Nuremberg Çeviri Portekizce
78 parallel translation
Ve hepsinden ziyade Nuremberg. Her Alman'ın gönlünde bu şehir yatar çünkü size hitap eden izleri burada bulursunuz.
E sobretudo Nuremberga, é a cidade que enche o coração de um alemão, porque encontra nela fantasmas que se abrigam no seu coração.
Nuremberg'de birlikte üç ay geçirdik.
Passámos três meses juntos em Nuremberga.
Nuremberg'li bıçakçı bundan 15 tane imal etmiş.
É uma navalha de Nuremberga. Só se fizeram quinze.
Bir duvar eski Nuremberg'i yenisinden ayırıyor.
Um muro separa a parte velha de Nuremberg da nova.
Mahkemeyle ilgili hikayelerimi kimseye satamıyorum.
De momento, não escreverei nada sobre os Julgamentos de Nuremberg.
Nuremberg'i gezme fırsatınız olmuştur umarım.
Espero que tenha visto alguma coisa de Nuremberg.
Nuremberg'in başka yerlerini de gezmelisiniz.
Deveria ver algumas outras partes de Nuremberg.
Eminim şu anda Nuremberg'deki tüm mahkumların....... serbest bırakılmalarını isteyen insanlar vardır.
Sei que há pessoas que pensam... que todos os prisioneiros de Nuremberg deveriam estar livres.
Eğer sizinle Nuremberg'e gelirsem buraya gelirler ve dükkanın tüm camlarını kırarlar.
Se eu for a Nuremberg eles virão. Virão... e quebrarão as janelas da loja.
Bu Nuremberg kanunlarına göre, bir suçtu.
Esta é a acusação a que faz referência as Leis de Nuremberg.
Nuremberg'deki Yahudi kongresinin başkanlarından biriydi.
Era um dos líderes da congregação judia em Nuremberg.
Nuremberg'de özel bir mahkemede yargılandı.
Ele foi indiciado perante o tribunal especial de Nuremberg.
Nuremberg rallilerinin yapıldığı bir eylül ayıydı.
Era a época das celebrações de Setembro... as reuniões de Nuremberg.
- Nuremberg'teydim.
Em Nuremberg.
Peki Nuremberg'de, özellikle de Nuremberg'te bir Yahudi ile sadece fiziksel yakınlaşmanın değil, her türlü sosyal irtibatın da yasak olduğunu biliyor muydunuz?
Sabia que em Nuremberg, em Nuremberg em particular... não apenas relação íntima com judeus era visto com desprezo... mas também qualquer contato social?
Artık Nuremberg'te Amerikalıları pek sevmiyorlar.
Os americanos não estão muito populares em Nuremberg esta manhã.
AMERİKAN BÖLGESİNDEKİ NUREMBERG DURUŞMALARI 14 TEMMUZ 1949'DA SONUÇLANDI.
OS JULGAMENTOS EM NUREMBERG, NA ZONA AMERICANA, TERMINARAM EM... 14 DE JULHO DE 1949.
Nürnberg.
Nuremberg.
Bu söz Nuremberg duruşmalarında kim bilir kaç kez kullanıldı.
Imagino as vezes que essa frase... se usou nos julgamentos de Nuremberg.
- Nuremberg duruşmaları gibiydi.
- Foi como o julgamento de Nuremberga. - Eu vou sozinha para casa.
Bütün usta şarkıcıların Nuremberg'de toplanıp en iyiyi bulmak için büyük bir yarışma düzenlediği opera.
É onde os cantores principais se juntam em Nuremberga e têm um grande concurso para descobrir quem é o melhor.
Nuremberg gecesinin sesini dinleyin çocuklar. "
Filhos, escutem o som da noite de Nuremberga.
Nuremberg gibi.
- Como de Nuremberga.
My Lai'de Calley'ye karşı savunma işe yaramadı. Nuremburg'da Nazi'lere karşı savunma işe yaramadı.
Essa luta não correu bem com Cowley em My Lai... ou com os nazis em Nuremberg!
Nuremberg savunmasına ilginç bir yaklaşım.
É um contorno interessante para a defesa de Nuremberga.
Törenlerle dolu takvim halk ve Parti arasında gerçekleşen yeminlerin yıldan yıla yenilendiği Nuremberg Toplantısı'yla sonlanır.
O calendário completo dos rituais culminava com um comício em Nuremberga, onde os votos entre o partido e o povo se renovavam ano após ano.
Nuremberg duruşmaları sürerken Schellenberg ile hapisteyken bunu konuşuyorduk ve o Wulff vasıtasıyla Himmler'i etkilediği için gurur duyuyordu. ... ve o Wulff vasıtasıyla Himmler'i etkilediği için gurur duyuyordu.
