Perra Çeviri Portekizce
49 parallel translation
Ona haddini bilmeyi öğretiyorum. Unutmadan, silahın biraz ağır.
A tua arma está perra.
Takıldı!
Está perra!
Her yerim tutulmuş.
Estou toda perra.
O gece sıkışmıştı.
Estava perra aquela noite.
Kumanda edemiyorum.
A alavanca está perra.
Ve kahrolası kol kolay dönmezdi.
E era perra aquela maldita manivela.
- Ben benimkini hiç sürgülemiyorum, çok sert.
- Nunca estive para isso. É perra.
- Duyuyor musun, ne kadar kuru?
- Não ouvem como está perra?
Kilit takılıyor.
A fechadura está um pouco perra.
Kapı biraz sıkışık.
A porta estava um bocadinho perra. Viram aquilo?
Sürtünme artar, vites dişlileri aşınır.
O atrito aumenta e a alavanca das mudanças fica perra.
Sıkışmış.
Está perra.
- Kapı sıkışmış olmalı.
- A porta deve estar perra.
Hayır, çok sıkışmış.
Não, está bem perra.
- Araba kapısı sıkışmıştı.
A porta do carro estava perra.
- Eğer sıkıştıysa, - ben nasıl açtım?
- Se estava perra, como foi que abri?
- Sıkışmış!
- Está perra.
Biraz sıkışıyor.
Está um pouco perra.
Sıkıştı mı?
Está perra?
Biraz sıkışmış gibi görünüyor.
Parece estar... um pouco perra.
- Serttir, kuvvetli çek.
- Está perra, puxe.
Estoy aquí para hacer tu perra. "
"Bom dia, estou aqui para ser a tua cabra."
Sorun şu ki, Memur Bey, bu "perra" devamlı müşterimi çaldı.
O problema é, Sr. policia, que esta "perra" ( puta ), roubou-me o cliente do costume.
Tamam, bakalım "Perra" bu işe ne diyecek?
Está bem, vamos ouvir a versão da "perra".
Ödeşme zamanı geldi, perra pequeña.
É tempo de pagar ao flautista, perra pequeña.
İş yapacağımız bir kaltak daha.
Mais uma perra com que nos deitarmos?
Es una perra callejera.
Es una perra callejera.
Uh, "es una perra..." Ne?
"Es una perra..."
Tutulmuşum.
Estou tão perra.
- Destek olmak istiyorsan...
- Se queres ser prestável, razão porque estás perra.
Çekmecenin takıldığını fark ettim.
Reparei que a gaveta está perra.
Araba biraz haşat oldu, ben de biraz sarsıldım ama neyse, bu konuda konuşmak istemiyorum.
O carro está um pouco amolgado, eu estou um pouco perra, mas não quero falar disso.
Sıkıştı.
Está perra.
Bazen tutukluk yapıyor.
Às vezes, fica um pouco perra.
Bu sıkışmış!
Está perra!
Kapı biraz sıkışmış.
A porta está um pouco perra.
Bu gerçekten fena sıkışmış.
Esta está mesmo perra.
Sadece sıkışmış.
Está um pouco perra.
Bunları tanımıyorsun.
É uma "perra gavacha". - Sabes isso?
Telefonunu unutma, gerzek.
Não te esqueças do teu telefone, "perra".
Bravo, çok klassın perra.
Tens muita classe, sua cadela.
Pera-Pera-boo?
Pera... Perra...
Çıkamadım.
Estava perra.
Belki de sadece sıkışmıştır.
Talvez estivesse só perra.
ya arada sirada sikisiyor sunu biraz ileriye itmeli,
Por vezes é um pouco perra, basta dar-lhe um pequeno empurrão.
Merhaba sürtük.
Hola, perra.
Benim inatçı kapıma ne oldu?
O que aconteceu à minha porta perra?