Olsaydın Çeviri Portekizce
8,861 parallel translation
Anlıyorum. Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Pekala kahve uzmanı..... eğer benim yerimde olsaydın, kalır mıydın yoksa gider miydin?
Não precisas de dizer nada, mas, de empregada de café para podcaster, se fosses eu ficarias ou ias embora?
Belki de o yangında yanan sen olsaydın, o şimdi daha iyi durumda olurdu.
Talvez ela estivesse melhor se fosses tu a morrer naquele incêndio.
Olsaydın o da sana böyle söyletirdi.
Ele obrigar-te-ia a dizer isso.
Eğer... Eğer buraya 5 sene önce gelmiş olsaydınız Annabel hala hayatta olur muydu?
Se... tivessem vindo aqui há cinco anos atrás... a Annabel ainda estaria viva?
Eğer siz gerçekten o olsaydınız, yapardım.
Se o senhor fosse mesmo ele, provavelmente sim.
Gördüğüm şeyleri görmüş olsaydın Abe, kaybettiklerimi kaybetseydin bunların ne kadar amaçsız olduğunu anlardın.
Se tivesses visto as coisas que eu vi, Abe... Tivesses perdido os entes queridos que eu perdi, rapidamente compreenderias quão sem sentido tudo isto é.
Sen anlamazsın ama bir sırrı paylaşan tek insan olsaydın, bunun...
Não iria compreender, mas, quando você é a única pessoa - que partilha um segredo, é...
Ölü olsaydın zombi olurdun. Ama zombilerin hisleri böyle olmaz.
Se estivesses morta serias uma Zombie, mas não te sentes como uma Zombie.
Jonas. Keşke benim avukatım olsaydın.
Jonas, quem me dera que fosse meu advogado.
Eğer buna inanıyor olsaydınız, burada olmazdınız.
Se acreditassem mesmo nisso, não estariam aqui.
- Çok şey istiyorsun. Onun defnedilmesine izin vermemiş olsaydınız, bu durum vuku bulmazdı.
Se não tivesses autorizado o seu enterro, esta situação não se poria.
Benim yerimde olsaydın, ne yapardın?
No meu lugar, o que terias feito?
Beni öldürecek olsaydın bunu uzun zaman önce yapardı.
Não... se fosses matar-me, já o terias feito há muito tempo.
Ama düşünün, siz Murphy olsaydınız nereye saklanırdınız?
Mas onde é que te esconderias se fosses o Murphy?
Böyle birine, böyle bir şeye sahip olsaydınız ne yapabilirdiniz?
O que é que faria se tivesse alguém, alguma coisa assim?
Ejder eğer benim gibi olsaydın...
"Dragão, se fosses como eu..."
Lakin kabus görmüyor olsaydın endişe duyardım.
Mas ficaria preocupada se não tivesses pesadelos.
Bizimle olsaydın.
Caminhar connosco.
Olsaydın benim için çok daha kolay olurdu.
Era muito mais fácil para mim, se fosses.
Kutluyor olsaydın, poligonda olurdun.
Se estivesses a comemorar, estarias no campo de tiro.
Eğer daha klasik, latin yapılı olsaydın, olaya daha çabuk girebilirdim.
Eu gostaria mais se fosses do tipo latino.
İş yerinden biriyle çıkan bir erkek olsaydın, sence kimin ne düşündüğünü önemser miydin?
Tu é que mandas. Se fosses um homem a namorar com uma colega de trabalho achas que estarias preocupada com o que os outros pensam?
- Onun yerinde olsaydın sen bilir miydin?
No lugar dele ias querer saber?
Eğer iyice bir bakmış olsaydın, bana hak verirdin.
Se o tivesses visto... Pensavas o mesmo que eu.
- Evet biraz daha paranoyak olsaydın, kendini şu anki vaziyette bulmazdın.
Bem, se tivesses sido um pouco mais paranoico, não estarias na situação em que estás agora.
Eğer odanda olsaydın şimdi ne yapıyor olurdun?
E o que é que farias se estivesses no teu quarto agora?
Babanın gizli bir yaşamı olsaydı ki eklemek isterim yoktu ben bilirdim değil mi?
Se o seu pai tivesse uma vida secreta, e digo-lhe já, não tinha... eu sabia disso, não?
Senden biraz çekiniyor olsaydı onunla daha çok şansın olurdu.
Não é homem, Sr. Nygma. Seria melhor se ela tivesse um pouco de medo de ti.
Eğer diğerlerinin bilmek istediği bir şey olsaydı elinde, ne yapardın?
Se tens uma coisa que sabes que os outros querem, o que fazes?
Eğer burada olsaydı geçmişe gidip onu kurtarmanın, seni özel kılan şeyleri yitirmek anlamına geldiğini bilseydi, bunu yapmanı istemezdi.
E se ela tivesse uma palavra a dizer, se ela achasse por um segundo que voltares para a salvar significaria que perderias o que te torna tão especial, ela nunca quereria isso.
- Nazi olsaydı, yine de kadınla yatar mıydın?
