Paisley Çeviri Portekizce
81 parallel translation
Şimdi, yıldızımızı besler beslemez, öykümüz "Bayan Paisley'nin Kedisi" ni izleyeceğiz.
Por isso, enquanto eu dou de comer à nossa estrela, vocês vão ver a nossa história : "O Gato de Miss Paisley".
Günaydın, Bayan Paisley.
Bom dia, menina Paisley.
Tünaydın, Bayan Paisley.
- Boa tarde, menina Paisley.
Bayan Paisley, Kedini öldürdüğüne inandığın için trans halinde bir adamı öldürdüğünü gerçekten düşünüyor musun?
Menina Paisley, você acha realmente que matou um homem durante um estado de transe, porque acreditou que ele havia matado o seu gato?
Yaygın olarak bulunan türden bir bıçak, Bayan Paisley.
É um tipo de faca muito comum, menina Paisley.
Bayan Paisley, Rinditch'in dairesine girmiş ve söylediğin her şeyi yapmış olsaydın, parmak izlerin her tafarta olurdu.
menina Paisley, se tivesse entrado no apartamento do Rinditch, e feito tudo o que disse, as suas impressões digitais estariam por todo o lado.
Onlara bakabilir miyim, Bayan Paisley?
Posso vê-las, Menina Paisley?
Şey, bütün bunlara inandığınıza inanıyorum, Bayan Paisley.
Bem, eu acredito que você acredita nisso, menina Paisley.
Hoşça kal, Bayan Paisley.
Adeus, menina Paisley.
Bayan Paisley'nin kötü talihi, cinayet gizli kalmaz.
Infelizmente para a menina Paisley, o assassinato foi resolvido.
Gösterimizin yıldızına, Bayan Paisley'nin kedisi, Stanley'e gelince, Görev hattında aşağı indi, gösterimizin hayata geçmesini olanaksız kıldı.
Quanto à estrela do nosso programa, O Gato de Miss Paisley, Stanley, morreu no cumprimento do dever, tornando impossível uma sequela do nosso episódio.
Hobart ve Paisley Şirketi.
Na Empresa Hobart Paisley.
Bay Paisley'ye bugün gelemeyeceğimi söyler misiniz?
Pode dizer ao S.r Paisley que não posso ir hoje?
Fazla yükselmemesi konusunda dikkatli ol, Paisley.
Tem Cuidado, Paisley. Não deixes aquecer demasiado.
Demek sensin, McEwen.
É você, McEwen. Ainda bem que chegaste. Assim podes ajudar o Paisley.
Bay Paisley, bu hatayı yapmanız bilim için, yeri doldurulamayacak bir hizmet verdi.
O seu erro acabou de prestar um enorme serviço em nome da ciência.
Dinsdale orada, resepsiyon salonundaydı. Yanında Doug, bebek ezen Charles Paisley birkaç film yapımcısı ve Kierkegaard diye hitap ettikleri oturmuş tazıların kafasını ısırıp koparan bir adam vardı.
E o Dinsdale estava para lá na conversa com o Doug e o Charles Paisley, o esmagador de bebés, uns produtores de cinema e um homem chamado Kierkegaard, que estava ali sentado a arrancar as cabeças dos cães à dentada.
Umarım Paisley tarzı seversin.
Espero que gostes do tecido.
Bu filmin baş araştırmacısı olan Mel Paisley, Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildi.
Mel Paisley, o director de pesquisa deste filme, foi condecorado com a Cruz de Mérito.
Ama sonunda Paisley'deki tek kişi oldum.
Mas acabei por me tornar a que usava xadrez.
Selam, ben Paisley.
Olá, sou Paisley.
Sırasıyla Bakersfield, Fresno, Chico... ve 2 gece önce de Sacramento'da Alan ve Brenda Paisley çifti.
Por ordem, Bakersfield, Fresno, Chico e, há duas noites, Alan e Brenda Paisley, em Sacramento.
Ona şal deseninden olsun dedim.
Eu disse-lhe que a podias usar para montar em Paisley.
Paisley Shimansky seni görmek için burada.
Está aqui a Paisley Shimansky para falar contigo.
- Şal desenli polyester olanları diyorsun?
- Polyester Paisley, não era?
Paisley?
Paisley?
Komşulara göre, ev Paisley Johnston adlı birine ait, 23 yaşında.
De acordo com os vizinhos, a casa pertence a Paisley Johnston, 23 anos.
Kurbanın, Paisley Johnston olduğunu doğrulayabildiniz mi?
Confirmou se a vítima - é Paisley Johnston?
Booth, Paisley'in ailesine ulaşmaya çalışıyor ama onlar Antartika'da.
Booth está a tentar contactar os pais de Paisley, mas eles estão na Antárctica.
Eğer birisi Paisley Johnston'u öldürmek istediyse kesinlikle kredi kartı şirketi değildir. Öyle mi?
Se alguém queria Paisley Johnston morta, não era uma empresa de cartões de crédito.
Paisley Johnston.
Paisley Johnston.
Tam da bu yüzden Nicole, Paisley'in tek ve en iyi arkadaşı Paisley ile olan arkadaşlığını bitirmiş.
Foi quando a Nicole, única e melhor amiga de Paisley rompeu a relação, excluindo Paisley.
Ben, Paisley'in sadece şehir dışına çıktığını falan düşünmüştüm.
Pensei que Paisley só estava fora da cidade.
Paisley, doğum günüm için bana bir çanta aldı.
Paisley comprou-me uma bolsa no meu aniversário.
Paisley bana sahte olanı vermiş!
Paisley deu-me uma falsificação.
Paisley sana taklit vermiş.
Paisley deu-te uma bolsa falsificada.
Saç ve kemik parçalarıyla birlikteydi yani Paisley öldürüldüğünde onunla olmalıydı.
Se está junto com isto tudo, devia estar no chuveiro quando a Paisley foi morta.
Sürücü kartında dediğine göre Paisley Johnston 162.5 boyunda.
A carta de condução diz que Paisley media 1,63 m.
Paisley'in doğuştan herhangi bir rahatsızlığı var mıydı?
Paisley tinha algum problema congénito?
Hiçbir fikrim yok tabii Paisley Johnston, önceki hayatında Asyalı değilse.
Não faço ideia. A menos que Paisley Johnston fosse asiática noutra vida.
Asyalıların, beyazlara göre daha kısa uyluk kemikleri vardır ama Paisley Johnston Asyalı değil.
Os asiáticos têm fémures mais curtos que os caucasianos em proporção ao corpo. Mas Paisley Johnston não é asiática.
Demek ki bu Paisley Johnston'a ait değil.
O que significa que esta não é Paisley Johnston.
Paisley'in kayıp ilanlarını her yere astık, ama henüz bulan olmadı.
Pus um alerta para procurarem a Paisley, mas ainda não a encontraram.
Ya, Asyalı kızı öldürüp kaçtı ya da, her kim Asyalı kızı öldürdüyse, Paisley'i de öldürmüş.
ou ela matou a miúda asiática e fugiu ou alguém matou as duas.
Paisley Johnston'un evinde ne işi vardı peki?
O que é que ela fazia na casa de Paisley Johnston?
Paisley, Jenny'nin girmek istediği grubun bir üyesiydi o.
Paisley... ela é do grupo que Jenny queria fazer parte.
Paisley çok zengindi.
- Não, Paisley é rica.
Paisley miydi bunu yapan?
Foi Paisley?
Şu anda Paisley'i araştırıyoruz.
Estamos à procura dela.
Bizi Paisley gönderdi.
Paisley mandou-nos.
Bay Paisley.
Sr. Paisley.