English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Pasaportlar

Pasaportlar Çeviri Portekizce

670 parallel translation
Fakat büyük bir dalgayla alabora olduk ve içinde altınımız ve pasaportlarımız olan demir kutu kayboldu.
Mas fomos apanhados por um enorme tufão, e a caixa de ferro onde estavam o ouro e os nossos passaportes, perdeu-se.
- Pasaportlar.
- Passaportes!
- Pasaportlar.
Passaportes!
Pasaportlar lütfen.
Passaportes, por favor.
Phileas Fogg ve tayfası bu öğleden sonra Greenwich zamanına göre saat 2 : 30'da pasaportlarını ibraz etmişlerdir.
"Phileas Fogg e compania apresentaram seus passaportes... " às 14 : 30 horas de Greenwich ".
Pasaportlar, lütfen.
Os passaportes, por favor.
Pasaportlarınız.
Os vossos passaportes.
İşte bunlar onun pasaportları : İsrailli, Avusturyalı ve Amerikan.
Os passaportes de Samantha Steel, Israelense, austríaco, americano.
Pasaportlarınızı görebilir miyim, lütfen?
Posso ver seu passaporte, por favor?
Pasaportlarınız, madam.
Seus passaportes, madame.
Pasaportlar ve gemi evrakları.
Passaportes e livros de bordo.
Lütfen pasaportlarınızı hazırlayın.
Preparem os passaportes, por favor.
Bütün pasaportları tekrar kontrol etsinler.
Que revejam todos os passaportes.
Lütfen çıkış kapısından geçerken kontrol için pasaportlarınızı hazırlayın.
Agradecemos que mostrem os passaportes para controlo... quando se dirigirem à porta das partidas.
Biliyorsun, pasaportlarımızı görmek isterlerse yandık.
Se nos pedirem os passaportes estamos tramados.
Pasaportlarımızı almamız gerek.
Querida, nós precisamos dos passaportes.
Bunlar, Tonino, bizim pasaportlarımız.
Tonino, são os nossos passaportes.
İşte, pasaportlar ve silah.
Aqui está o dinheiro, os passaportes e a pistola.
Şüpheli pasaportlar ya da düzmece imzalar hakkında... tek kelime konuşulmamıştı ve Edith gelmiş burada... Clifford Irving'e, Elmyr'in sahtecilikle bir ilgisinin... olamayacağını anlatıyordu.
Não se ouviu ainda nada sobre passaportes estranhos ou assinaturas falsas e aqui está Edith a dizer a Clifford Irving que ela não acredita que Elmyr tenha alguma coisa a ver com falsificações.
Zaman kaybını önlemek için pasaportlarınızı ve uçuş kartlarınızı hazırlar mısınız?
Por favor tenham os passaportes e cartões de desembarque prontos, para evitar atrasos desnecessários.
- Bir de bütün pasaportlar.
E os passaportes dos passageiros.
Pierre, bütün pasaportları Bay Poirot'ya verin.
Leve os passaportes ao Sr. Poirot.
Pasaportları bekleyelim.
Devemos esperar até inspecionar os passaportes.
Pasaportlarımız ne alemde?
E os nossos passaportes?
Pasaportlarımızı da bize geri Verebilir misiniz acaba?
Quererá também a amabilidade de nos entregar os nossos passaportes, por favor?
Bazı insanlar pasaportlarını göstermediler.
Passaram uns que não se identificaram!
Yoksa öylesine çıkmak mı? Pasaportlar lütfen.
- Passaporte, por favor.
Şimdi komitemiz ve destekçilerinin pasaportlarını yakacağız.
E agora, queimamos os passes do nosso Comité.
Pasaportlarınızı ateşe atın, lütfen.
Lançai os passes para o fogo...
O pasaportlar hükümetin malı!
Estes passes são propriedade do Governo britânico!
Aşağıdaki herkesin ve bizim pasaportlarımızı istiyorlar,... Kamboçyalıları da dışarı atmak.
Querem os nossos passaportes e os de toda gente lá em baixo. Os cambojanos têm de partir.
Pekala, pasaportlarınızı vermek için son şansınız.
É a vossa última oportunidade de os entregarem.
- Pasaportlarınızı görebilir miyim?
- Posso ver os passaportes?
Bütün pasaportları topla.
Recolha todos os passaportes.
Bayanlar ve baylar, pasaportlarınızı teslim etmenizi istiyorlar.
Srs. passageiros, atenção. Eles querem todos os vossos passaportes.
Lütfen pasaportlarınızı çıkarıp baş seviyesine kaldırın.
Por isso, tirem-nos e segurem-nos acima da cabeça.
Pasaportlarımızı neden istediklerini biliyor musunuz hanımefendi?
Menina, disseram-Ihe porque razão querem os nossos passaportes?
Hanımefendi, bizim pasaportlarımız yok.
Desculpe, menina. Nós não temos passaportes.
Bunların pasaportlarını neden toplamadın?
Ei, você. Porque não recolheu os passaportes destes homens?
- Pasaportları yokmuş.
- Eles não têm passaporte.
Amerikan pasaportlarında din hanesi yoktur.
Os passaportes dos EUA não têm religião.
- Pasaportlar bugün geldi.
Os passaportes chegaram hoje.
Biletleri, pasaportları kaybediyorsun, çok içki içiyorsun genel anlamda bir utanç kaynağısın, Boyl.
Perdes bilhetes, passaportes, bebes e és uma vergonha para o meio, Boyle.
Polis galiba. Pasaportlarınızı hazırlayın.
Preparem os passaportes irmãs.
Benim burada olmamın ve bu pasaportların Güney Afrikalıları korkutacağını umuyoruz. Ama emin değiliz. Yine de elimizden gelenin en iyisi bu.
Esperemos que os passaportes e o facto de eu estar aqui, faça os sul-africanos hesitarem, mas não temos a certeza.
Pasaportlarınız hazır mı?
Tengan listos los pasaportes!
Pasaportlar lütfen.
- Por favor, mostrem o passaporte. - Passaporte.
Pasaportlar bayanlar.
É Obrigado. Passaportes.
Hadi, pasaportlar lütfen.
Da Ilha Thursday até ao Monte Macedon, para a Rocha da Forca. Passaportes, por favor.
Pasaportlarımızı hazırlayalım.
Melhor termos os nossos passaportes à mão.
Pasaportlarınızı alabilir miyim?
Posso ver os seus passaportes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]