- Se for nazi, vais para a cama com ela?
Parayı almış olsaydım, Ray-Banlerim gözümde yüzümde koca bir tebessüm ile Meksika'ya yolu yarılamış olurdum. Burada karşınızda oturmuş, neredeyse hiç tanımadığım bir kadının ve bana böyle şeyler sormaması gerektiğini bilen bir adamın sorularına maruz kalmazdım.
Se tivesse ficado com o dinheiro, já estaria a caminho do México com um sorriso e uns óculos de sol na cara, não estaria aqui a ser interrogado por uma mulher que mal conheço e por um homem que devia saber que não é preciso perguntar.
Benim söylemeye geldiğim, olay esnasında, zavallıların ası Calhoun'un parasını çaldığınız izlenimine kapıldınız. Öyle olsaydı benim için hiç dert olmazdı. Ama işin aslı öyle değil.
A questão é que, pelo caminho, ficaram com a ideia de que iam tirar dinheiro ao triste do Calhoun, o que, sinceramente, não me chateava nada, mas não foi isso que aconteceu.
Eğer birisi, gerçek sen, benim ve Johnny'nin canını yakmış olsaydı tam olarak ne yapacağımı bilirdim.
Se alguém, se o teu verdadeiro "eu" magoar-me a mim ou ao Johnny, não sei o que fazer.
Ya Abraham senin arkadaşın olsaydı?
E se o Abraham fosse um dos seus amigos?
Keşke yanımda Yılın Annesi ödülü olsaydı da kafana geçirseydim.
Gostava de ter o prémio de Mãe do Ano para lhe poder bater com ele.
Keşke Brian'ın seni sevdiği kadar beni seven bir kardeşim olsaydı.
Queria ter um irmão que me amasse tanto como o Brian.
Bütün Dikenlerim bende olsaydı o Sıçrayanların kaynağını öğrenebilirdim.
Acho que podia descobrir de onde os Saltadores vêm... Se tivesse os meus espinhos todos.
Orada durup o Espheni tuzağında Hal, Ben veya Matt olsaydı onları orada bırakır mıydın söyleyeceksin.
Vais dizer que se tivesse sido o Hal, o Ben ou o Matt naquela porcaria Espheni, tu ias deixá-los lá? Não. Claro que eu voltava por eles.
Seninle Chas'in aranızın iyi olmadığını biliyorum ama burada olsaydı o da aynını derdi.
Sei que nem tudo são flores entre ti e o Chas, mas se ele estivesse aqui, ele diria o mesmo.
Eğer Vera'dan istediğim zaman, Rose'yi öldürmüş olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı.
Nada disto teria acontecido se a Vera tivesse simplesmente matado a Rose. Quando pedi para mata-la.
Cevabın "hayır," olsaydı şimdiye söylemiş olurdun.
Se a resposta fosse não, já terias dito.
Dünyanın kaderi elinde olsaydı korkudan titreyecek koca koca adamlar tanıyorum.
Conheço adultos que tremeriam de medo se soubessem que o destino do mundo estivesse nas suas mãos.
Eğer gerçek arkadaşları olsaydı, belki de hayali olanlarını uydurmak zorunda kalmazdı.
Talvez se ele tivesse amigos reais, não precisaria de inventar amigos imaginários. Anda cá, querido.
Sana kızgın olsaydım, güvenlik iznin olmazdı.
Se estivesse zangado contigo, não tinhas autorização de segurança.
Ki bu arada eğer bir müzik grubum olsaydı bu müzik grubunun adı yani Sebastian nereden geldiklerini bulduğunda kurbanların nerede dalış yaptığını belirleyebilme imkanınız olabilir.
Que, por sinal, se alguma vez formar uma banda, Vai ser esse o nome da banda. Bem, quando o Sebastian descobrir de onde vieram, poderá ajudar-te a determinar onde é que as vítimas estavam a mergulhar.
Eğer Anna'nın bir silahı olsaydı ya da bir huyu. Bunu bilen kişi ben olmazdım.
Se a Anna tinha uma arma, ou temperamento forte, nunca o soube.
Eğer yüzlerce kişinin katilini öldürme şansın olsaydı bunu kullanır mıydın?
Se pudesses matar um assassino em massa, - matavas?
Ama eğer fırsatın olsaydı bütün bu yaptığın iyilikleri bu küçük sırrı öğrenmemiş olmam karşılığında geri alacağını düşünüyorum, Ansızın yapardın bunu.
Mas acho que se tivesses hipótese de retirar tudo o que fizeste em troca de eu nunca descobrir o segredo, não hesitavas.
Komutan, eğer çabalarınız başarılı olsaydı şu an bu küçük konuşmayı yapıyor olmazdık.
Comandante, se tivessem tido, não estaríamos a conversar.
Bu ajanların üzerinde herhangi bir suçlamanız olsaydı bu kata adım atar atmaz onları tutuklardınız.
Se tivesse indícios de crime por parte dos agentes, já os teria detido logo que entraram na estação.