Nbsp Çeviri Portekizce
434 parallel translation
nbsp ; Sakın söylemeye cürret etme ; yoksa karanlığın gölgelerinden, hayatının görüntülerine gelir ve sen rüyadayken ;
Não vos atrevais a dizê-la pois as imagens da vida transformar-se-ão em negras sombras ;
nbsp ; O mağaralarda, mezarlarda ve tabutlarda korkutmak için yaşar.
Estes contêm terra amaldiçoada dos campos da Peste Negra.
Sevgilim! nbsp ;
Meu amor!
Ama o gece ruhunun ölümün çağrısını duyduğunu biliyorum. - nbsp ;
Sei, no entanto, que a sua alma escutara o chamamento do pássaro da morte naquela noite. Nosferatu espalhava já as suas asas.
Doktorlar hastalığın kökenini belirleyemediler. nbsp ; Çanakkale Boğazı, tüm vebalı-fare salgınına ugramış şüpheli gemilere kapatılmıştı.
Os Dardanelos foram encerrados a todos os barcos suspeitos de estarem infestados pela peste.
Açıklaması biraz zor ; ev yalanının tüm engellerinin üstesinden, genç Hutter'in az gücü nasıl gelsin. nbsp ; - o sırada, geminin yelkenleri, Nesferatu'nun ölümcül nefesiyle doluyordu.
É difícil explicar como a frágil força do jovem Hutter foi capaz de ultrapassar todos os obstáculos da viagem para casa - enquanto o sopro mortal de Nosferatu enfunava as velas do navio.
Rüzgar : Yok. nbsp ;
Um passageiro desconhecido no convés.
Günahsız bir bakire ilk horozun ötmesini Vampir'e unutturabilirse, kendini kurtarabilir. nbsp ;
Ninguém te poderá salvar a não ser que uma donzela sem pecado faça o Vampiro esquecer o primeiro canto do galo.
Birinin bir şey yapması gerekiyor.
nbsp
Amara ben dönüşeceğin şeyim.
nbsp Amara, eu sou aquilo que te estás a tornar.
Tanrı beni kilitledi.
nbsp - Deus encerrou-me.
Amacımız için hazır olmalısın.
nbsp Deves manter-te concentrada no nosso propósito.
- Nedir bu?
nbsp - Qual é ele?
Merhaba Dean.
nbsp Olá, Dean. nbsp
Hayatını tek bir şekilde bağışlarım Dean güvenli bir şekilde buradan çıkacak.
nbsp Poupo-te a tua vida com uma condição... nbsp Salva passagem para o Dean sair daqui.
Tamam.
nbsp Sim. nbsp
Tanrının kardeşi olduğunun hangi kısmını anlamadın?
nbsp Que parte do "raio da irmã de Deus" é que tu não entendeste?
Her zaman birbirimize yardım edeceğiz.
nbsp Nós sempre nos ajudaremos um ao outro.
Tanrının bizimle fikirlerini paylaşacağını sanmıyorum.
nbsp Não suponho que Deus decidiu partilhar alguma sabedoria nbsp nesta matéria.
Bu olmayacak başka bir yol bulacağız.
nbsp Não irá acontecer. Encontraremos outra maneira.
O başka yol nedir?
nbsp Qual é a outra maneira? nbsp
Evet!
nbsp
Kutsal güçten merhamet dileyin.
Sim! nbsp Implora pela sua misericórdia divina!
- Bu doğru! - Son geldiğinde... - Kurtar bizi tanrım!
- Quando o fim chegar... nbsp
-... ve o son geldiğinde sadece bağışlanmışlar cennete yükselecek.
- E quando ele chegar, nbsp apenas os perdoados irão ascender à Graça Sagrada.
O izliyor.
nbsp
Bu bahsettiğin tanrı mı?
nbsp É de Deus que estás a falar?
Sence o gerçekten izliyor mu?
nbsp Achas mesmo que ele está a ver?
Kimlerin hak edeceğine karar veriyor.
nbsp A decidir qual de nós são merecedores.
Sadece seçilmişler cennete yükselebilir.
nbsp Apenas os escolhidos irão erguer-se para os Céus.
Peki bu sen misin?
nbsp E esse és... Tu?
Gerçek şu ki bununla ilgilendiğini pek düşünmüyorum.
nbsp Honestamente, acho que ele não está nada interessado.
İnan bana araştırdım.
Ele nem sequer parece estar por perto. nbsp - Acredita, eu procurei.
Ondan bağışlanmayı dile yoksa öfkesi ile karşılaşırsın.
nbsp Implora pelo seu perdão ou enfrentarás a sua terrivel ira.
- Sadece tanrı korkunç bir yıkım ve felaket yaratabilir.
A Sua ira vem em muitas formas. Mas apenas Deus é capaz nbsp - de pragas e destruição assustadoras...
Tüm dünya önünde diz çöker!
- Isso mesmo. nbsp E perante quem tudo na Terra se deve curvar.
Korkunç yıkım ve felaket...
nbsp
Bizi deniyor musun?
Estás a testar-nos? nbsp
Ama şöyle diyelim o buradaki tek güç değil.
Não. nbsp Mas digamos apenas que Ele não é o único jogador na cidade.
Hayır! - Son yaklaştı!
nbsp
nbsp ; Hutter ve onun genç karısı Ellen, Wisborg'da yaşıyorlardı.
Hutter e a sua jovem esposa, Ellen, viviam em Wisborg.
nbsp ;
- Se ela lhe oferecesse o seu sangue de livre vontade.
Kasabanın her köşesine korku hakimdi. nbsp ;
O medo escondia-se em cada esquina da cidade.
Bir şeyler değişti.
NA ALTURA nbsp
Cehennemde bir kafes var ve içinde Lucifer'i tutuyorlar.
nbsp
Ben onun içindeydin ve sanırım tanrı oraya geri dönmemi istiyor.
Há essa jaula no Inferno, e é nela que mantem o Lucifer, nbsp e eu estive dentro dela nbsp e acho que Deus quer que eu volte a ela.
Günahlarınızdan tövbe edin!
AGORA nbsp Arrepende-te dos teus pecados!
Etrafta bile değil.
nbsp
- Bu doğru!
nbsp
Onun öfkesi farklı şekillerde ortaya çıkar.
nbsp
Bu sen misin?
nbsp És... Tu?