Perry Çeviri Portekizce
1,745 parallel translation
- Selam, Perry!
- Olá Perry!
Selam Perry. Bu konuşma bahiste geçerli sayılmaz.
Hei Perry, isto não conta como se fosse eu a ligar-te.
Eminim ki, Perry, yalnızca meslektaşı değil, aynı zamanda arkadaşı olduğumu da kabul edecektir.
Aposto que o Perry irá admitir que eu não sou só um colega, sou um amigo.
Ben de bir şeyler kazandım, Perry.
Ah, mas eu já ganhei uma vez Perry.
Trent'ten Layne'e, Layne'den Perry'ye. Ta ki milyarderleri, rock yıldızlarına tercih edene kadar.
Sim, passando pelo Trent, pelo Layne e pelo Perry, até trocares estrelas de rock por bilionários.
Anne, michel perry'lerimi gördün mü?
Mãe, tiraste os meus sapatos Michel Perry?
Perry Clark... En azından telefonda Verdiği isim buydu.
Pelo menos, foi o nome que me disse ao telefone.
Gerçek Perry Clark'ı İyi taklit etmiş.
Deve ter encarnado o verdadeiro Perry Clark.
Perry-Ellis-cüzdan sahibi.
Janet Reno?
Sana Perry Como olmadığın için kızıyorum.
Não gosto de si porque não é o Perry Como.
Bunun hiç espri anlayışı yok.
O Matthew Perry não tem senso de humor.
Dr. Perry, lütfen.
Dr. Perry, por favor, preciso mesmo deste emprego.
Bana Perry dosyasını getir ayrıca telefondaki kimmiş öğren. Ben de adamı kovayım.
Arranje-me o ficheiro Perry, e descubra quem estava ao telefone, para que eu o despeça.
Bay Perry'nin kızına bakması onun işine mani oluyorsa anlaşmayı imzalaması için kıza biz baksak nasıl olur?
E se, no lugar de olhar a filha do senhor Perry como um obstáculo, olhássemos para ela como uma oportunidade de fechar o negócio.
Bay Perry buna bayılacak.
O Sr. Perry vai adorar.
Onlar içeride Bay Perry'e evleri gösterirken ben de dışarıda kızına geleneksel Minden dondurma ziyafeti çekerim.
Assim, enquanto eles estiverem lá dentro a mostrar a casa modelo, eu estarei do lado de fora, a oferecer à filha, o velho gelado social de Minden.
- Teşekkür ederim, Bay Perry.
- Obrigado, Sr. Perry.
- Siz Robert Perry misiniz?
- É o Sr. Robert Perry?
- Eger bu baska bir Matthew Perry filmiyse...
- Se for outro filme de Matthew Perry...
Aslında doğru söylüyorsun, Perry.
Sabe, Perry? Tem razão.
Peki ya Perry?
E o Perry?
Bay Perry. Çok meşgul olduğunuzu biliyorum. O yüzden zamanınızı çalmayacağım.
Sr. Perry, sei que é um homem muito ocupado, por isso só lhe vou pedir um segundo.
Bay Perry, anlaşmamız ikimizin arasında. Ailemi bunun dışında tutun.
Sr. Perry, qualquer que seja o assunto entre nós, deixe os meus pais de fora.
Ve kazananlar Michael De Vere ve Douglas Perry.
E os vencedores são... Michael De Vere e Douglas Perry.
Yönetmen : Doug Perry.
Dirigido por Doug Perry.
Bilmeni isterim ki, Doug Perry konusunda hiçbir şey bilmiyor.
Tinha de lhe dizer. Ele não sabia nada do Doug Perry.
Liebman, Avila'daki Perry firmasına 2006'da katılmış.
Juntou-se à firma do Perry, do Liebman e do Avila em 2006.
Perry?
Perry?
Karanlık olursa ve Perry'nin uyuşturucusunu içerek kafan dumanlı olursa elbette düşersin.
Cais se estiver escuro e estiveres todo alucinado com uma das drogas do Perry.
Şu an personelimiz eksik Perry işten atıldı, ve Mark'ın ölümünden herkesin etkilenmesinden endişe ediyorum.
Temos pouco pessoal agora que a Perry foi despedida, estou realmente preocupada como todos vão ser afectados pela morte do Mark.
Yaşayan ebeveynler, eklemeliyim.
Perry Stuart ainda está vivo e eu estou morto.
Zırvalığın daniskası. Perry Cox, 15,5 cm, yemekten sonra 21,5 cm.
"Baboseira" Perry Cox, 6 : 1
En azından, Dr. Perry'ye göre böyle.
Pelo menos é o que o Dr. Perry pensa.
Dr. Perry kim? Ben...
Quem é o Dr. Perry?
Elbette, Perry.
Claro, Perry.
Ayrılman Perry'i gerçekten üzüyor.
O Perry parece muito afectado com a tua partida.
Cinsiyetini öğrenip, Perry'ye söylemeyip bunu ona karşı kullanıp, kölen haline getirebilirsin.
Podias ficar a saber o sexo, não dizias ao Perry, usavas isso contra ele e dominavas-o como o um pequeno cãozinho.
Perry senin hakkında çok yanılmış!
O Perry estava tão enganado em relação a ti.
Perry. Kızın çok güçlü.
Perry, ela é forte.
Evet, ben de öyle, Laskin ve Perry hastalık bildirene kadar.
Também eu, até o Laskin e o Perry terem metido baixa.
Perry, bir iyilik isteyebilir miyim?
Perry, posso pedir-te um favor?
Perry, insanlar eğer keyif almıyorlarsa hiçbir şeyi devamlı yapmazlar.
Perry, as pessoas não fazem as coisas uma e outra vez a não ser que recebam prazer disso.
Halledeceğim, Perry.
Vou já fazer isso, Perry.
Söyle onlara Perry.
Diz-lhes, Perry.
Hey, hadi Perry buraya gel ve bir anahtar seç.
Hey, anda lá, Perry, vem para aqui. Pega nas tuas chaves.
Perry kendini yetersiz hissetsin diye boşalMAma taklidi yapıyorum. Demek istediğim, eğer mutlu olmak istiyorsan, beni asla dinlememelisin.
Caramba, para fazer com que o Perry se sinta inadequado, às vezes finjo que NÃO tenho orgasmos. O que eu quero dizer é... se queres ser feliz, nunca me devias dar ouvidos.
Perry!
Perry!
Daha iki gündür evli olduğumuzu biliyorum ama bunu öğrenmelisin.
Perry, sei que vamos casar hoje, mas devias saber isto.
Kol ağrısı, Perry.
Dor de braço, Perry.
Neydi bu adamın adı?
- Como se chama ele? - Perry Clark.
Küçük kardeşim Perry.
Perry.