English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Pago

Pago Çeviri Portekizce

9,385 parallel translation
Bunun için sana direkt nakit 900 dolar veririm.
Eu pago 900 dólares por isto. - Pago na hora.
Yeni daireniz, nakit ödemiştiniz, değil mi?
Aquele seu novo apartamento foi pago em dinheiro, certo?
Sana iyi para ödeyeceğim ve en azından bu tür bir iş ağırlığınca altın değerindedir, değil mi?
Bem, eu pago-lhe bem e, no mínimo, este tipo de acesso vale o peso em ouro, certo?
Adamı otomobil sanayi ele geçirmiş.
Ele é pago pela indústria automóvel.
Ne kadar tutarsa parayı getireceğim.
Não interessa, eu pago. Liga para o teu informador.
Evet ödemeyi kabul ediyorum.
Sim, eu pago a chamada.
Ama hafta sonuna bana ödeme yapacaklar. Ben de gitmeden önce uzun mesafeli konuşmalar yapayım dedim.
E estou a ser pago até ao final da semana, achei que podia fazer telefonemas de longa distância.
- Her ay ödediğin paranın yarısını.
Metade. Pago todos os meses.
Ben ısmarlıyorum.
- Pago eu.
Gibi için para ödemiyorum, Salva.
Não te pago para pensares, Salva.
Çözmen için ödüyorum.
Pago-te para saberes.
Geri ödeyeceğim.
Pago a dívida.
Otur adamım. Sana bira ısmarlayayım.
Senta-te, eu pago-te uma cerveja.
Otur. Sana bira alayım.
Senta-te, pago-te uma cerveja.
Her şeyini ben ödüyorum.
Eu pago tudo.
Görüyorum.
Pago para ver.
- Ondan sonra hala odememis olursan sinif yerlerin bekleme listesindeki ogrencilere gider.
Depois, se não tiveres pago, a tua vaga vai para alguém da lista de espera.
Kira ceki yerine say.
Considera o aluguer pago.
Bakımım ve beslenmemle ilgilenmen için sana dolgun bir maaş ödüyorum.
Eu pago-te um grande salário para seres responsável pelos meus cuidados e alimentação.
Bir süredir bana ödeme yapılmadı.
Não sou pago há uns tempos.
Sana burada ne kadar veriyorum?
Quanto te pago aqui?
Bu sadakâtlerine karşılık olarak göremedikleri hailiği onlara göstererek koruyorum.
Pago essa lealdade protegendo-os contra traições que eles não veem.
Demek para alacağını umarak buraya elin boş geldin.
Basicamente, chegas aqui de mãos a abanar e queres ser pago.
Saatlerimi verirsem paramı alırım.
Trabalhei, sou pago.
Çok ilginç. İmzalı fotoğrafın için para ödeyeceğim zamanlar vardı.
Havia uma época da minha vida que teria pago por um autógrafo seu.
Senin avukatların benim elimde....... yıllardır bana çalışıyorlar.
Eu pago os honorários do teu advogado, é assim há anos.
Ben hesabı ödeyeyim.
Pago eu!
Evet, peki, anladım.
Pois, bom, eu pago isto.
On odemeli kredi karti.
Cartão de crédito pré-pago.
Her saldırıdan önce Cennet Evi adında kâr amacı gütmeyen küçük bir kliniğe * muallak hesap ödemesi yapılmış.
Mas não antes de cada crédito em dívida ser pago a uma pequena clínica médica sem fins lucrativos, chamada, Haven House.
Özellikle de bunu parasını benim ödediğim evde duymak.
Ainda mais por ouvi-lo no apartamento que eu pago.
Sana saat başı ödeme yapmamam iyi bir şey.
Ainda bem que não te pago à hora.
Kira çeki yerine say.
Considera o aluguer pago.
Frank, hisselerini geri alman için topladığım miktar başka kimse benim kadar ödemezdi.
Frank, depois tudo por que passei para recuperar as tuas ações... Ninguém teria pago o que eu paguei.
Aynı şey için kaç kere ödeme bekliyorsun?
Quantas vezes esperas ser pago pela mesma coisa?
Yapımcı olarak ödeme aldı mı?
O cargo de produção também era pago?
Son beş yılda bu koridorun nasıl satın alındığının duyulduğunu düşünsene.
Imagina o que acontecia se as pessoas soubessem que o investidor tinha sido pago durante cinco anos seguidos.
- Tamam cuma günü geri ödeme EDECEĞİM.
Eu pago-lhe na sexta-feira, está bem... Viva!
- Faturayı ben ödüyorum.
Sou eu que pago as contas.
Onlara bu yüzden para veriyoruz, değil mi?
É para isso que lhes pago, não é?
Zamanını ve harcamalarını ödeyeceğim.
Eu pago-te pelo teu tempo e todas as despesas.
Şeytanlardan olan herkes için hesaplar gece yarısına kadar benden. - Tamamdır
Quem for um "Satan", tem tudo pago até à meia-noite!
İnanmıyorum. Sorun yok, öderim.
Deus, está tudo bem, eu pago.
Bir kaydı "Tamamen Ödenmiştir" yapmak için?
Mudar um lançamento para "Pago Integralmente"?
İmzalarsam, kitap gereksiz olsa da, elbette sana paranın tamamını ödeyeceğim.
Se assinar, é claro que te pago a totalidade, mesmo que o livro se torne desnecessário.
Hepsini ben karşılayacağım,
Eu pago tudo.
Benim ikramım.
Pago eu.
- Ah, ben hallederim.
- Eu pago. - Não, podemos dividir.
Evet. Sana kahvaltı ısmarlayacağım.
Pago-te depois o pequeno-almoço.
Görüyor musun bunu?
Está tudo pago!
Hepsinin parası ödendi.
- Está pago?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]