsuz bir narsist oldugu ortaya çikan kiz arkadasin vardi ya,...
Lembra-se da sua namorada que revelou ser uma insípida narcisista?
Bu sana adamımızın narsist kişilik bozukluğu var gibi geliyor mu, klasik bir tanrı kompleksi?
Não achas que este tipo tem um distúrbio de personalidade narcisista, um complexo de Deus clássico?
O pislik, beraber çalışmaktan anlamayan, narsist herifin teki.
O idiota é um narcisista fútil sem ponta de integridade.
Kesinlikle bir narsist.
Ele é um narcisista.
Kahraman katil kompleksi olan klasik bir narsist ve bir kısır döngü içinde.
É o narcisista típico com complexo herói-homicida e está a piorar.