Pandas Çeviri Portekizce
118 parallel translation
Dünya İşçi Birliği'ndeki bir avuç komünist mi?
Uns pandas de vermelho da IWW?
- Bambu filizi işte.
Isso para os pandas!
Neslini devam ettirmek için s.k.şmeyen her pandanın kaşlarının arasına bir mermi sıkmak istedim.
Apetecia-me matar todos os pandas / i que não fedessem para salvarem a espécie / i
Springfield Hayvanat Bahçesi'ne iki erkek panda verdi ve onları başarıyla çiftleştirdi.
Deu ao zoo de Springfield dois pandas machos que acasalaram.
Sonraki haberse, iki aşık pandanın inanılmaz hikâyesi.
E agora, a história inacreditável de dois pandas gigantes apaixonados.
- Bunda yanlış olan ne? - Sorun şu ki, erkek panda özgür değilken çiftleşemez.
Os pandas também não acasalam em captiveiro.
Aa, tamam, tamam o zaman başka bişey düşünelim... yüzme!
Certo, certo. Não pensemos em pandas! Pensemos em nadar!
Çok kalın olan postların yüzünden panda bu şiddetli şoku gıdıklanıyormuş gibi hissedecektir.
Graças à sua pele espessa, os pandas só sentem cócegas com estes choques eléctricos poderosos.
Ping Ping, Sim Sim'e evlenme teklif etti ve sanırım o da buna "Evet" dedi.
Os Pandas Precisam de Dormir! O Ping Ping pediu a Sim Sim em casamento e acho que ela aceitou.
Çin'de pandalar var.
A China tem pandas.
Onlar, goril gibi yürüyüp panda gibi yemelerine rağmen, günümüzde en yakın akrabaları gerçekte atlardır.
Eles caminham como os gorilas e comem como os pandas, mas seus parentes modernos mais próximos são realmente os cavalos.
Sizi Miranda'nın Pandaları diye mi çağırırlar?
Nós chamávamo-vos Pandas do Miranda.
Pandalar geldi.
Os Pandas passaram lá por casa.
Burt Miranda da, Onun pandaları... düşmanının ayaklarını kırar.
A do Miranda é que os Pandas dele partem os pés ao inimigo.
O futbol manyaklarının da Miranda'nın pandalarından farkı yoktu.
Aqueles parvalhões do futebol pareciam os Pandas do Miranda.
Dünya iki gruba ayrılmış gibi : Pandalar ve timsah çocuklar.
O mundo está dividido em dois grupos, Pandas e Rapazes Crocodilo.
Miranda'nın pandalarından kaçabileceğimiz anayol ve arayolların sayısı kaç tane?
- Número de auto-estradas onde os Pandas podiam estar. - Muitas.
Bu pandalarda ne var böyle?
O que há com os pandas?
GECE PANDALARl
PANDAS NOCTURNOS
Çin hükümeti WWF amblemleri için o kadar endişeli ki şöyle bir şeye başlamışlar, doğru söylüyorum şaka değil pandalara viagra veriyorlar.
O governo chinês está tão preocupado com o seu ícone da WWF. Que começaram - isto é completamente verdade - Começaram a dar viagra aos pandas.
Dünyanın en ünlü Pandası Ling Wong'un ultrasonu bebeğinin oldukça iyi durumda olduğunu gösteriyor. - Hayır!
O ultra-som de Ling Wong, a panda mais famosa do mundo, revela que seu filhote está bem.
Ron Burgundy pandalar üzerine haber sunuyor.
O Ron Burgundy vai relatar a sua história sobre os pandas.
Ve pandaları da görmeye gideceğiz.
Temos mesmo que ver os pandas.
- W.W.F. Pandasından.
O panda da WWF.
Maymun ve panda da.
- E gibões... e pandas.
Bizler panda falan değiliz.
Não somos pandas gigantes, sabes?
Bana mı öyle geliyor yoksa pandalar ürkütücü mü?
- Não achas os pandas tenebrosos?
Herkes pandaları, filleri ve ayıları kurtarmayı istiyor ve dünya köpekbalıklarından korkuyordu.
