Pedis Çeviri Portekizce
71 parallel translation
Yalvarma benim için Olinska.
Näo pedis por mim, Olinska.
Sanırım sen de zaten bunu sipariş etmiştin.
Acho que foi isso que pedis-te.
O zaman size bunlar da, sorgusuz sualsiz verilecektir.
E todas estas coisas serão vossas... sem que pedis.
- Çok şey istiyorsunuz.
- Não sabeis o que pedis.
Yine de ricanızı yerine getiremeyeceğim.
Não posso, no entanto, ceder ao que me pedis.
Bunun için ne kadar istiyorsunuz?
Quanto pedis por ele?
Bakıyorum, sende kendine bir kılıç ayırmışsın.
Vejo que você também pedis-te uma espada.
Dikkatli dinleyin efendim. İstenen 15.000 franktan sadece 12.000'i nakit olarak ödenecektir.
Dos 15 mil francos que pedis, o prestamista só poderá dispor de 12 mil libras em dinheiro.
"Radix pedis diaboli" diye bir şey duydunuz mu?
Já ouviu falar da radix pedis diaboli?
Ne istediniz?
Vós pedis?
Riverview Hastanesi'ndeyim. İstediğin araştırmayı yapıyorum. Şu senin ikiz olayını derinlemesine öğreneceğim.
Estou no hospitall a fazer o que me pedis-te quero chegar ao fundo deste assunto.
Onurdan şereften söz edip, bin sterlin almak için yalvarırsınız.
Com modos finos pedis mil libras como se fosse um favor!
Lordum benimle bir anlaşma daha yaparsa, parayı işletip tüm borcumu ödeyebilirim.
Se Vossa Senhoria acordasse noutra soma dar-vos-ia o lucro e pagar-vos-ia a dívida. Perdi mil libras e pedis-me outro tanto?
Bacak damarı, diz altı ve dorsalis pedis nabzı kesildi.
Ausência de pulso femoral, poplíteo e dorsal.
Ama şimdi başka bir hapishaneye girmemi istiyorsunuz.
Agora pedis-me que entre para outra prisão.
Haftalardır bunu istiyordun.
Ha semanas que pedis isto.
- Gelmemesini mi istedin?
- Pedis-te que ele não viesse?
Bana evlenme teklif ettiğin günü hatırlıyor musun?
Lembras-te quando me pedis-te em casamento?
Bende, yapmamı istediğin bazı şeylere hayır dedim.
Eu disse não a algumas coisas que me pedis-te
O halde neden bisiklet istedin?
Então porque é que pedis-te uma?
Bunu benden neden istiyorsun?
Por que é que me pedis isso?
Her isteğinize hizmete hazırım.
No que pedis, vos servirei.
- "Her isteğiniz hizmete hazırım."
- "No que pedis, vos servirei.".
- Çevredeki ekipleri, istediğin şekilde, harekete hazır hale getirdim.
Eu tenho as equipas de perímetro que me pedis-te prontos para partir. Obrigada.
Ayakta nabız yok.
Sem pedis dorsal.
Eğer millete içki ısmarlarsan ödersin.
Pedis-te uma rodada de bebidas pela casa, tu pagas por elas.
- Demek ödünç aldın.
- Só o pedis-te emprestado?
İstediğin bir süre izini ayarladım... -...
Consegui o pedido de licença que pedis-te.
Öldürme isteğimizi kenaramı koymamızı istiyorsun... ve güvensizliği.
Pedis-me para por de lado gerações de derrame de sangue... e desconfiança.
Tam da istediğin gibi bir yer, Bradley.
Assemelha-se bastante àquilo a que tu pedis-te, Bradley.
Lütfen Anne'den saraya dönmesini isteyin.
Por favor, pedis à Ana que volte à corte.
Diğer hususların yanında, dini inançlara aykırı düşünceler sorunu din üzerindeki Kraliyet egemenliği, inanç özgürlüğünün sağlanması gibi konuları, Kral'ın hoşnutsuzluğundan çekinmeden korkusuzca tartışacak olan, kilise temsilcilerinden kurulu bir meclisin oluşturulmasına dair bir talebiniz vardı.
Entre outros artigos, pedis que seja feita uma convocação especial ou Parlamento para debater sem receio ou desagrado de Sua Majestade, questões de heresia, a supremacia real, e a manutenção da fé.
Madem doğruyu söylememi istediniz, şöyle cevap vereyim ; krallığın her yerinde, insanların kalbi, kiliselerinin yıkımı yüzünden çok kırılmış durumda. Çünkü onlar, belki de bir sebepleri olduğu için, bu yıkımların, İngiltere'den tüm dinlerinin yok olmasının ilk adımı olduğunu düşündüler.
Uma vez que me pedis que diga a verdade, responderei que em todas as partes do reino os corações das gentes foram muito magoados pela destruição das abadias, porque pensaram, talvez com razão, que este era o primeiro fruto da destruição
Çok fazla istiyorsunuz.
Vós pedis demasiado.
Bana evlenme teklif edişini hatırlıyor musun?
Lembras-te quando me pedis-te em casamento?
Vuruşun inceliğine bakarmısın, Ace.
Rápido! O que tu pedis-te, Ace :
Pazarın için bizden izin istemeye gelmişsin, öyle mi?
Uma combinação rara. Pedis-nos um alvará para um mercado?
Ayrıca Shiring Taş Ocağı'ndan taş alma izni de istiyorsunuz.
Também pedis o direito a explorar a pedreira de Shiring.
Senin söylediğini yapıp insanlarla kaynaşmaya çalışınca geride bırakıldık.
Quando fizemos o que pedis-te e tentamo-nos aproximar dos humanos, fomos deixados para trás.
- Benden seni iyi göstermemi istedin!
Pedis-te para fazer com que parecesses bom.
Benden istediğin her şeyi alnımın akıyla yaptım.
Eu fiz tudo que, sempre pedis-te.
Şikâyet ettiğin kimseleri temizledim, ortadan kaldırdım ; hatta öldürdüm her şeyi senin için yaptım.
Meu, tenho tomado cuidado com a tua carne, levantando-te, morrer por ti tudo o que nunca pedis-te.
Suçunun zalimliği için Tanrı'nın bağışlamasını diliyor musun? Hem de her gün.
Pedis perdão a Deus pela enormidade do vosso crime?
Gece Bavooki'den pizza siparişi mi verdin?
Pedis-te pizzas do Bavooki ontem à noite?
Dün benden 20 tane pizza istedin ve ben gelmeden sızmışsın Sammy.
Pedis-te 20 pizzas ontem à noite e desmaiaste antes de eu chegar, Sammy.
bütün saygımla kutsal babamız ama.... istemiş olduğunuz şey imkansız.
Com todo o respeito, Santo Padre, o que pedis é impossível.
Şehreminine bu işi sordunuz mu?
Pedis-te ao Presidente Hooft para vir?
Lordum'u ise küçük düşürür.
O que me pedis é indigno de mim como deveria ser de vós.
- Aynen ileteceğim.
- Cumprirei o que pedis.
Cleopatra ile Mani-pedis yapmaya mı?
Manicure e pedicure com a Cleópatra?
İstediğiniz her şeyi yaptım.
Eu fiz o que pedis-te.