Quando ainda estava na prisão com Schellenberg durante os julgamentos de Nuremberga, ainda falámos sobre o assunto, e Schellenberg estava muito orgulhoso por ter influenciado Himmler através de Wulff.
Kasım 1945'te üst düzey Naziler Müttefikler tarafından Nuremberg'de mahkemeye çıkarıldılar.
Em Novembro de 1945, vários dirigentes nazis foram levados a tribunal pelos Aliados em Nuremberga.
Aklından seksi çıkarmaya çalışan Miranda Nuremberg Mahkemeleri üzerine yazılmış Danimarka belgeleri kiralamıştı.
Num esforço para desviar a cabeça do sexo, a Miranda alugou um documentário dinamarquês de cinco horas sobre os Julgamentos de Nuremberga.
Nuremberg, Üçüncü Reich'ın manevi başkentiydi.
Nuremberg era o centro espiritual do Terceiro Reich.
Alman Yahudilerinin sosyal haklarını ellerinden alan Nuremberg Yasaları'nın ilan edildiği yerde "On Emir".
Os 10 Mandamentos, no local onde as leis de Nuremberga foram decretadas e que privaram todos os Judeus alemães dos seus direitos.
Nuremberg'te şu an durum nedir?
Qual é o estado actual em Nuremberga?
O zaman tatlıyı Nuremberg'te yeriz.
Vamos comer a sobremesa em Nuremberga.
- Nuremberg benim değil.
- Nuremberga não é minha.
Burada, Nuremberg'teki bir mitingde, tüm öğleden sonra 250 bin kişiyi avucunda tutmuştu.
Num comício, aqui em Nuremberga ele manteve uma audiência de 250 mil pessoas na palma da sua mão durante uma tarde inteira.
Lütfen, Nuremberg davalarındaki başsavcılık görevimden istifamı kabul edin ve en yakında zamanda yerime atanacak uygun
"Aceite a minha demissão de Procurador Geral para os julgamentos de Nuremberga... "... e indique um substituto assim que possível... "
Babası Nuremberg'de asılmış.
O pai dele foi executado em Nuremberga.
Nuremberg Yasalarına göre Yahudi bir koca...
De acordo com as leis de Nuremberg... a esposa de um judeu é...
Eylül 1935'te, Hitler Nuremberg yasalarını çıkardı. yahudilerin vatandaşlık haklarını elinden aldı.
Em Setembro de 1936, Hitler decretou as leis de Nuremberga que isolaram os judeus e os privaram da sua cidadania
Nuremberg'de 20 yıla mahkum oldu.
Foi condenado a 20 anos, em Nuremberga.
Keitel ve Jodl Nuremberg'de ölüm cezasına çarptırıldılar ve idam edildiler.
Keitel e Jodl foram condenados à morte em Nuremberga e executados.
Nuremberg duruşması sırasında hissettiğim tüm o korkular, ölen o 6 milyon Yahudi, muhalifler ya da başka ırktan insanlar beni derinden sarsmıştı.
Todos os horrores que ouvi durante os julgamentos de Nuremberga os 6 milhões de judeus, dissidentes ou pessoas de outra raça que morreram, chocaram-me profundamente.
Irkçılar, kendi ırkının menfaatleri başka ırkın menfaatleriyle çakıştığında kendi ırkının menfaatlerini kayırarak bu prensibi ihlal ediyorlar.
Os racistas violam o princípio de igualdade, dando maior peso aos interesses dos membros da sua própria raça, quando há um conflito entre os seus interesses e os interesses dos membros de outra raça. COMÍCIO EM NUREMBERG, 1929
Onun adı neydi? En sevdiğim filmin. Nuremberg Mahkemesi.
Mas o meu favorito é "O Julgamento de Nuremberga".
Burası Nuremberg değil, Bayan.
cara Procuradora.
Tikilerin Nuremberg savunması.
A defesa "yuppie Nuremberg".
Hoss tutuklandıktan sonra ilk önce yerel makamlar sonra da savaş suçları mahkemelerinin parçası olarak Nuremberg'te sorgulandı.
Após a sua prisão, Höss foi interrogado, primeiro localmente, e depois em Nuremberga como parte dos julgamentos por crimes de guerra.
Büyük büyükbabası, Nuremberg'deki savaş suçlarından yargılanmıştı.
Seu bisavô foi julgado por crimes de guerra em Nuremberg.
Bu ilke, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Nuremberg davalarında belirlenmiş ve uluslar arası ceza hukukunu tesis etmiştir.
Estabeleceu-se nos Tribunais de Nuremberga, após a II Guerra Mundial. E instituíu-se os princípios, do direito penal internacional.
Ve işitebiliyor. Nuremberg'den bir saatçi.
É relojoeiro, em Nuremberga.
Bayan Wallner, Nuremberg yasaları 15 Eylül 1935'te yayınlandı.
As Leis de Nuremberg foram ditadas em 15 de setembro de 1935.