Papaz Çeviri Portekizce
3,122 parallel translation
Çok güzel bir anma töreniydi, papaz.
Foi um serviço fúnebre lindo, Pastor.
Cumartesi hep beraber papazın evine öğle yemeğine gidiyoruz.
Vamos todos almoçar a casa do pastor, no sábado.
Teşekkürler, papaz.
Obrigada, Pastor.
Walter, papaz dua etmeye çalışıyor.
Walter, o Pastor está a tentar dar graças.
Bunu çok düşündüm, papaz.
Sabe, Pastor, tenho pensado muito nisto.
- Kaybederiz, papaz.
- Vamos perder, Pastor.
Günaydın, papaz.
Bom dia, Pastor.
Papaz G.G. Kulağa hoş geliyor, değil mi?
Pastora G.G.. Soa bem, não soa?
Geçen Çarşamba internette papaz ilan edildim. Bana güvenin yani. Ne yaptığımı biliyorum.
Fui ordenado na passada quarta-feira pela Internet por isso podem ter a certeza de que sei o que estou a fazer.
- Hizmetçine çakman daha büyük suçtur ama! - Katolik bir papaz olacaksın bir de!
- Tal como foder como a empregada!
O bir papaz, Donny.
Ele é um pastor, Donny.
Gerçekten papazın yamağı mıydın?
Tu eras mesmo assistente do teu jovem pastor?
Papaz efendi?
Pastor?
Sen ihtiyar ve papazın tekisin.
Você já tem uma certa idade e é pastor.
Papaz efendi, teşekkür ederim.
Pastor, obrigado.
Papaz kaçtı?
Outro tipo de jogo?
İki papaz, üçlü kazanır.
Par de Reis. Trio de 4 vence.
Papaz yok mu?
- Vieram sem padre?
Awlaki de listedeydi çünkü Amerikan kökenli papaz, bazı tehlikeli planların başında... İnfaz listesi.
Awlaki estava na lista porque o clérigo nascido na América foi o cérebro por detrás de alguns dos mais perigosos...
Cenaze töreninde papaz mı, rahip mi yoksa haham mı ister diye soruyorum.
No caso de ele querer um pastor, um padre ou um rabino. Para os últimos sacramentos.
Papaz Dan bu sabah İncil okutacak ve geç kalan çocukları hiç sevmez.
O Pastor Dan vai dar a catequese hoje de manhã e não gosta de adolescentes pouco pontuais.
Şef Jackson Drexler'ı papaz yardımcısı gösterir.
A chefe Jackson faz o Drexler parecer um acólito.
Papaz bey, gerçekten seninle konuşmaya ihtiyacım vardı.
Eu realmente precisava falar com você, Pastor.
Stacy'nin papazı gece Greta Van Susteren programında olacak.
O Pastor de Stacy vai estar em Greta Van Susteren esta noite.
Drew Peterson'nun üçüncü eşinin bedenin mezarından çıkarılmış olduğu şu sıralarda Stacy Peterson'nun papazından hayret verici bir açıklama geldi.
Quando o corpo da terceira esposa de Drew Peterson foi exumado há a notícia do impressionante anúncio do Pastor de Stacy Peterson.
Papaz ortaya çıkıp, Stacy'nin kendisine, kocasının onu öldüreceğine dair... ... dair korkusunu dile getirdiğini açıkladı.
O pastor veio a público com alegações que Stacy lhe confiou os seus temores de ser assassinada por seu próprio marido.
Bu suratla papaz olmak istemezsin.
Não queres chatear esta cara.
Sen kırmızılar içindeki papaz mısın?
Você é o clérigo em vermelho?
Günah çıkartan papazımı da Fransiskan idi.
O nosso confessor era franciscano.
Bir voodoo papazı için çok gerginsin.
Estás muito assustado para um sacerdote vudu.
Ben hiç voodoo papazı olduğumu söylemedim.
Nunca disse que era isso.
- Papaz'ı dinle, On.
Ouve o Rei, Dez.
- Papaz elimden kaçtı.
- Perdi o Rei.
Uyan bakalım, Papaz.
Acorde, Rei.
- Papazım önerdi bana.
O meu pastor recomendou-nos.
Bu yüzden biz de gitarlarla kiliseye gittik ve oradaki Hawaii tişörtlü papaz el çırptı filan.
Então fomos até aquela igreja com as guitarras e o ministro com a camisa havaiana.
Neden bir papaz olmadın?
Por que não és padre?
Bir papaz olarak yeterince hizmet etmiş oluyorsun.
És mais útil para padre.
Tilbury'de karaya çıktığında bizim gözetimimizdeydi. Ama Kilise Papazı onları evlendirmek istedi,... böylelikle tüm yasal engeller ortadan kalkımış oldu.
Tenho de aconselhar a futura mãe acerca de dietas e higiene em casa.
Papaz Stewart'ın söylediklerini düşünmeden edemedim.
E não conseguia parar de pensar nas palavras que o reverendo Stewart disse.
Papaz Stewart onu çok özleyeceğimizi söyledi.
O reverendo Stewart disse que iria deixar saudades.
Papaz.
CAPELÃO Capelão.
Aslında hahamım ben ama yarı zamanlı papaz da oluyorum.
Na verdade sou rabino, mas faço capelania em part-time.
Papaz olsaydım mantıklı olabilirdi, değil mi? Kardeş sikme var ya!
- Podia fazer sentido se fosse padre.
Bir Yahudi nasıl Old Sandwich'te papaz oldu ki?
Como é que um judeu é capelão em Old Sandwich?
İki papaz.
Reis.
Papaz!
Ministro!
Bizi mi görmek istediniz papaz efendi?
- Queria falar connosco, Pastor?
Kilisemde papaz yardımcısıyım.
Sou diácono da minha igreja.
Papaz Garrett.
Reverendo Garrett.
- Bekle papaz.
Reverendo.