Patty Çeviri Portekizce
2,703 parallel translation
Ailen ya da Patty Hewes.
a tua família ou a Patty Hewes.
- Ben Patty Hewes, siz kimsiniz?
- É a Patty Hewes? Quem fala?
Patty Hewes'e yatırımcıların parasını geri almakta yardımcı olmak istiyorum.
Ajudar a Patty Hewes a recuperar o dinheiro para os investidores.
Köpek nerede Patty?
Onde está o cão, Patty?
Bizde kalabilir, Patty'nin bizi haklayıp yer bezi olarak kullanmasını istiyorsak.
O que foi? Sim, podemos fazer isso se quisermos que a Patty nos persiga e use para carne picada.
Tamam, tamam, belki Patty'ye sorarım.
Está bem, está bem, talvez pergunte à Patty.
Numarayı Patty Hewes'e verdim.
Dei-o à Patty Hewes.
Patty Hewes için çalışıyor olamaz, değil mi?
Por acaso não trabalha para a Patty Hewes, pois não?
Henüz Patty'ye söylemedin mi?
Já contaste à Patty?
Patty onu asla bulamaz.
A Patty nunca a encontrará.
Patty Hewes ona Danielle'den söz etti.
A Patty Hewes contou-lhe sobre Danielle.
Patty Hewes'ün kızı mahkemeye çıkarmasına izin veremeyiz.
Não podemos deixar a Patty Hewes intimá-la.
- Patty onu asla bulamayacak.
- A Patty nunca irá encontrá-la.
- Patty.
- Patty.
Patty bunu başkasına yaptıramaz mı?
A Patty não tem mais ninguém que possa fazer isso?
Tüm söylediği Patty Hewes'ün onu sorgulamasını istemediği.
Ele só disse que não queria que a Patty Hewes a interrogasse.
- Patty?
- Patty?
Patty, benden elinde hiç bir kanıtın olmadan onu alıkoymamı mı istiyorsun?
Patty, pede-me que a detenha sem provas?
Patty'nin bizim bilmediğimiz bir şeyi bilmesi hoşuma gitmedi.
Não gosto de que a Patty saiba algo que nós não sabemos.
O zaman Patty neden benden onu alıkoymamı istiyor?
Então, por que quer a Patty que eu a detenha?
Selam Patty.
Olá, Patty.
Patty Hewes için çalışıyor.
Trabalha para a Patty Hewes.
- Ben Patty Hewes.
- Fala Patty Hewes.
- Patty Hewes ile buluşmam gerekiyor.
- Tenho de me encontrar com a Patty Hewes.
Patty.
Patty? Sim.
Sana söyledim Patty, sebepsiz yere onu alıkoymayacağım.
Eu disse-lhe, Patty, não vamos detê-la sem motivo.
Patty dinle, basın açıklamasını yapmadan önce...
Patty, ouça, antes que divulgue o comunicado de imprensa...
Selam Patty, ben Ellen.
Olá, Patty, fala a Ellen.
Patty Hewes'un onu mahkemeye çağırmasına izin veremeyiz.
Não podemos deixar a Patty Hewes intimá-la.
Patty burada ne arıyor?
O que faz aqui a Patty?
Pekâlâ, Patty, ama sana bir hafta vermiyorum.
Muito bem, Patty, mas não lhe vou dar uma semana.
Patty gerçekten ona yeni bir şeyler söyleyeceğini mi sanıyordu?
A Patty achava mesmo que ele lhe iria contar algo de novo?
Sence Patty daha fazlasını mı biliyor?
Achas que a Patty sabe mais? Garanto-o.
Patty onun peşinden gidecektir.
É de quem a Patty vai atrás.
Çünkü Tobinlerin sakladıkları her ne ise Patty onu bulacaktır.
Porque o que quer que os Tobin estejam a esconder, a Patty vai encontrá-lo.
Patty, şu anda konuşamam. Neredesin?
Patty, agora não posso falar.
Patty, gitmem gerekiyor.
Tom? Patty, tenho de ir.
Daha önce söylemiştim, Patty, eğer konuşmak istiyorsan araman yeterli.
Eu disse-lhe, Patty, que se quisesse conversar bastava telefonar-me.
Çünkü Tobinler her ne saklıyorsa Patty Hewes bulur.
A Patty descobrirá o que os Tobin escondem.
Patty, Louis Tobin'in Şükran Günü'nde Bayan Marchetti'yi aradığını sakladın.
Patty, não revelou que sabia que o Louis Tobin ligou à Sra. Marchetti no Dia de Ação de Graças.
Paranın nerede olduğunu ve nasıl geri alınacağını açıklıyor.
ENTREGAR A PATTY HEWES Explica onde está o dinheiro e como recuperá-lo.
- Bunu Patty Hewes'e mi bırakmış?
- Ele deixou isto para a Patty Hewes?
Patty'ye bir an bile inanmadım.
Eu não acredito na Patty.
En iyisi, Patty ile önceden bilgilendirilmeden görüşmemektir.
É melhor ir preparada para uma entrevista com a Patty.
Bundan Patty'ye söz etme.
Não contes isto à Patty.
Neden Patty Savcılığı aramıyor? Eminim işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır.
Porque é que a Patty não telefona ao Procurador-Geral?
Onu almanı Patty istedi.
A Patty pediu-te para o levares.
Patty bu nedenle vermedi onu.
Acho que não é por isso que a Patty o pediu.
Danielle Patty Hewes'ün onu bulabileceği bir yerde değil, değil mi?
A Danielle não está num sítio onde a Patty Hewes a pode encontrar, pois não?
Patty Hewes'ün bürosundan aradılar.
Telefonaram do escritório da Patty Hewes.
Patty Hewes'la alakası var.
É por causa da Patty Hewes.