Nisanlı Çeviri Portekizce
5,881 parallel translation
Şimdi uzun zamandır nişanlı olunca biliyorsun, nişanlar hep böyle nişan alınıp da sorulur.
Mas os noivados longos suscitam sempre esta questão.
Şimdi biliyorsun, nişanlım beni seyrediyor.
Sabe que a minha noiva está a ver.
Faruk Bey nişanlınızla ilgili son durum nedir efendim?
Sr. Faruk, quais são as novidades sobre a sua noiva?
Oh, bilirsin, benim ödül benim eski nişanlısı ile bir mağarada dayak ve zincirleme olarak için.
É a minha recompensa por ser espancada e acorrentada numa caverna com o meu ex-noivo.
Bir aydan beri nişanlıyız.
Ela é minha noiva há cerca de um mês.
Nişanlı olmasaydım, tanışmak hoşuma gidebilirdi.
Mas se já não fosse comprometido, não via nenhum problema em conhecê-la.
Manipülatif, harika, psikopat eski sevgilimi ve tatlı, nazik ve kafası karışık nişanlımı kaybettim.
Eu perdi a minha manipuladora, maravilhosa, psicopata ex e o meu doce, generoso, desfocado noivo.
Kafası karışık nişanlın o makale hakkında doğru söylüyor.
Olha, tenho que dizer, o teu desfocado noivo está na pista certa com esse artigo de merda.
Hapiste olan eski nişanlın?
A tua ex-noiva na prisão?
Sadece nişanlım, Christopher'ı özlüyorum, hepsi bu.
Estou só... Estou com saudades do meu noivo, o Christopher, só isso.
Nişanlınla birlikte kalacaksın diye tahmin ediyorum?
Vou supor que ficas em casa do teu noivo.
- Nişanlım Foodtown'da bölge müdürü.
O meu noivo é gestor regional da Foodtown. - Teve de poupar para...
Ben evliliğimi bitiriyorum, o ilişkisini bitiriyor. En iyi arkadaşımın nişanlısıyla yattım.
Eu termino um casamento, ele termina a relação, eu fodi com o noivo da minha melhor amiga.
O benim nişanlımdı, Polly.
Ele era o meu noivo, Polly.
- Nişanlımın başkasını siktiğini söylediğimi hatırlıyor musun?
Lembras-te que te disse que o meu noivo fodeu com outra pessoa?
Nişanlımla konuşmama izin vermiştin.
Deixou-me telefonar ao meu noivo.
Robertson'ların bu gece Cornelia ve nişanlısı Phillip için verdikleri akşam yemeğine seni de götürmeye geldim.
Vim informar-te acerca do jantar dos Robertson em honra da Cornelia e do Phillip, o noivo dela.
Nişanlımdan.
Foi-me oferecida pelo meu noivo.
Bunu sana nişanlın mı aldı? - Evet.
- O seu noivo comprou-lhe isto?
Kusuruma bakma ama nişanlının zevki için pek iyi şeyler diyemeyeceğim.
Sem ofensa, mas acho que ele não tem muito bom gosto.
Sen nişanlısı olmalısın.
Você deve ser o noivo.
Eski nişanlım, Audrey...
A minha "ex", a Audrey, vai casar.
Wizards oynarken televizyonun önünde çıplak bir şekilde beklesem nişanlım ne der biliyor musun?
Se os Wizards estivessem a jogar, podia ficar nua à frente da televisão, e sabes o que o meu noivo ia dizer?
Senin de, nişanlın var sanıyordum.
- Pensei... - Pensei que estivesses noiva. - Oh, e estou.
Nişanlım da ben de bu mahalleyi çok sevdik...
O meu noivo e eu adoramos este bairro.
Nişanlıma Dayton'dan iş teklifi geldi.
O meu noivo conseguiu um trabalho em Dayton.
Beni arayıp mesaj bırakmış. Nişanlısı Dayton'dan iş teklifi almış.
Ela disse-me que o noivo arranjou um emprego.
Sonra tekrar aradı, fikrini değiştirip nişanlısıyla birlikte Dayton'a taşınacaklarını söyledi.
Mas ela ligou e disse que mudou de ideias, que ia morar em Dayton com o noivo.
Nişanlısı olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que ela tinha um noivo.
Belki nişanlısının adresidir.
Talvez do noivo?
Nişanlım gözümün önünde öldürüldü.
A minha noiva é assassinada mesmo na minha frente.
Evleneceğim ve nişanlım da bir sürü çocuk istiyor.
Vou casar. E o meu noivo quer muitos filhos.
- Nişanlın, fıstık kralı.
- O noivo é o Rei dos Amendoins?
Bir de, güzeller güzeli nişanlımla kutlama için yemek rezervasyonu yaptırayım mı diye sorayım dedim.
Mas também queria perguntar-te se devia reservar jantar para mim e para a minha linda noiva, para comemorar.
Doğru, o zaman bu Jake'in eski nişanlısı olmalı?
Certo, então, esta é a ex-noiva do Jake?
Elimizde Sheri Anderson var, Jake'in eski nişanlısı.
Conseguimos a Sheri Anderson, a ex-noiva do Jake.
Pekâlâ, Heather Jake'in eski nişanlısının telefonundan aşırıImış...
Então, a Heather encontrou a página do perfil...
Ama o Jake'in bir yıl önceki nişanlısıydı.
Mas, essa é a noiva do Jake no ano passado.
Millet, nişanlım bir duyuru yapmak istiyor!
A noiva tem um anúncio a fazer!
Anne, baba. Bu nişanlım Rosalee.
Mãe, pai, esta é a minha noiva, Rosalee.
Artı, nişanlıyız.
Também... estamos noivos.
Nişanlına New York'dan gelen ateşli bir dedektifle çalıştığını mı söyleyeceksin? Aklındaki bu mu?
Dizias à tua noiva que trabalhaste com uma Detective linda de NY que te deixou de quatro?
Bilgin olsun, sadece nişanlım değilsin.
Fica a saber que não és só o meu noivo.
Facebook kurulduğundan beri benim nişanlımsın.
És o meu noivo que entrou cedo no Facebook, muito cedo.
Daha sonra da o tatlı nişanlına geri dönebilirsin.
Então, poderás voltar para a tua linda noiva.
- Ghost, Miguel Alvarez ve nişanlısı Maria ile tanış. - Ne oluyor lan burada?
- Que raio é que se passa?
Doğru, nişanlının o elemanı parmağında oynattığını unutmuşum.
Esqueci-me que a tua noiva o tem na palma da mão.
Hayatımda hiç görmediğim insanlar tarafından saçma sapan bir anlaşmayla nişanlı ilan edildiğimi söylüyorum.
- Acabei de te dizer que fui prometida de acordo com um acordo idiota feito por pessoas que nunca conheci.
Babası nişanlısını öldürdüğünde karanlık ve kötü bir şeye dönüşmüş.
Quando o pai dela lhe matou o noivo, ela transformou-se numa coisa negra e distorcida.
Babası nişanlısını öldürttü.
Ele mandou matar o noivo dela.
Helena'nın nişanlısı Michael Statton ile ilgili bir hareket yakaladım.
Tenho uma pista sobre o Michael Stanton, o noivo da Helena.