Toda a gente queria salvar pandas, elefantes, ursos, e o mundo tinha medo de tubarões.
Pandaları çoğaltmıyoruz burda.
Quer dizer, não estamos trazer pandas para cá.
Sen ve Robert orda olacaksınız diye--Çinlilerin, Nixon'a iyiniyet hediyesi olarak panda göndermeleri gibi birşey.
Tu e o Robert estarem lá, seria como quando os chineses enviaram aqueles pandas para o Nixon, pela viagem de benevolência.
Oh, pandaları severim.
Eu adoro esses pandas.
Aslında isimleri tıpkı Çin pandaları gibi ama sanırım alakalı değiller.
Na verdade, os nomes soam como os daqueles pandas chineses. Mas acho que não são parentes.
Git de o Çin pandalarından birisini becer.
Vai comer uma daquelas pandas chinesas.
Tamam, ah, o Çin pandalarını araştırdım ve haberler biraz kötü.
Bem, estive a ver as pandas chinesas e tenho más notícias.
Tüm şehri özel panda avlama alanına çeviriyoruz.
Estamos a comprar a cidade toda e a torná-la numa reserva privada de caça aos pandas.
New New York'ta hiç panda yok ki.
Não há pandas em Nova Nova Iorque.
Çok doğru. Üstünde çalıştığım çizgi romanı hatırlıyor musun panda katliamına karşı koyan silahlı panda hakkında?
- Sabe a revista em quadrinhos em que eu estava trabalhando, com pandas combatentes do crime?
Pandalar 3 testislidir.
Os pandas na verdade têm três testículos.
Sen konuşan bir pandasın.
Tu és um panda falante.
Çin'in kalbinin büyük kısmını kaplayan engin genişlikteki bu araziler bir zamanlar aç pandaların sesleriyle yankılanıyordu.
Pandas esfomeados vaguearam em tempos por vastas florestas de bambu que cobriam grande parte do coração da China.
Sağ kalan pandalar artık soyutlanmış bölgelerde korunuyorlar.
E os restantes pandas selvagens estão agora confinados em reservas isoladas.
Burası Wolong rezerv alanı pandaların yaşadığı bambu ormanların biraz ilerisinde.
Esta é a reserva de Wolong, não muito longe das florestas de bambu onde os pandas selvagens vivem.
2006'da çiftlikte 16 yavru doğdu ve şu anda burada doğaya güvenli bir şekilde salınanlardan çok daha fazla panda yaşıyor.
Em 2006, a reserva teve 16 crias, e agora há mais pandas criados no cativeiro de wolong e depois podem ser libertados no seu pequeno habitat selvagem.
Doğada yavru pandalar hayatta kalma yöntemlerini annelerinden öğrenirler ama diğer pandalarla çok az iletişime geçerler.
Na natureza, os pandas gigantes aprendem as técnicas de sobrevivência com as suas mães, mas têm pouco contato com outros pandas.
Bugün, doğal hayatın korunmasına yönelik çabaların artmasıyla Çin'de geriye kalan 1,600 kadar vahşi pandanın hayatta kalabilme şansı biraz da olsa var.
Hoje em dia, com a melhora de atitudes em relação á conservação da natureza, há uma esperança de que os restantes 1.600 pandas selvagens tenham algumas chances melhores de sobreviverem.
Bebek panda resimlerine baktım.
Olhei para umas fotos de pandas bebés.
Sen pandasın.
Tu és um panda!
Sen yalnızca büyük şişko bir pandasın!
Tu não passas de um panda grande e gordo.
- Neye? - Vanity Fair dergisinin arka kapağındaki çirkin fotoğrafına. Şirinler Diyarı'nın sevimli pandasını tutuyor.
Estou a olhar para tua cara feia na contracapa da revista "Vanity Fair", a segurar no panda mais fofinho do mundo.
Çin yolculuğumun en güzel yanı pandalardı.
REUNIÃO DO DIA " E a minha parte favorita da viagem à China foram os pandas.
Merak etmeyin ; pandaları herkes sever.
Não se preocupe. Todos adoram pandas.