Percy Çeviri Portekizce
1,497 parallel translation
Senin o paralı askerlerle birlikte olduğunu düşünüyor.
Achas que o Percy vai admitir isso agora? Ele achas que estás numa coligação com os mercenários.
Bunun anlamı Percy'nin Pentagon'dan gelen parayla bir paralı asker birimi yönettiğini resmi olarak kabul edeceği mi oluyor?
Isso significa que o Percy vai ter que admitir oficialmente que luta contra uma unidade de mercenários no Pentágono?
Onlar Percy'nin neyin peşinde olduğunu zaten biliyor.
Eles já sabem o que o Percy está a fazer.
İyi bahane, Percy.
Bem jogado, Percy.
Percy davranışından ötürü hayal kırıklığına uğradı.
O Percy está desapontado com o teu comportamento.
Percy ile bir anlaşma yaptın. Bu yüzden sana sahte bir ölüm ayarlandı.
Tu fizeste um acordo com o Percy.
Yarın benden sağlam bir azar işitecek.
Percy. Ele vai ter que me ouvir depois de hoje.
Percy'nin yemi sağ olsun, iyi bir terfi aldı.
Teve uma bela promoção, graças ao Percy.
"Percy böyle bir şeyi nasıl yapabildi, Michael?"
Como é que o Percy pode fazer algo assim, Michael?
Bu işe bulaşmak istemedi. Percy pek hoş sohbet birisi değildir.
Engraçado, ele não se queria envolver.
Önemli değil, ben olayı çözdüm.
- O Percy não gosta de falar.
Percy için bir bela oldun çünkü ne yapabileceğini düşünüyordun dünyada bir değişiklik yaratabileceğini mi?
Então ganhou consciência, Nikita? Agora é um incómodo para o Percy porque acha que pode fazer o quê?
Percy, sana bir hediye verdi.
- O Percy presenteou-o.
Neden Percy'e bu kadar sadıksın?
- Porque és tão leal ao Percy?
Percy.
- Percy. - Guardião Canadá Um.
Percy, Montreal'a gidiyor.
O Percy está a caminho de Montreal.
Percy asla saha görevine çıkmaz.
O Percy nunca se desloca.
Percy operasyonu bıraktı.
O Percy estava furioso.
Burnunu Percy'nin işine sokmak istediğine emin misin?
Queres mesmo meter o bedelho nos negócios do Percy?
Ben isyan ettim, Percy üzerime Michael'ı saldı.
Eu desertei, o Percy mandou o Michael perseguir-me.
- Seni Percy mi gönderdi?
- O Percy enviou-te?
Ama buraya Percy için geldim.
Embora esteja aqui por causa do Percy.
Ama kutuyu Percy'e verirsen iyi olmayacak.
Ela está bem. Mas deixará de estar se entregares a caixa ao Percy.
Backhoe operasyonunu kapatamayız. Bunun için Percy lâzım.
Precisamos do Percy para isso.
Ya bana yardım edersin ya da iş saatlerinden sonra video toplantı odasında ne yaptığını Percy'e anlatırım. Amsterdam'lı kızlarla birlikte.
Ou me ajudas ou contarei ao Percy o que tens feito fora de horas na sala de vídeo-conferência, com as meninas de Amesterdão.
Percy ona sahip olduğu sürece dokunulmaz birisi.
Enquanto Percy a tiver, é intocável.
Çünkü Percy bilmeni istemiyor.
Porque o Percy não quer que saibas.
Percy'nin ofisine gizlice girerek mi?
Assaltando o gabinete do Percy?
Temiz bir giriş yaptığımızı söylemiştin. Yaptık! Ama bilmiyorum, bir şeyi atlamış olmalıyım çünkü bu güvenlik kayıtları açıkça benim Percy'nin ofisine girdiğimi gösteriyor.
Mas, não sei, devo-me ter esquecido de algo porque estes logs indicam que entrei no gabinete do Percy.
Bir telefonunuz var. - Percy mi?
Senhor, telefone.
- Nikita.
- Percy? - Nikita.
Devam et ve onu Percy'e bağla.
Reencaminha-a para o Percy.
Percy.
- Percy.
Merhaba, Percy.
- Olá, Percy.
Percy'nin olduğu yerden 5.5 km uzaklıkta.
Círculo para Quadrado.
- Percy nerede?
Ela está 5,5 km da posição do Percy. - Onde está o Percy?
Seninle benim aramızdaki fark bu işte, Percy.
Essa é a diferença entre nós, Percy.
Birisi izni olmadan Percy'nin ofisine girdi.
Alguém entrou no gabinete do Percy sem permissão.
Percy'nin ofisindeki bendim.
Fui eu que estive no gabinete do Percy.
Charles Percy, karnından silahla yaralandı.
O Charles Percy tinha uma ferida de arma de fogo no abdómen.
Charles Percy'yi kaybettik, doktorlarımızdan bir tanesiydi.
E falhámos com o Charles Percy, um dos nossos médicos.
İçerideki ortağım, Alex'in de yardımıyla bir tane kara kutunun yerini tespit ettik. Hükümetimizin en gizli sırlarını barındıran ve Percy ile Bölüm'ü dokunulmaz yapan bir sabit disk.
Com a ajuda de Alex, a minha parceira infiltrada, descobrimos uma caixa negra, um disco rígido, que contém os segredos mais obscuros do Governo e torna Percy e a sua Division intocáveis.
Onun da yardımıyla kara kutuyu yok edeceğim. Sonra da Percy ve Bölüm'ü parçalayacağım.
Com a ajuda dele, destruirei a caixa negra e, depois, acabarei com Percy e a Division.
Percy'nin kurşununu çıkarttım.
Retirei a bala do Percy.
Percy.
Então, simulámos a tua morte.
Percy ile konuştum.
Tinha que te ver de novo.
Garip.
Falei com o Percy.
Percy onu imtiyazlı çalışanlar dosyasına koymuş.
O Percy tem-no sob um ficheiro NOC.
Percy ile konuşmam gerekiyor.
Preciso de falar com o Percy.
Percy'nin yerini de takip et.
Vê a localização do Percy, também.
Percy.
Percy.