Otobüsle Çeviri Portekizce
610 parallel translation
Evet, otobüsle yolculuk ediyormuş.
Sim, tem viajado de autocarro.
Otobüsle Sycamore Corners'a gidiyorum.
Vou para Sycamore Corners de autocarro pela via principal.
Otobüsle oldukça uzaklastiktan sonra...
Só quando estava no autocarro é que...
Yarın şehir dışına kadar otobüsle gider, sonra yürürüz.
Amanhã, apanhamos o autocarro fora dos limites da cidade e depois andamos.
Otobüsle 42. Cadde ve Times Meydanï'na gittin. Silver Dollar'a yürüdün ve bir kahve ictin.
Depois apanhou um autocarro até à 42nd Street e Times Square, andou até ao Silver Dollar na 46th Street e bebeu uma chávena de café...
Bu sabah biri daha gelmişti. - Aynı otobüsle geldiniz.
Veio no mesmo autocarro que você.
Otobüsle mi geldiniz?
Veio na camioneta?
Otobüsle geldim.
- Vim de autocarro. Anda.
O dedi ki, sizi havaalanına ben de götürebilirim ya da otobüsle de gidebilirsiniz, tercih size kalmış.
Ele disse-me para o levar ao aeroporto ou para o meter num autocarro, o que preferisse.
Parama şimdi vermezseniz, şehire otobüsle gidersiniz.
Se eu não receber o meu dinheiro agora, pode contar em ir de autocarro.
Otobüsle gitmek zorundayız.
Temos que ir de autocarro.
- Hayır, genelde otobüsle gelip giderim.
- Não, costumo ir de autocarro.
Otobüsle.
De autocarro.
Anlayacağın, Mildred otobüsle gitti.
A Mildred foi de autocarro.
Yarın, finallerden sonra, otobüsle döneriz.
Amanhã. Depois das finais. apanhamos o autocarro de regresso.
- Eve otobüsle mi gittin, metroyla mı?
- De autocarro ou de metro?
Dawn'ın sonraki otobüsle gideceğini sanıyordum.
Pensei que a Dawn apanhava um autocarro mais tarde.
Hampton Court'a otobüsle gidebilirsiniz.
Pode apanhar um autocarro para Hampton Court.
Tabii, otobüsle gelmiştin.
Claro, vieste de autocarro!
- Otobüsle mi geldin? - Eh, haliyle.
- Vieste de autocarro?
- Sen de otobüsle? ...
- Não percas o teu autocarro para...?
Otobüsle mi geldi?
Sim, mãe. O Veio no ónibus?
Eğer öyleyse, hemen otobüsle dönerim.
Se é, apanho já a camioneta de volta.
Sabahki otobüsle gidiyorum.
Vou apanhar o autocarro de manhã.
Aslına bakarsan... güneyde hiçbiryere otobüsle gidemezsin.
Para falar a verdade... tu não podias ir a lado nenhum no Sul nesse autocarro.
Bazen taksi ya da otobüsle etrafta bir tur atardım.
Às vezes, passeava por Pearl Harbour de táxi ou de carro.
O köprünün üzerinde olduğum tek zaman otobüsle eve dönerken.
A única vez que estive nessa ponte foi ao voltar a casa no autocarro.
Miami sahillerinde polisin peşine düştüğünü anladığında da... hop, bir otobüsle Teksas'a tüyüyordu.
E então, quando soube que a polícia estava atrás dele em Miami, teve que fugir num autocarro para o Texas.
Sen otobüsle Almeria'ya git.
Pegue o ônibus... para Almeria.
Bak, sabah sabahki ilk otobüsle geliyorsun, tamam mı?
Apanha a primeira camioneta amanhã de manhã, sim?
İti kopuğu otobüsle taşımak, benim fikrim değil ama bir çok şeyden iyidir.
Asseguro-lhe que não conheço nada pior que conduzir um autocarro cheio de odio.
Otobüsle, metroyla.
De metro, de autocarro.
Otobüsle 7 saat...
Foram sete horas de autocarro.
Dinle birader, asker yüzünden zaten güzergahımı değiştirdim, gerekirse otobüsle beraber nehire uçarım ama geri dönmem.
Ouça, amigo, eu já tive de deixar a estrada principal por causa do exército, e não vou fazer isso de novo, mesmo que eu caia ao rio com o autocarro!
Hemen ilk otobüsle geliyorum.
Vou apanhar o próximo avião.
İş merkezine otobüsle gitmiştim.
Fui ao Jobcentre de ônibus.
Bulaşıklar yıkanabilsin diye müşterilerinizi... -... otobüsle Barstow'a mı götüreceksiniz? - İlginize teşekkürler ama bu bizim sorunumuz.
- Obrigado pela sua preocupação.
Kısa süre önce otobüsle Nebraska'dan geldim.
Acabei de chegar do Nebraska. Não sei...
Hey, Jimmy Nebraska'dan otobüsle geldiğini söyledi.
O Jimmy disse-me que acabou de chegar do Nebraska.
Otobüsle 1 6. Caddeye gideceksiniz.
Coloquem-se na Rua 16.
O otobüsle gider, çok güçlüdür.
Que apanhe o autocarro, ela é forte.
Otobüsle gidebiliriz.
Iremos de autocarro.
Otobüsle.
Esta manhã, de autocarro.
Otobüsle, İki saat önce burda olurduk.
De autocarro estávamos cá há duas horas.
Otobüsle mi?
De autocarro?
Hayır. Senin otobüsle gelmeni istiyorum Luke.
Não, quero que vás de autocarro, Luke.
- Haydi ama, bana yardım et. Ben de bir sonraki otobüsle dönerim.
- Vá lá, ajuda-me... e eu entrarei no próximo autocarro.
Tüm otobüsle bahse girseydim keşke. Açgözlü biri değilim Maurice.
- Aposto tudo o que tenho agora.
Yarın ilk otobüsle gel.
Apanha a camioneta amanhã de manhã.
Otobüsle de gidebilirim.
E não quero desviar-te do teu caminho. Vou de autocarro.
Bu yüzden Luke'a onu otobüsle getirmesini söyledim.
Por isso, disse ao Luke para levá-la no autocarro.