English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Pennington

Pennington Çeviri Portekizce

133 parallel translation
Major Sylvester Pennington Sloane. Majestelerinin 42. Dağ Füze Birliğinden emekliyim.
Major Sylvester Pennington Sloane, dos fuzileiros escoceses de Sua Majestade, aposentado.
- Linnet aptal değildir Pennington.
- A Linnet não é parva, Pennington.
Amerikalı avukatım ve vekilim Andrew Pennington.
Este é o meu advogado americano e administrador, Andrew Pennington.
- Pennington'dan şüpheleniyorlar...
- Suspeitam que o Pennington...
Pennington mı?
O Pennington?
- Pennington'ın kamarasına bakmadık.
- Falta o camarote do Pennington.
Pennington?
Pennington?
Pennington'ın silahı.
É a do Pennington.
- Bay Pennington, silah sizin.
- Mr Pennington, esta arma é sua.
Bay Pennington?
Mr Pennington?
Pennington çalındı, Michael.
O Pennington foi roubado, Michael.
Yine de az önce dikkatsizce çarptığınız bu araba belki de dünyadaki en son Pennington Ascot Regencies olabilir.
Contudo este carro que você imprudentemente embateu por acaso é um dos poucos Pennington Ascot Regencies que ainda circulam
Pennington Ascot Regency bir klasik.
O Pennington Ascot Regency é um clássico
Pennington'la birlikte keyifli bir sürüş yaptığını sanıyordum.
Pensei que estavas por aí fora a gozar o prazer de conduzir o Pennington.
Pennington çalındı, Michael.
O Pennington foi roubado Michael.
Eğer, döndüğünde Pennington'unu bulamazsa...
Agora, se ele regressa e eu não tenho o Pennington
Eğer Pennington'u satmayı planlıyorlarsa burası onu satmak için gayet iyi bir yerdir.
Se estão a planear vender o Pennington, este poderá muito bem ser o sitio certo.
Pennington'u bulmak olarak tanımlıyorum.
Eu defino como "já recuperaste o Pennington".
Pennington'la ne yaptın?
Tu fizeste o quê com o Pennington?
Pennington Ascot Regency'i seviyesiz bir şova mı soktun?
Tu expuseste o Pennington Ascot Regency numa feira perante gente comum?
Pennington'ım nerede?
Onde está o meu Pennington?
Devon, Beni derhal... Pennington'ıma götürmen için ısrar ediyorum.
Devon, Insisto que me leves a ver o Pennington imediatamente.
Yak onu Pennington.
Acende, Pennington.
Charles Pennington?
Charles Pennington?
Bay Pennington, Şef Sterns arıyor.
Sr. Pennington, gabinete do Chefe Sterns.
Pennington, bir anlaşma yaptığımızı düşünüyordum!
Pennington, pensei que tínhamos um acordo!
Demek istediğim dün Yeni Zelanda'daki Pennington Okulundan bir ileti aldım.
O que quero dizer é... Ontem, recebi uma comunicação da Escola Pennington, na Nova Zelândia.
Tabi şimdi Pennington'a gidersen yaşlı adamla akşam yemeği yemek için istasyona geri ışınlanamazsın.
Claro que agora, se fores para Pennington, não vais poder teletransportar-te para a estação para jantares comigo.
Pennington'a gitme hakkındaki kararını bizim buluşmamızın sonucuna göre almayacaksın.
Que concordes não basear a tua decisão sobre ir para Pennington em como correr o encontro.
Eh, şu ertelediğim girişi kabul edip sonbaharda Pennington'a gitmeyi düşünüyorum. Harika olurdu!
Bem, estava a pensar aproveitar aquela vaga deferida e ir para Pennington no outono.
Dünya'ya döndüm, etrafta dolandım ve en sonunda Pennington okulunda yazarlık eğitimi aldım.
Fui para a Terra, pairei por lá e acabei por estudar Escrita na Escola de Pennington.
Dünyadaki Pennington Fakültesine gitmeyi düşünüyorum.
Bem, estou a pensar em ir para a Escola Pennington na Terra.
- Andrew Pennington, Amerikalı vekilim. Kahire'de karşılaştık.
Ê o Andrew Pennington, o meu curador americano.
- O bey kim? - Pennington diye biri.
- Quem é aquele cavalheiro?
Bay Pennington, Bayan Doyle'un ölmesini isteyebilecek biri var mıydı?
Diga-me, Monsieur Pennington, sabe de alguém que quisesse ver a Madame Doyle morta?
Bay Pennington'ın bize yalan söylediğini biliyor musun? - Heykelin başı aşağıya düştüğünde tapınağın içinde olduğunu söyledi. - Öyle mi?
Sabia que o Monsieur Pennington nos mentiu?
Bay Pennington.
Monsieur Pennington.
Bu Pennington'ın silahı.
Ê a arma do Pennington.
- Bay Pennington, Linnet Doyle evlendiğinde reşit değildi, değil mi?
Diga-me, Monsieur Pennington, a Linnet Doyle ainda não era legalmente adulta quando casou?
Hayır, Bay Pennington. Dünyada en kolay şeylerden biri yolcu listelerine bakmaktır.
Não há nada mais fácil do que verificar listas de passageiros.
Uç cinayet, Bay Pennington.
uma mulher prestes a revelar a identidade do assassino. Três homicídios, Monsieur Pennington!
O da yıldırım gibi harekete geçti, Bay Pennington'ın kamarasında silahı olduğunu biliyordu.
que actuou com rapidez. Lembrou-se que Monsieur Pennington tinha uma arma no camarote.
Bay Pennington, eve döndüğünüz için mutlu olmalısınız.
Monsieur Pennington, deve estar contente por regressar a casa.
Şefim, kızlarıyla birlikte bir çift geldi. Pennington'lar.
Chefe, tem um casal com uma filha, os Pennington.
- Bayan Pennington, neden bize...
Sra. Pennington, porque não nos deixa...?
Selam Pennington.
Olá, Pennington.
Oturun Bay Pennington.
Sente-se, Sr. Pennington.
Senin ve Bo'nun Candace Pennington'a hakaret edip babasına saldırdığınızı gördüm.
Vi você e Bo insultarem Candace Pennington e atacarem o seu Pai.
Siz farklı bir şey gördünüz mü Bay Pennington?
Viu outra coisa, Sr. Pennington?
Pennington çok rağbet edilen iyi bir okul.
Pennington é uma escola muito boa e muito competitiva.
Linnet'in vekili.
- Um tipo chamado Pennington, o curador da Linnet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]